1

1.5K 119 119
                                    

Öğretmenler odasının kapısına koyduğum su kovası Hwang Hyunjin yüzünden kendi kafama düştüğünde dengemi kaybedip yere düşmüştüm, bana üstten aşağılayıcı bir şekilde baktığında kaşlarımı çattım.

"Daha bir gücün bile yokken başına kötü işler açma." Göz devirip yüzümün önüne gelen saçı üfledim ve ayağa kalkıp ellerini cebine almış etkileyici bir cazibeyle yürüyen Hyunjin'e baktım, tüm insanların dikkatini çekmeyi her zaman başarıyordu. Az önce 4 gücünden biri olan hava ile su kovasını hareket ettirmişti.

Ayağa kalkıp ellerimi ıslak saçlarımda gezdirdim, böyle insanların içine çıkmak çok utanç verici olacağından olduğum yerde çömelip etrafa bakındım, yanımda ne yedek kıyafet ne de yedek kıyafet isteyecek bir arkadaş vardı.

Gözlerimi açık koridora aldığımda Hyunjin'ciğin en yakın arkadaşı olan Minho ve onun biricik etekli sevgilisi Jisung'u görmeden edemedim.
Kısa etekleri tüm erkeklerin ilgisini çekiyordu, ben o eteğin içinde olsam kendimi orospu gibi hissederdim ama ona yakışıyor.

Hızlı adımlarla tuvalete ilerlerken ıslak kıyafetlerim ve saçım yüzünden bir kaç insanın kıkırdama kaynağı olmuştum. Tuvalete gidip ne yapacaktım ki?

Koridordaki kalabalığın sebebi her zamanki gibi Changbin'di o da Hyunjin'in grubundan ve fazla kavgacı biriydi. Oradan geçerken yere yığılmış yaralı çocuğu görmeden edemedim, mide bulandırıcı bir görüntüydü. Ha bu arada Changbin adlı çocuğun özelliği güçtü, evet güç. O bacaklarının gücü ile hem hızlı koşabilir hem yükseğe atlayabilir, kolları ile ise 300 kilodan fazla yük kaldırabilir. Kulağa çok havalı geliyor değil mi? Öyle çünkü.

Hyunjin'in grubundaki kişiler hep en güçlüleriydi, benim gibi güçsüz insanlardan nefret ederlerdi. Evrenin ayrımcılığıydı bu.

Tuvalete girdiğimde Chris ve Seungmin'i öpüşürken görmem ile hızlıca geri çıkıp derin bir iç çektim. Chris, o bir zeka küpüydü, o kadar zeki ki senin hakkında senin bile bilmediğin birşeyi biliyor olabilir. Seungmin ise onun tatlı mı tatlı sevgilisi, o ışınlanabilir. Eğer bir gücüm olmasını isteseydim ışınlanabilmeyi isterdim.

Islak üstümü silkeleyip kendimi daha da utanç verici bir duruma düşürdüm, iyi ki tüm insanlar Changbin'in kavgasına odaklanmıştı ki beni umursamamışlardı.

Minho ve Jisung asla ayrılmayan elleri ile kalabalığa doğru ilerlediklerinde kalabalık ayrılmış onların geçmesi için yol açmıştı, onlar sanki tüm hayvanların yanında kaplan gibiydi, ben ise karınca.

Ha bu arada Minho ve Jisung'un güçlerinden bahsetmemiştik değil mi? Minho patlamalar çıkartabilir, Jisung ise istediği yerden sarmaşık çıkartıp onu bir silah olarak kullananilir, bunlarda çok güzel güçler.

Beden sahasına çıkıp belki yedek tişörtüm vardır diye dolabımı açtım, açar açmaz yüzüme sıçrayan boya ile neye uğradığımı şaşırdım, tanımadığım insanlar bana gülerken kendimi daha da kötü hissettim, tişördüm ölmüştü artık. Ben bu tişördümü aileme nasıl açıklayacağımı düşünürken içeri Jeongin girmişti, o insanlara dokunarak gelecek 20 dakika içinde ne yapacağını görebilirdi, yani bir savaşta o size dokunduğunda savaşı kaybetmiş sayılırsınız. Beni umursamamış dolabına yöneldiğinde diğerleri gülmeyi kesmişti, çünkü burada Hyunjin'in grubundan olan biri gülmüyorsa kimse gülemez demektir, dediğim gibi onlar tüm bu insanların içinde aslan.

Duşa girip kapıyı kitledim ve üstümdeki tişörtü çıkartıp ümitsizce yıkamaya çalıştım, boya çıkmayınca umutsuzca yere çöküp tişörtü ovmaya başladım, en sonunda hem ıslak hem boyalı tişörtü üstüme giyip odadan çıktım ve boş soyunma odasındaki çocuğun yanına gidip ellerim ile oynamaya başladım.

Kill Bill /Hyunlix/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin