Çarpma tablosu gerçekten zorlayıcıydı.. Jisung yanıma geldiğinde hemen kitabı kapatıp ona baktım
"Felix sana bi soru getirdim." Soruya baktığımda gözlerim kocaman açılmıştı. "Bu denklemi çözebilir misin?" Çözmek mi? Burda sayı bile yok. "Yok, ben şuanda şey başka bi ders çalışıyordum da ondan kafam karışık." Jisung kitabı kapayıp bana meraklı gözler ile bakmıştı. "Hangi dersi çalışıyorsun?" Duraksayıp strese girdiğimde aklımdan geçen ilk kelimeyi Jisung'a ağzımdan kaçırdım. "Hayat bilgisi" Jisung bana garip gözler ile bakmaya başladığında birden gülmeye başlamıştı, galiba şaka yaptığımı sanmıştı o gülmeye başladığında bende onunla beraber gülmeye başladım.
"Peki.. hangi dersi çalışıyordun?" Etrafa bakınıp hafif duraksadım ve Jisung'a döndüm. "Coğrafya." Jisung önüne dönüp bana kısa süreliğine bakıp ayağa kaşkmıştı. "Sana iyi çalışmalar o zaman." Sözünden sonra sınıftan çıkmıştı, sınıftan çıkması ile kaybolan gürültü geri gelmiş herkes Jisung hakkında konuşmaya başlamıştı. Çoğu kişi sevgilisi hakkında konuşurken bir diğer kişiler ise fiziği hakkında konuşuyordu. Onlara kulak asmayarak çarpım tablosunu tekrar önüme açtım ve kendimce gülümsedim, birinin yanımda teneffüse gelmesi çok hoşuma gitmişti.
-J-
Minho'nun yanına gelip boynuna sıkıca sarıldım ve göğsüne yaslandım, Minho bu hareketime karşılık belimi tutup kendine yaslamıştı beni. "Bir sorun mu var?" Kafamı olumsuz anlamda salladığımda Minho elini eteğimden içeri sokmaya başlamıştı. "Minho etrafta insanlar var.." Minho umursamayarak soğuk eli ile kalçamı okşadığında hafif irkilip geri çekildim. "Şöyle şeyleri okulda yapma!" Minho sırıtıp beni tekrar belimden kavramış ve kendine çekmişti. "Neden o çocuğun yanına gittin?" Minho'ya bakıp tekrar ona yaslandım. "Çok yalnız, üzülüyorum onun için." Minho beni kucağına aldığında amacını anlayıp iç çektim ve kucağından indim. "Şimdi olmaz, evde." Minho bıkkın bir sesle bağırırcasına konuşmuştu.
"Tuvalete gidelim işte!" İç çekip elini tuttum, birlikte tuvalete gitmiştik.
~felixden
Ne kadar çalışırsam çalışayım öğrenemeyeceğimi anladığımda defteri kapatıp siktiğimin not defterini elime aldım, pardon sevgili defteri. Camdan dışarıya baktığımda hyunjini görmem ile yüzümde küçük bir gülümseme oluşmuştu, o her açıdan mükemmeldi. Ayağa kalkıp koridora doğru ilerledim Changbin bir çocuğu dövüyordu ondan kalabalık gerçekten oldukça kalabalıktı. Merak edip yanlarına geldiğimde onları izlemeye başladım. Hyunjin'in buraya geldiğini fark etmemiştim bile.
Hafif geri çekilip onlara baktım Hyunjin bu kavgayı sonlandıran olmuştu. Jeongin arkamdan gelip omzuma kolunu attığında yutkunup ona baktım. "Kavgalar ilgini mi çekiyor?"
"Hayır." Jeongin sözümden sonra omzumdaki kolunu benden çekip Changbin'in yanına gitmişti. Kendimi nedensizce hiç olmadığım kadar sinirli hissetmiştim, bu kadarmıydı yani? Arkamı döndüğümde bir grubun bana baktığını görmüştüm, bunlar benim fotoğrafımı çeken kişiler miydi? Şuanki sinirimle yanlarına gidip tüm hayatım boyunca aklımdan çıkmayacak o sözü söyledim.
"Benim fotoğrafımı çeken aptallar siz miydiniz?!" Felix sen o kadar malsın ki.. Aralarından bir çocuk kıkırdayıp hafif yüzüme eğilmişti. "Evet." Şimdi ne yapabilirdim ki? O çocuk yüzümü süzmeye devam ederken ben sinirden yumruğumu sıkıyordum. "Yakından daha güzelmişsin." Bu beni daha da sinirlendirdiğinde kendimi tutamadım. "Sende yakından daha iğrençmişsin gay değilim seni piç kurusu!" Bu sözden sonra yüzüme bir tokat yemiştim. Bu benim tüm gururumu tekrar yerle bir etmişti, çünkü o tokattan sonra sessizlik oluşmuş herkes bizi izlemeye başlamıştı. Bunun sebebinin ben olduğunu sanıyordum ama meğersem arkamda hiç olmadığı kadar sinirli bir şekilde duran hyunjinmiş.
Hyunjin beni kendine çekip etrafa bakmış ve omzuma kolunu atıp beni iyice kendine çekmişti.
"Gidin kendinize buluşacak başka birini bulun." Sözünden sonra o gruptan eser kalmamış herkes başka yerlere dağılmıştı. Hyunjine baktığımda bana bakıp gülümsemişti. "Rica ederim felix." O kadar utanmıştım ki orda ona cevap bile verememiştim. Kulağıma eğildiğinde hafif irkildim. "Gerçekten fazla güzelsin felix." Geri çekilip saçlarımı karıştırmıştı. "Ha bide dibin gelmiş." Sözünden sonra başka birşey demeyip gitmişti. Ben ise saçlarıma dokunup yutkundum bu oyun ne zaman bitecekti merak ediyorum. Hızlı adımlarla sınıfa girip sırama oturdum. Sınıfta tek ben vardım, kafamı sıraya koyup bu anın tadını çıkarmaya çalıştım ama bir anda sınıf kapısının tekmelenmesi ile hızlıca doğruldum. O grup gelmişti.~Rahatsız edici ve tecavüz içerir burdan sonraki bölüm🙂~
"Seni ahmak Hyunjin'i mi tavladın yoksa?!" Onlara boş boş bakıyordum aralarından biri kapıyı tutmuştu. Diğer üçü üstüme yürümeye başladığında dayak yiyeceğimi düşünüp kalktım ve en köşeye çömelip yüzümü korumaya çalıştım. Biri elimi kavrayıp beni kendine çektiğinde duraksayıp ona baktım. "Bizim amacımız seni dövmek gibi mi duruyor?" Bu kafamı karıştırmıştı, başka ne yapabilirlerdi ki? Arkamdaki çocuk belime sarılıp boynumu öpmeye başladığında kafamı eğdim, bunların gay olduğunu unutmuştum.
Gömleğimin düğmelerini teker teker çıkarıyordu öndeki çocuk, arkamdaki ise kendini bana sürtüp boynuma izler bırakıyordu, üçüncü ise sadece izliyordu. Bunun dövülmekten daha iyi olduğunu düşünüp kendimi avutmaya çalıştım ama ne yazık ki bunun yarası hayatımın sonuna kadar kalbimde olucaktı. Gömleğim kollarımın ardından çıkarken hiç utanmadığım kadar utanmıştım kendimden. Göğüslerim ile oynuyordu, anlamıyorum madem göğüs seviyorsun niye gaysin? Pantolonum indiğinde gözlerim dolmuştu. Yutkunup kafamı eğdim ne yazıkki tüm göz yaşlarım dökülmeye başlamıştı. Kalçamda hissettiğim doluluk ve acı hissi ile yüksek bir çığlık atıp beni izleyen adama baktım. Beni izleyip kendini tatmin ediyordu, bu beni diğerlerinin yaptıklarından daha çok etkilemişti. İçimdeki o yabancı hisle kusmak istiyordum.
~~~~~~
Kontrol etmedim eğer yazım hataları varsa lütfen görmezden gelin😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill Bill /Hyunlix/
Fanfictionİnsanların değerini güçleri ölçen bu evrende güçsüz bir çocuk ile güçlü bir çocuk birbirlerinden hoşlandı.