17. SÖZCÜKLER VE ÖPÜCÜKLER

5.5K 390 497
                                    


17, Sözcükler ve Öpücükler

Nightwish - While Your Lips Are Still Red

LEONARD

Yirmi altıncı yaş günüm, beni altı yaşına girdiğim günden daha çok heyecanlandırmıştı. Çünkü annemin anlattığına göre altıncı yaşımda bir bebek yüzünden doğum günüm kutlanmamıştı. Şimdi de ben söylüyorum ki, hayatımda görüp görebileceğim en güzel doğum günümü bebek gibi bir kız hazırlamıştı.

O çok yetenekliydi ve şiirini benim için yazıyordu. Bu çok fazlaydı. Yeryüzünde en çok beni sevip en büyük kavgasını benimle eder gibi bakıyordu. Bu da alışılmışın dışındaydı. Beni mırıltılı bir istekle öpüyordu. İşte bu ise beni öldürüyordu.

"Leonard?" Peter'ın adımı çağıran sesini duyunca başımı diğer yöne dalgınlıkla eğerken, babamın ona hediye ettiği kırmızı kravatın çizgilerini izledim. "Çeneni avcuna yaslayıp bana bakıyorsun ama beni dinliyor musun, emin olamadım."

Yüzümü elimden ayırdığımda uyuşmuş bileğimi ovaladım. Dudaklarımı yalayıp yutkunduğumda en azından salya falan akıtmadığıma şükrettim. "Elbette, oğlun yeniden evlenmiş."

"Torunumun kreşe yazıldığı kısmı dinlemedin mi yani?"

Önümde biriken dosyaları diğer tarafa itekleme bahanesiyle gözlerimi kaçırdığımda kahveyi de önüme çektim. "Gerçekten de hızlı büyüyorlar."

Peter hâlime acıyan merhamet dolu bir bakış attığında tecrübeyle gülümsedi. "Biz büyümesine tanık olamadık çünkü çocuk zaten gelinimin ilk eşinden. Fakat yine de," demişti ki ağzındaki gülümse bir çeşit kıkırdamaya dönüştü. "Haklısın ve umarım bunu yakın bir zamanda yaşarsın."

Çehremi kasıntılı bir abartıyla sertleştirdiğimde kahvemden büyük bir yudum alarak omuz silktim. "Belki bir gün."

"Ben evlenmeyeceğim demedin."

Yine İdil öncesi ve İdil sonrası diye ayrılan zaman diliminin tam ortasına kilitlenmiştim. Fincanı tabağa yavaşça bırakırken hızlıca düşündüm. "Çocuk sahibi olmak için evlenmeye gerek yok."

Başını sallayarak onayladı. "Bir kadının kalbini kırmadığın sürece sorun değil tabii."

Derin bir nefes alırken gömleğimin kollarını düzelttim. "Hayır hayır onu ima etmedim, böyle bir şey asla olmaz. Çocuğumuz ikimize aitse onu annesiyle birlikte büyütmek isterim."

Gülümsediğinde, "O hâlde belki artık evlenirsin," dedi.

"Belki bir gün," diyerek yılgınca yineledim.

Bir süre boyunca sadece beyaz kahve fincanıyla oylandığımda, dirseğini masama yaslayarak konuya girdi. "Arazi satışının aylardır gerçekleşmemesinin, insanların bir anda satın almaktan vazgeçmelerinin canını sıktığını biliyorum. Sırf bu yüzden babanın vasiyetine uyamıyorsun, muhtelemen İdil'e karşı da suçlu hissediyorsun."

Onun adı geçtiği an bakışlarımı kaldırıp gözlerine bakmıştım ve Peter bu çıkışımı fark ederek kendi ufak gözlerini, beni anlamaya çalışırcasına hafifçe kısmıştı.

"Aranızdaki anlaşma, kâğıt üstündeki anlaşmadan daha önemli ve siz belki de bunu kabullenmeye yetecek süredir birlikte yaşıyorsunuz. Bu noktaya gelen arkadaşlığınızın uzun süre devam edeceğini içtenlikle vurguluyorum, sanki Hans'ın dileği ikinci bir planmış gibi. Eğer istersen İdil'in mirastaki payı gibi resmi konuları kaldırman için araziyi elinden çıkarma aşamasında yardımcı olabilirim."

ZEHİR SANATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin