12 Haziran'ın yedinci tekrarında Scaramouche ve Kazuha tekrardan buluşmuşlardı. Birbirleri hakkında bolca bilgi alışverişinde bulunmuş, arkadaş olmuşlardı. Çünkü şu an tüm dünyada birbirini anlayacak olan tek o ikisi vardı.
Şimdi de bir apartmanın terasında hızla gelip geçen arabaları izliyorlardı. Bir gün içerisinde en fazla 4,5 saat vakit geçirebiliyorlardı. Çünkü Kazuha'nın ölüm saati akşam üzeri beşti ve Scaramouche da güne geç başladığından böyle olmak zorundaydı. Bir alarm kurması bir şey ifade etmezdi. Sonuçta o her seferinde saat on iki olmadan uykuya dalıyor ve ertesi gün her şey sıfırlanıyordu.
Scaramouche yanındaki bedene baktı. Gözlerini kapatmış gencin yüzünü okşayıp geçen rüzgarda saçlarının uçuşmasını izledi. Scaramouche aptal değildi. Duyguların ne olduğunu iyi biliyordu. Her ne kadar kontrol etmekte iyi olmasa da neler hissettiğini anlayabiliyordu. Basit düşündü. Kazuha'yı her gördüğünde tabiri caizse dibi düşüyordu. Ona karşı arkadaş gibi yüzeysel ve basit duygulardan daha fazlasını besliyordu. Ancak şu an kaybetmek istemediği son kişi bunu öğrenir de basar gider diye de çok endişeliydi. Farkında olmadan seslice iç çekti. Kazuha onun bıkkın nefesini işitince merakla bakışlarını ona çevirdi.
"Bir sorun mu var Scaramouche?"
"Ben..." diyebildi sadece. Nasıl bir cevap vermesi gerektiğini bilemiyordu.
"Sorun her neyse bana anlatabilirsin. Benden nefret etsen bile seni yalnız bırakmam."
"Bu nefretle çok zıt." Scaramouche sesini olabildiğince kısmıştı. Bir yanı her şeyi itiraf etmesini söylese de diğer yanı bunu sertçe reddediyordu. Yaralı elleriyle yüzünü sıvazladı. "Ben seni arkadaşımmış gibi göremiyorum, üzgünüm."
Scaramouche Kazuha'nın kendisinden nefret edeceğini düşündü. Bir daha o sıcak gülümsemeyi göremeyeceğini ve her zaman küçümser bakışlar altında olacağını geçirdi aklından. Hayattan bezmiş ve hiç bir şeyden memnun olmayan bir adamı kim niye severdi ki? Ama tahmin ettiğinin aksine Kazuha ona o güven verici sıcak gülümsemeyle baktı yine. Yarısından fazlası morarmış ve soğuk olan parmaklarını, Scaramouche'un buzdan farksız parmaklarıyla kenetledi ve doğrudan gözlerine baktı.
"Bu sorun olarak görülebilecek son şey bile değil. Tam tersi, sonunun geleceğini bilsen bile bir şeyler yaşamaktan korkmamak harika bir şey."
Scaramouche sevdiği adamınkilerle bir olmuş ellerine baktı. O diğer herkes gibi onu yargılamamıştı. Bu duruma gelmeden önce sahip olduğu tek şey olan Heizou gibi ona gülümsemiş ve sığınabileceği bir limanın kapılarını açmıştı.
Rüzgar ikisinin de saçlarını dağıtırken ne çok uzun ne de çok kısa bir süre boyunca sadece birbirlerinin gözlerini izlediler. Kızıl ve mor basit bir boya paleti üzerinde pek de uyumlu değildi belki. Ama daha önce hiç görülmemiş ve yalnızca bir kaç yıl boyunca dünyada bulunan bu kızıl ve mor için birbirlerinden daha uyumlu bir renk yoktu yaşamın kirli paletinde.
Kazuha yaslandığı korkuluklardan ayrıldı ve Scaramouche'a yaklaştı. O da tıpkı Kazuha gibi yaslandığı korkulukları rahat bırakmıştı. Kazuha bil elini Scaramouche'un yanağına yerleştirdi. Vücudundaki sayılı sıcak yerlerin birinin üzerinde soğuk elleri hissedince istemsizce ürperdi. Kazuha kendi alnını diğer gencin alnına yasladığında ikisi de gözlerini kapattı. Tekrar ayrılacaklarını bilseler de umursamadılar. Ölüm artık onlar için hiç bir şeyi ifade etmezken ikisinin de morarmış dudakları buluşmuştu.
12 Haziran hiç kimse için bu kadar acı dolu ama aynı anda da mükemmel bir gün olamazdı.
-
pazartesi gunu geri dondugumde mukemmel bir bolumle geri donmus olacagimm 😝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the prettiest dead body | kazuscara
FanfictionScaramouche 12 Haziran 2022'de sıkışıp kalmıştı. (angst, minific)