1. SARSICI DENGELER

36.6K 1.2K 942
                                    



Başlangıç tarihiniz

1, Sarsıcı Dengeler

I Monster, Who Is She?

LEONARD

Berlin'de uzun zaman sonra ilk kez üşüyordum.

Köşkün odalarında bitmek bilmeyen, can sıkıcı bir kalabalık vardı. Kahyaya tek bir bakışımla işaret verdiğimde, oturduğum baba koltuğundan kalktım. İnsanların yüzüne bakmadan -ki onlar yüzlerine bakmamı beklemezler ama bu düşük ihtimale karşı saygılı bir tebessümü hazır ederler- çalışma ofisinin yolunu tuttum.

Destek almak için tutunduğum tırabzan, elimden daha sıcaktı. Dokunuşum ahşabı yavaşça buza çeviriyor, koyu kahverengiyi azaltarak soğuk bir maviye dönüştürüyordu. Sanrıyı yok etmek için gözlerimi aceleyle kapattım.

Kâbus görmüyorsun, Leo. Kâbus görmüyorsun. Bugün olanlar, uykuda atlatılmayacak kadar kötü. Hatırla.

Ofise girdiğimde ceketimi yakıyormuşçasına çıkartıp koltuklardan birinin üzerine attım. Kravatımın bağını çözerek o fazlalığı da aynı yere yolladıktan sonra kol düğmelerimle uğraştım. Kapının arkamdan yavaşça kapandığını duyana dek, buğulu pencereden dışarıdaki ağaçlığı izledim.

"Konuklara yarın köşkün kapalı olacağını söyleyin." Penceredeki buğu mu artıyordu yoksa çocukluğumdan beri ilk kez gözlerim mi doluyordu? "Taziyelerini iletmek isteyenler için artık sadece telefonlar. Bununla ilgilenen birkaç sekreter ayarla."

Kahyanın uysal sesi, "Nasıl isterseniz efendim," dedi.

Gözlerimdeki yanma dayanılmaz bir hal aldığında yönümü çevirerek kapıya döndüm. Bakışlarımı yerden kaldırmadan geniş ve yüksek masaya yaslandım. "Doğrusu bu mu, bilmiyorum Walton. Babam olsa tüm bunlarla böyle mi başa çıkardı, bilmiyorum."

"Herkesin yöntemleri ve başa çıkma şekilleri kendine hastır, efendim. Yaşımı göz önüne alarak tecrübelerime güvenin ki, iyi gidiyorsunuz."

Sahteden gülümsemektense, suratsız biri olmayı seçtiğimden ifadesiz kalmakta zorlanmadım. "Beni dedelerim ve amcalarımla kıyaslıyorsan sınavım büyükmüş."

Kahyanın çocukluğumdan beri aşina olduğum yüzüne, bir tür özlem ifadesi peyda oldu. "Daha önce hiçbiri sizin kadar yalnız kalmamıştır, Bay Leonard. Bu yüzden gücünüz kıyas kabul etmez."

Yutkunamadım. Birkaç saat önce sert toprağı babam için kazdıklarını izlediğim zamanki gibi yutkunamadım. Kalabalığın üstüne bir çizik attığımda arkadaşım saydığım avukatım, kendini kumara adamış kavgacı kuzenim ve evde bekleyen kahya dışında geriye kalan biri yoktu. Dediği kadar vardır, kimse benim kadar yalnız kalmamıştır.

Masanın etrafından dolanarak bedenimi deri sandalyeye bıraktım. Önümde karışık bir dosya yığını vardı, odanın karşı cephesinde bunların bir benzeri, çekmecelerde yine aynıları. Dört bir yanım babamın hayaleti ve yaşarken yapmaya çalıştıklarıyla doluydu.

"Söylesene Walton, ben bir tür devam mıyım?"

"Devam ettiğiniz tek şey kendi hayatınız, efendim. Her ne kadar geride birtakım izler kalsa da babanızınki tamamıyla bitti, bunun için endişelenmeyin."

Dirseğimi masaya bastırıp çenemi sıvazlarken hisli bir nefes çektim. "Şöyle bir bakıyorum da, mutsuz sonsuz otobiyografim hiçbir zaman güzelleşmeyecek gibi duruyor."

ZEHİR SANATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin