Kazuha ve Scaramouche sarılarak yatarken, Kazuha'nın kalbine giren ani ve keskin bir sancı ile acıyla inledi. Scaramouche erkek arkadaşına baktı endişeyle. Kalbini tutarken konuştu.
"Sanırım zaman geldi Scara. Eve git sen."
"Ama ben..."
"Endişelenme, yarın yine görüşeceğiz nasıl olsa."
Scaramouche onu başıyla onayladı isteksizce ve yattığı yerden kalktı. Yerden kıyafetlerini alıp giyindikten sonra son bir kez Kazuha'ya baktı.
"Öyleyse yarın görüşürüz."
Kazuha ona acı bir gülümseme sunup elini salladı. Scaramouche da odadan çıktı ve sakin adımlarla evine doğru yürümeye başladı. Eve yaklaştıkça karnında tuhaf bir ağrı hissediyordu. Kazuha ile girdiği ilişki yüzünden miydi? Hayır, daha çok midesi bozlumuş gibiydi.
Anahtarı ile kapıyı açtı ve güçlükle içeri girdi. Karın ağrısı her geçen saniye şiddetleniyordu. Duvarlardan destek alarak mutfak kapısına kadar ilerledi. Kapıdan içeri kaydı gözleri. Yerdeki kapağı açık çöp kutusundaki yemek kutuları anlamadığı bir şekilde şüpheli duruyordu. Tezgahtan ve dolaplardan destek alarak çöp kutusuna yaklaştığında bu kutuların 11 Haziran gecesi annesi Ei'nin ondan özür dilemek için getirdiği yemeğin boş kutularıydı. Sahiden Ei neden durup dururken ondan özür dilemişti ki?
Daha sonra başka bir şey daha dikkatini çekti Scaramouche'un. Çöpte ilaç şişesine benzer mor etiketli cam bir şişe de vardı. Bir ilaç olduğunu sanmıyordu. Üzerinde bilmediği bir alfabede bir şeyler yazılıydı ve yanında da kuru kafa vardı. İşte o anda Scaramouche büyük ve acı bir aydınlanma geçirmişti.
O ilaç kesinlikle iyileştirmek için yapılmamıştı. Annesi de kesinlikle bu ilacı yanlışlıkla ona getirdiği yemeğe katmamıştı. Bile isteye kendi oğlunu zehirlemişti Ei. Ve ilaç oğlunun vücudunda sinsice yayılırken hiç bir şey olmamış gibi devam etmişti yaşamaya.
Scaramouche ağzına gelen sıvıyı yere bırakmamak için yalpalaya yalpalaya lavaboya koştu. Daha fazla tutamamıştı kendini ve kapının hemen girişinde çıkarmıştı. Kan, bembeyaz lavaboyu kızıla boyarken Scaramouche duyduğu hem fiziksel hem de duygusal acı yüzünden gözyaşlarına engel olamıyordu.
Bu sefer odasına gitti zar zor. Aldığı günden beri yanında olan Kazuha'nın fotoğrafının arkasına şunları yazdı ve kendisinin yazdığını belirtmek için imzaladı.
"Beni öldüren Ei'ydi."
Daha sonra yatağa bıraktı kendini. Tıpkı kazayı yaşadığı ilk gün gibi yorganın üzerine kıvrıldı. İlk günlerde kurtulmak istediği bu döngü şimdi ona cennet gibi geliyordu. Kazuha ile geçirdiği her tekrar ona farklı geliyordu ve şimdi ayrılacaklardı. Ama biliyordu ki Kazuha da onun yanına gelecekti kısa bir süre sonra, emindi.
Gözleri ağırlaştı ve yavaşça kapandı. Bir daha uyanmayacağı bir uykuya daldı, yüzünde huzurlu bir tebessüm vardı.
***
Kulaklarına dolan ritmik ve tiz bipleme sesleriyle uyandı. Beyaz tavan ve paelak floresan ışıkları gözlerini kamaştırsa da bir süre sonra alışmıştı. Kafasını çevirip etrafa baktı. Hemen yanı başına yaşlı gözlerle oturan annesini görmeyi beklemiyordu.
"Anne?"
Annesi anında kafasını kaldırıp ona baktı. Yüzüne yerleşen bir gülümsemeyle konuştu "Tanrıya şükür, sonunda ayıldın Kazuha!"
"Ben neredeyim?"
"Dün akşam ağır bir kaza geçirmişsin. Hastanedesin ve mucizevi bir şekilde yaşıyorsun. Herkes öldüğünü düşünüyordu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the prettiest dead body | kazuscara
FanfictionScaramouche 12 Haziran 2022'de sıkışıp kalmıştı. (angst, minific)