8.bölüm...bitmeyen gece...

220 13 2
                                    

...özet...

__________________________________________________________

hyuk zorlada olsa odaya gelmiştir...yatağa zincirlenmiş ve gelecek olan bay.kim'i beklemektedir...evet doğru bay.im'i biliyordur...o yalnızca onu değil her şeyi biliyordur...sang'ı,mektubu,dedikoduyu....her şeyi...fakat bunu gizledi çünkü hongbin onun için endişeleniyordu...korksa bile gizledi...onu zincirleyen gardiyandan yardım istedi ama adam ona biraz acısada yardım etmedi...edemedi...hyuk ağlamamak için çok çalışıyordu...dizlerini kendine çekmiş kendisini gizlemeye çelışıyordu...ama budurum bay.kim'in gelmesi ve onun saçına asılarak kulağına fısıldamasıyla bölündü...ne mi fısıldadı?...


"demek sevgilimi çalan meşhur hyuk sensin" gibi şeyler ama asıl mesele onu yaşının küçük görünmesi ve bay.kim'i meraklandırmasıydı.


"gerçi...sen kaç yaşındasın" tabi hyuk bu soruya çekilen saçı ve onun acı birde korkusu yüzünden cevap verememişti...istiyordu ama yapamıyordu...bu bay.kim'in sinirlenmesine sebep olmuştu.


"sana bir şey soruyorsam cevap vermelisin yoksa bu senin için hiç iyi olmaz...anladın mı?" biraz zor olsada hyuk yaşını kekeleyerek ve titreyek söylemişti...sonuç...bay.kim'in hiç acıma duygusu olmadığı ve pisikopat manyağın teki olduğu dahada netleşmişti...hyuk yalvararak açıklama yapsada olanların bir yalandan olduğunu söylesede...bay.kim zaten hepsinin dedikodu olmasını kabullenmiş fakat bu dedikoduya neden olduğu için hala sang'dan intikam almak istiyordu...gece boyunca hyuk'un ağlamalarına yalvarışlarına hiç aldırmadan ona acı çektirmişti...ve sabahleyin hyuk yatakta elleri çözülüydü fakat kıbır dayamaz hale gelmişti...vücudu acıyordu kıpırdatamıyordu. Bu adam gerçekten çok vicdansızdı...ve bu yaptığıyla gurur duyuyordu...gardiyanlar içeri girdiler...dünki gardiyan hyuk'un bu acınası halini görünce bay.kim'e kızdı ama bu konuya kuruluş başkanının izin verdiğini öğrenince susmuştu...tam hyuk'u revire götürmeye karar vermiştiki bay.kim yine engel olmuş ve onu öyle götürmelerini bunun zindandaki herkese ders olacağını söylemişti...acı içinde kıvrana kıvrana hyuk'u zindana götürmüşlerdi tabi onlara eşlik eden büyük kötü kardiyanla birlikte...zindanı kapısı açıldığında hongbin ve jo ha yanına gelip hyuk'u aldılar ama hyuk hongbin'in kollarına yığılmış ve kendinden geçmişti.


______________________________________________________________


Şuan gerçekten çok kızgındım. Hyuk gitmişti. Ve şuan o pislik kim bilir hyuk'a neler yapıyordur. Bir süre sonra jo ha aklıma geldi ve onun yanına gittim. Yerde acı içinde kıvranıyordu. Terlemişti. Yanın eğildim ve onu yerden kaldırmaya çalıştım ama çığlık attığı için geri yere bıraktım ve ellerimi çektim. Şuan çok endişeliydim. Kimin için endişeleneceğim hakkında kafam karışıktı. Hyuk mu? yoksa jo ha mmı? durumu ciddi görünüyordu. Yerde öylece bacağını tutmuş kıvranıyordu. Sersemlemiş gibiydi. Canının çok yandığı kesindi.


"s-sen iyi misin bacağın çok mu acıyor...hı?"


"b-ben i-iyiyim m-merak etme....yalnızca...."


demesine kalmadan bayılmıştı. Zindandaki herkes sang'da dahil hiç bir şey yapmıyor öylece izliyorlardı. Ayağa kaldım ve kapıya doğru koştum. Kapıyı kıracakmış gibi tekmeliyor ve sesim kısılacakmış gibi gardiyanlara sesleniyordum.

-ZİNDAN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin