2

775 90 74
                                    

Çizim defterimi çantama attıktan sonra Felix'e dönüp yüzünü süzdüm.

"Teşekkür ederim." Utangaç bir şekilde eğilmiş atolyeden çıkmıştı, arkasından gülümseyip, atolyeden çıktım.

Atolyeden çıkar çıkmaz koridordaki akıl almaz kalabalığı es geçmeden edemedim, işin ilginç yani Changbin'in orada olmamasıydı. Kalabalığa doğru yürüdüğümde ortası açılmıştı. Gördüğüm görüntüye ne kadar şaşırsamda bilinçli olup Minho'yu tuttum. Jisung ve Minho'nun kavga ediceği aklımın ucundan bile geçmezdi.

"Yanlışıkla oldu demiştim!" Jisung'un sözüne Minho yüksek bir ses tonu ile cevap verdi.

"Yanlışıkla mı doladın bacağıma o dikenli sarmaşığı?" Gözlerimi Minho'nun bacağına aldığımda pantolonundaki kurumuş kan lekesini gördüm, Jisung'un gücünü kontrol etmekte sorun yaşadığını bildiği halde ona kızması saçmaydı.

"Neden bilerek yapayım ki?" Jis'in sesi titremeye başladığında Minho iç çekmiş Jis'in yanağını okşamıştı, Jis sanki bunu bekliyormuş gibi göz yaşlarını akıtarak Minho'ya sarılmıştı. Minho Jis'in saçını okşayıp kalabalığa döndü.

"Neyi izliyorsunuz!?" Minho'nun sözünden sonra koridorda ben ve Jis dışında tek bir kişi dahi kalmamıştı.

"Bebeğim ağlama sende artık." Minho'nun sözü ters tepmiş Jis'in daha çok ağlamasına yol açmıştı.

"Gel yüzünü yıkayalım." Onlar Jis ile tuvalete girdiğinde ben Chris'in yanına doğru ilerledim. Merdivenden çıkarken tek başına oturup insanları izleyen Felix'i görmem ile onun yanına doğru ilerledim, yaklaştığımda insanları değil insanların güçlerini izlediğini gördüm, bir güce sahip olmamak gerçekten kötü birşey olmalıydı. Yanına oturduğumda bana şaşkınca ve endişeli bir şekilde bakmış kafasını başka bir yöne almıştı.

"Selam?" Başını eğip bana göz ucu ile baktıktan sonra ayağa kalkmış gözden kaybolmuştu, insanların yanında benimle konuşmaya korkuyordu. Zorbalık gördüğünü ve dışlandığını biliyordum ama onun bunu bu kadar kafaya taktığını düşünmemiştim. O gittikten sonra bende ayağa kalkıp biraz ileride olan Seungmin'in yanına oturdum.

"Neden onunla konuşmaya çalıştın?" Ses tonu ciddiydi, arkama yaslanıp iç çektim ve ona cevap verdim.

"İyi bir kişiliği var, bu hoşuma gitti."

"Ama onun bir gücü yok."

"Nolmuş yani?" Seungmin omzunu dürttüğünde söyleyecek bir söz bulamadığını anladım ve sırıttım.

"Şu önyargıyı ne zaman kaldıracaksın?" Seungmin arkasına yaslanıp saçını düzeltti ve bana kısa bir süre sonra cevap verdi.

"Bu evrende gücü olmayan bir insan hiç bir işe yaramaz, sence de zorbalık görüp dışlanması normal değil mi?" Sözünden sonra tebessüm edip arkama yaslandım, haklıydı. O çok şanssız bir insandı ama bu değersiz olduğunu göstermiyordu. Chris bize katıldığında ona dönüp aklımı yiyip bitiren o soruyu sordum.

"Gücü olmayan bir insan değersiz mi?" Chris iç çekip Seungmin'in omzunu okşadıktan sonra bana bakmadan cevap vermişti.

"Bu evrende güçsüz insan diye birşey yok, ya yalan söylüyordur ya da daha ortaya çıkmamıştır ama insanın değerli olup olmadığı ona bağlı, gücüne veya başka bir şeyine değil." Chris'in sözünden sonra gülümseyip Seungmin'e baktım, Chris'in dediğini sindirmeye çalışıyora benziyordu.

Kill Bill /Hyunlix/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin