Benim Meleğim ( Melez)

41. Bölüm

İyi okumalar ❤️

Sabah yemeğini çoktan geçip akşam yemeğine geldiğinde Nefes önündeki salatanın içindeki domatesleri ayıklarken Melodi çoktan tabağının yarısına gelmişti. Çevrelerindeki kadınların koşuşturması ise onlara sadece uğultu gibi gelmeye başlamıştı. Melodi tabağındaki son lokmasını da bitirdiğinde Nefes'in ayıkladığı domateslere bakmaya başlamıştı. Bir kaç dakika sonra Nefes ayıkladığı domatesleri de yemeye başladığında Melodi ona gülüp " Her zaman aynısını yapıyorsun. Ha içinde ha dışında ne fark eder." dediğinde Nefes ona domatesi yerken bakıp " Salatanın içinde sevmiyorum." demekle yetinmişti ardından ayağa kalkıp " Saray iyice karıştı Giray'a bugün söyleyelim. Nasıl ilerleyeceğimizi bize demesi gerek." demişti. Melodi onu onayladıktan sonra ayağa kalkmış ve " Gidelim. Bir saatimiz var zaten hazırlanırız. Kesin gelecekler ama değil mi?" diye sorduğunda Nefes kafa sallayıp " Gelmeleri gerek." demişti.

Ardından ikisi bir yemek yedikleri yerden ayrılıp tabakaları da kaldırdıktan sonra kaldıkları odaya doğru ilerlemişlerdi. Yolda bir kaç asker ile karşılaştıktan sonra odaya geldiklerinde her yerin dağılmış olduğunu gördüklerinde önce kısa bir panik geçirmişler ardından yatağın altına sakladıkları mahzene giden yolun haritasına bakmışlardı. Nefes haritaları bulduğunda Melodi'ye gösteriş ve yaşadıkları küçük çaplı korkudan kurtulmuşlardı. Melodi dağılmış yatağın üzerine oturduktan sonra " Etrafı bu kadar dağıttıktan sonra kağıtları nasıl bulamadılar acaba?" diye sorgularken Nefes kendi yatağını toplamaya başlamıştı. Melodi sorusuna karşılık alamayınca oturduğu yerden kalkıp kendi yatağını düzlemeye başlamıştı. Nefes işini bitirdikten sonra ona dönmüş ve " Melodi ya buldularsa?" demişti içi titrerken.

Melodi Nefes'in dediği şey karşısında duraksadıktan sonra " Bulsalar neden tekrar yerine koysunlar ki? Alıp giderlerdi." demişti. Nefes bir eli ile kolunu sıkmaya başladığında Melodi onun gerçekten tedirgin olduğunu anlamış ve yanına gitmişti. Melodi onun yanına geldiğinde Nefes ona bakıp
" Umarım sadece kuruntu yapıyorumdur." demişti. Melodi ona sarıldığında Nefes de sarılmasına karşılık vermiş ve kısa bir süre sonra geri ayrılmışlardı. Nefes saate baktıktan sonra " Sarayın hali nasıldır acaba? Şimdi çıksak mı?" diye sorduğunda Melodi de saate bakmış ve " Kraliçe kayıp saraydakilerin her yerde olduğuna eminim. Çıkacaksak çok dikkatli olmalıyız." demişti. Nefes onu onayladığında Melodi de kafa sallamış ve odadan çıkmak için kapıya doğru ilerlemişlerdi.

Kapıdan çıkan küçük bir gıcırtıdan sonra koridora geçtiklerinde loş ışığın içinde çıkışa doğru yürümeye başlamışlardı. Nefes daha önce gittiği yolda öncülük ederken Melodi arkadan onu takip etmeye başlamıştı. Çıkışın önündeki son salona geldiklerinde Nefes durmuş ve Melodi'nin de durmasını sağlayıp geri geri gitmeye başlamıştı. Melodi duvarla bütünleşmek istermiş gibi iyice yanaştığında salondan " Şu taraftaki odalara da bakalım." gibicesinden sesler duymaya başlamışlardı. Bir kaç kişinin koşturma sesinden sonra Nefes salona doğru bakmış ve güvenli olduğunu düşündüğünde Melodi'yi yanına çağırmıştı. Melodi bir elini kalbine koyduktan sonra Nefes'in yanına gitmiş ardından arka kapının önüne doğru hızla yürümüşlerdi.

Saraydan tamamen çıktıklarında Nefes kollarını birbirine sarmış ve " Bu ne soğuk ya. Havaya bak kışın bile bu kadar soğuk olmaz." dedikten sonra kendisi gibi üşüyen Melodi'ye bakıp " Donmadan önce gidelim şunların yanına." demiş ve küçük adımlarla koşturmaya başlamıştı. Melodi ona küçük bir gülümseme ile tepki verdikten sonra kendisi de tıpkı onun gibi koşmaya başlamıştı. Sarmaşık dolu duvarın dibine geldiklerinde Melodi önden geçip Nefes'i arkasında bırakmıştı. Sarmaşıkları geçtikten sonra karşısında kat kat giyinmiş olan Giray ve Felix'i gördüğünde gülümsemiş ve yanlarına doğru ilerlemişti. Nefes de sarmaşıkların içerisinden çıktıktan sonra kendisine sanki öldürecekmiş gibi bakan Giray'ın bakışlarını umursamadan onların yanına ilerlemişti. Nefes yanlarına geldiğinden Giray onları süzmüş ve " Havanın soğuduğundan haberiniz var mı sizin?" diye çıkışmıştı.