8.Bölüm

624 69 215
                                    

Önceki bölümün sınırı geçilmemesine rağmen bölümü atmak istedim. Lütfen emeğim için en azından sınırları tamamlayalım.

+60 vote
+200 yorum

Mutfağa yönelip oraya girmeden kapıda dikilip içeriye baktığımda dudaklarımda bir tebessüm yeşerdi.

Nil, kapısı açık olan buzdaolabının önünde durmuş içeriye eğilerek en alt rafta duran domates ve salatalıkları kucağına doluşturuyordu. Melih ise hemen ocağın önündeydi ve haşlamakta olduğunu tahmin ettiğim yumurtaları kontrol ettikten sonra ona doğru pıt pıt ilerleyen Nil'in önünde eğilip kucağındaki sebzeleri aldı. Doğrulmadan hemen önce kızının yanağına hızlı bir öpücük kondurup onu güldürdüğü sırada Nil beni gördü.

Dudaklarındaki gülümseme kulaklarına varırken yanıma doğru koşturduğunda açık bıraktığı buzdolabı ötmeye başlamıştı. Eğilip onu koltuk altlarından yakalayarak kucağıma aldığımda ikimizin arasında oluşan bu yakınlık beni sebepsizce mutlu ediyordu.

Hayran hayran ellerini omuzlarımın arkasına attığım saçlarıma değdirirken buzdolabına yönelip kapısını kapattığım sırada "Yumurta sever misin Mihri?" diye sormasıyla yüzüne baktığımda ekşittiği suratı onun yumurta sevmediğini bariz belli ediyordu. "Eğer sen yumurta yemezsen babam hepsini bana yedirecekmiş."

Göz ucuyla Melih baktığımda doğramakta olduğu domateslerden başını kaldırıp bize baktı ve ardından gözlerimi bana çevirip kırptığında tekrar Nil'e döndüm.

Yalancı bir şaşkınlıkla "Sen sevmiyor musun yoksa?" diye mırıldandığımda Nil'in ilgisini istediğim gibi çekmiştim. "Ben yumurtayı çok severim."

Nil kaşlarını kaldırıp küçük dudaklarını hafifçe büzdüğü sırada dayanamayıp dudaklarımı yanağına bastırıp koklayarak öptüğümde önce utandı ama ardından o da yaklaşarak dudaklarını yanağıma bastırdığında içim eridi.

Mutfaktaki küçük dört kişilik yemek masasına ilerleyip çektiğim sandalyelerden birine Nil'i oturttuktan sonra Melih'in yanına ilerledim.

Doğrama tahtasındaki salatalıkları ve domatesleri tabaklara ayrı ayrı koyduğunda "Elvan çok kızdı mı?" diye sordu.

Dudak büzdüm. "Eve gidince canıma okuyacak."

Güldü. "Alışsa iyi olur seni sık sık kaçırmayı planlıyorum."

Göz ucuyla Nil'e baktığımda masadaki diğer kahvaltılıklardan çatalına almış hapur hupur yiyordu.

"Hım." diye mırıldandığımda Melih yaptığı işi bırakıp bana döndüğünde o da göz ucuyka Nil'i kontrol etmişti ama onun burada olması bana yaklaşmasına engel değilmiş gibi kollarını belimi sardığında gözlerine baktım.

"Hım ya." diye beni taklit etmesine dik dik bakarken bu hoşuna gitmiş gibi yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarıma kısa küçük bir öpücük kondurduktan sonra "Kızım sana bayılıyor." demesini beklemediğimden şaşkınlıkla yüzüne baktım.

Sırtıma yasladığım elleri orayı yavaş yavaş okşarken derin bir nefes aldım ama bu sıkıntıdan değil anlayıştandı. "O zaman hislerimiz aynı."

Melih gözlerinde derin bir ifade oluştuğunda yaklaşıp yanağını öperek ondan ayrıldım ve ocağa yaklaşarak büyük bir cezvenin içinde kaynamakta olan yumurtaları ateşi kapayarak cezvenin sapından tutup kaldırdım. O bir tabağa doldurduğu salataları ve domatesleri masaya bırakırken bende yumurtalar ilgilenip suyun altında iyice soğuttuktan sonra kabuklarını soydum.

BİR CAZ GECESİ (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin