Kapı sertçe açıldığında gözlerim oraya gitti, Hyunjin sanki annesini sikmişler gibi adamlara saldırıyordu. Hızlıca geri çekilip üstümü gömleğim ile kapadım ve bacaklarımı kendime çektim, bu yaşadığım durum o kadar utanç vericiydi ki..
Hyunjin yanıma çömeldiğinde o an göz yaşlarımı tutamayıp kafamı eğdim, ceketini üstüme koyup beni kendine yaslamıştı. O an ikimizde söyleyecek bir söz bulamamıştık.
"Üzgünüm, yetişemedim." Gözlerimi sıkıca kapatıp Hyunjine sarıldım, bacaklarımdan tutup yavaşça kucağına almıştı beni. İlk kez böyle birşey yaşıyordum.. yani erkek erkeğe bir ilişki gibi tabi hyunjinle yaşadığımız şey bir ilişki sayılırsa. Sanırım ondan hoşlanmaya başlıyorum ya da ondan her zaman hoşlanıyordum. Hyunjine baktığımda çatık kaşları ile soyunma odalarına gidiyordu.
"Dolabın hangisi?"
"Üçüncü dolap ama açm-" Hyunjin sözümün bitmesini bile beklemediği için ikimizde dolabımdan fışkıran kırmızı boya ile gerçek anlamda kıpkırmızı olmuştuk.
"Hay sikeyim böyle işi." Hyunjin daha da çatılmış kaşları ile saçlarını arkaya doğru almış beni kenara oturtup kendi üstüne bakmıştı.
"Bu ney?!" Kafamı eğip dolabıma baktım.
"Öyle şakalar yapıyolar işte." Hyunjin daha da sinirlenmişti.
"Şaka mı?!" En sonunda birşey demeden kendi dolabını açıp bi tişört çıkarmıştı. "Hemen geliyorum bekle." Kısa bi duş aldıktan sonra temiz kıyafetleri ile tekrar yanıma gelmişti. "Sen duş alıcak mısın?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp ceketin önünü kapattım. "Yedek kıyafetin varmı?" Dolabıma baktığımda herşeyin kırmızı boya içinde olduğunu görüp kafamı olumsuz anlamda salladım. Hyunjin kendi dolabına yönelip bir eşofman ve düz beyaz bir tişört çıkarmıştı. "Bunları giyersin." Ayağa kalkıp hafif eğildim. "Teşekkür ederim." Hyunjin beni süzdüğünde yüzümün de boya gibi kıpkırmızı olduğunu hissetmiştim. "Bacakların güzelmiş." Sözünden sonra birşey demeden çıkmıştı.
Hyunjin kesin gay.
Duş aldıktan sonra hyunjinin verdiği kıyafetleri giyip sınıfa doğru ilerledim, etraf fazla sessizdi. Gezi olduğundan.. hızlıca dışarı çıkıp bitane okul otobüsüne bindim. Ne güzel şans hyunjin ve grubu da burda. Hayat resmen benimle dalga geçiyor. İkili koltuklardan cam kenarına oturup yanıma da çantamı koydum, aileme nasıl bir bahane bulucağımı düşünmekle o kadar meşguldüm ki otobüsteki o gürültü benim kulağıma sessizlik olarak gelmeye başlamıştı. Etrafa bakındığımda ise gerçekten de bir sessizlik olduğunu farkettim, o grup dışında kimse konuşmuyordu çünkü burda onlar vardı. Onlara doğru gözümü aldığımda ilk gördüğüm birbirlerini yicekmişcesine öpen Minsung çiftiydi.
Hızlıca onlardan gözlerimi alıp Chris hyunga baktım, o da benim gibi cama bakıyor birşeyler düşünüyordu. Başka da kimseyi göremiyordum benim arkamda kalıyorlardı. Yani onlar en arkada oturuyordu 5li ya da 6lı koltuklarda. Gözlerimi ovup telefonu açtım. Telefonla mal mal bakışırken gelen bildirim ile gözlerim bildirime gitmişti. Hyunjin'in yazdığını görünce hızlıca mesaja tıklayıp gülümsedim, beni düşünmesi o kadar hoşuma gidiyordu ki..
Hyunjin
Nasıl oldun? Kıyafetler rahatsız ediyormuFelix
Hayır çok rahatlar teşekkür ederimHyunjin
Yanına gelebilir miyim?Felix
Nasıl yani oturmak içinmiHyunjin
EvetFelix
GellÇantamı kucağıma alıp kafamı hafif eğdim, Hyunjin ayağa kalkmış yanıma oturmuştu, gözlerimiz kısa bir süre birleşmiş ikimizde gülümsemiştik birbirlerimize sonra ise Hyunjin telefonuna gelen bildirimler ile telefona dönmüştü. Ya sevgilisi varsa beni sadece arkadaş olarak görüyorsa.. bu düşünceler kafamın etini çiğnemeye başladığında cama dönüp manzarayı izleyerek kendimi oyalamaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill Bill /Hyunlix/
Fanfictionİnsanların değerini güçleri ölçen bu evrende güçsüz bir çocuk ile güçlü bir çocuk birbirlerinden hoşlandı.