5. Bölüm

32 3 1
                                        

Merhaba arkadaşlar. Sizi diğer bölümlerden daha uzun bir bölüm bekliyor. Umarım beğenirsiniz 🌝

Multimedia Baran Vardar.

🍷

Feyza'dan

Yanan gözlerimi kapatıp titreyen ellerimi arkamda sakladım. Güçlü bir nefes alıp titrekçe dışarıya üfledim. Gözlerimi açıp karşımda ki koşulsuzca sevdiğim adama baktım. Dediklerini hâlâ hazmetmeye çalışıyordum. Ellerimde ki titreme bacaklarıma geçiş yaptığında Baran'a doğru tutundum. Kaan yavaşça bana doğru yaklaştı. Havanın aydınlığı yavaşça gidiyordu. Güneş yavaş yavaş benim gibi dibe batıyordu. Ben hâlâ Baran'a tutunurken o da tepkisizce ağabeyini izliyordu. Kaan yaklaştığında geriye adım attım. Baran'ın kolunu hâlâ bırakmamıştım. Oda bana yardımcı olarak geri adım attı.

" Feyza " diye fısıldadı Kaan.

" Bak öz-"

Parmağımı dudağıma getirip " Şşh " dedim. Titrekçe. Göz yaşlarım artık benden bağımsızlığını ilan etmişti bile.

" Ama bir dinl-"

" Ben dinleyeceğimi dinledim ya " diye sessizce konuştum. Ardından gülmeye başladım. Deli gibi gülüyordum. Elimi saçıma daldırdım.

" Bana ne yaptın ?"

"Ne yaptın"

" Ne yaptın bana. Bunu niye yaptın ?"

" Niye yaptın ?"

Deli gibi tekrar ediyordum. Niye yapmıştı ? Neden ki ?

" Neden ?!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım.

Bütün gücümü toplayıp yakasına yapıştım. Dişlerimi birbirine bastırıp yakasını kendime doğru çekiştirdim.

" Hayvan !"

" Ben sana beddua edebilir miyim lan!"

Baran tepkisizce bizi izliyordu. Ne yapılırdı ki başka.

Biraz daha çektim kendime Kaan'ı. Tek elimi boğazına getirip sıkmaya başladım.

" Ben sana ne yaptım ?" diye fısıldadım.

" Ben bunu hakedecek ne yaptım sana Kaan!"

Gözünden bir damla düştüğünde yakasında ki ellerimi çekip yanağına bir tane patlattım.

" Şşh, yalandan ağlama. Zorlama kendini. Vicdanını rahatlamaya çalışma" dedim tokat attığım elimi havaya kaldırıp.

Sağa dönen suratını bana doğru tekrar döndürdü. Gözünden tekrar bir damla düştüğünde güldüm, tekrar ve tekrar güldüm. Elimi saçıma daldırıp saçımı çekmeye başladım. Göz yaşlarım durmuyordu. Nefesim daralıyordu.

Elini saçıma doğru uzattığında elini itip iğrenircesine ona baktım.

" Ben Selin değilim ! Merak etme saçımı çektiğimde , ağladığımda, içim yandığında onun canı acımıyor. Bir tek benim acıyor merak etme!" diye bağırdım. Avazımın çıktığı kadar.

" Ben seni çok sevdim be Kaan. Yazıklar olsun bütün sevgime "

" Feyza bak güzelim bir dinles-" dediğinde sırıttım.

" Kes ! Kes sesini " dedim sırıtmaya devam ederek.

" Ben senin yüzünden o hastaneye mahkum edildim. Deli olmadığım hâlde her gün, her saat iğneler vuruldum. Sakinleştiri iğneler " diye sırıttım. Cümlemin sonuna doğru fısıldadım.

Son ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin