[20] ÇIĞLIK

111 9 0
                                    

-SELENİN AĞZINDAN-
Güneş demirin çadırına gittikten 5 dakika sonra ateşle çadıra geçtik. Hava çok soguktu. Ateşi 2 dakikalığına çadırdan çıkartıp pijamalarımı giydim. "Ateş girebilirsin" ateş içeriye sinirle girdi "selen dondum dışarıda ya" kıyamam ben ona yaaa o öyle diyince hemen kendime çektim ve sarıldım "ısındın mı?" Pislik ya. Her fırsattan yararlanıyor "gel buraya maymun" birden ateşin dudağına yapıştım beni yana doğru ittirdi ve yatırdı. Üzerime uzanıp öpmeye devam etti. Sonra birden durdu ve gözlerime baktı "selen seni istiyorum." Şaşırmıştım. Daha erkendi ateşi üzerimden yan tarafa itip oturdum. "Kendimi hazır hissetmiyorum ateş" ateşin morali çok bozulmuştu ama bana belli etmemeye çalışıyordu. Hafiften gülümsedi ve alnımdan öptü "sen kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman" geri uzandım. Ateşte yanıma uzandı ve sarıldı. Bu gecede onun kokusunu içime çeke çeke yatacaktım.
-
Sabah uyandığımda derinin çığlık seslerini duydum. Pijamalarımla çadırdan dışarıya fırladım. Salak çadırında kuş görmüş. Kuşa fobisi var ödümü patlattı mal. Sabah sabah öyle çıglık mı atılır ya? Aynı ben gibi güneşte çadırıdan fırladı ama bir fark vardı. Güneşin dudakları kızarmış ve pijamasının üst kısmı göğsüne kadar açılmış ve boynu kızarmıştı. Koşarak yanıma geldi. "Noluyo ya?" nefes nefeseydi fallik kim bilir ne yapıyordu. "Derinin çadırına kuş girmiş ona çığlık atmışta. Hayırdır senin bu hal ne?" utanmıştı. O utanınca dayanamayıp kahkaha attım. Koluma vurdu. "Ya gülme bir şey yapmadık." güya beni kandıracaktı. Hadi masala dese o inanırdı belki. Bende daha fazla utandırmamak için "tamam" diyip çadıra dödüm. Ateş hâla uyuyordu yanına sokuldum. İzlemeye başladım. Ne büyük bir huzurdu nefesini hissetmek, onu izlemek. Dudaklarını hafiften öptüm. Hemen gözlerini açtı gülümsedi gülüşünü hiç bir şeye değismezdim o kadar güzel o kadar masum gülüyordu ki resmen 'aşkın tarifiydi.' Uyandıktan sonra yatağa baya sarılarak keyif yaptık. Güneşin halini anlatınca oda kahkahayı bastı ve "iyi yemiştir sabaha kadar" onlar için erken olduğunu düşünüyordum. Demirin pek güven verici tipi yoktu. Bu yüzden günesi üzmesinden korkuyordum. Sanki ateş bu düşüncelerimi hissetmiş gibi "demir iyi çocuktur. Sadıktır." İçim biraz da olsa rahatlamıştı. "Hadi sevgilim kalk üzeri değiş"
"Kıyafetlerimi aen hazırlasana" sırıtarak gülüyordu. Bir yandan kalktım bordo tişörtü ve gri gap eşofmanını cıkarttım. Bu sefer üzerimi giyinmek oçin dışarı çıkartmiycaktım. Daha yatıyordu bende üzerimi değismek için onunkiyla aynı olan tişôrtümü çıkarttim çantadan. Pijamalarımı çıkartmaya başladığımda ateşin şaşırdığının farkıdaydım. Birden kollarını belime doladı. Elime tenime değince bir garip olmuştum, hoşuma gitmişti. Boynuma bir öpücük kondurdu ve "hadi giy üzerini güzel popolu sevgilim" ikimizde aynı anda hazırdık. Çadırdan çıktığımızda kimse yoktu ortada. Hava biraz serindi. "Gel odun toplayalım" hemen yola koyulduk. Beraber ilk tatilimizdi. Mutluydum huzurluydum.
***********

Sabah uyandığımızda demirle öpüşüyorduk. Derinin çığlığını duyunca hemen fırladım. Selen yine beni utandırmıştı. Çadıra geri döndüm. Demir aynı şekilde beni bekliyordu. İçeri girer girmez beni üzerine çekti. Resmen demirin üstünde yatıyordum şuan "ya demir kalksana yater bu kadar kalk" demir gülüyor "bişey olmaz gel biraz daha " diyip beni kendine çekiyordu. Birden yanagını ısırdım "AAAH" O haline güldüm. "Hak ettin sapıklık yapma kalk giyin hadi" ayağa kalkıp çadırdan çıktım ve giyinmesini bekledim. "Güneş giyindim gelebilirsin'' içeri girdiğimde şok oldum. Siyah eşofmanını giymiş üzerinede beyaz bir tişört. Şok olduğum şey ise tişörtün üzerinde ikimizin fotoğrafının olması. "Yaaaaa demir,salak" Yanına gittim ve dudaklarını öptüm. "Seni çok seviyorum prenses" elini tuttum "bende seni çok seviyorum" demir elimi bırakıp çantasından üzerindeki kıyafetlerin aynısını cikarttı. "Bunlarda senin için. Tişörtü fazla dar almadım kimse bakmasın diye. Giyin bekliyorum" Yere oturup bana bakmaya başladı. Kafayla dışarıyı işaret ettim. "Ne?" Manyakk ya "çıksana" güldü ve kollarini birleştirdi "ne çıkacam be sevgilim giyiniyor başkası değil" kiyafetleri kenara bırakıp demirin kolundan tuttum ge dışarıya fırlattım. "Girersen parçalarım" Sinsi bir şekilde güldü. Içeriye girdim ve üzerimi giyindim. "Gelebilirsin sevgilim" demir içeriye gülerek girdi.
"Ne, neden gülüyorsun?"
"Hiç" gülmeye devam etti. "Kırmızı üzeri siyah dantelli südyenin ve siyah külodun çok güzelmiş" ne? Sapığa bak sen. Koluna bi tane yumruk attım. "Güneş sakın bir daha bana vurma" uu çok ciddi. Ama suan ben haklıyım. "Sana dedim denir girme diye"
"Tamam inkar etmiyorum girme dedin. Bakam demedin ben bakarım lan sanane bundan çok konuşma" bu çocuk çıldırtacak beni allahım ya hem bana bakiyor hem sanane diyor iyi degil bu. "Çık dışarı çık. Pis sapık konuşma" demiri dışarıya sürükldim. Bizimkilerin yanına gittik. Eğlenceli geçiyor du buradaki günler. Yani en azından ben öyle düşünüyordum. Sizde öyle düsünüyorsunuz degil mi? Zaten demir varken sıkıcı gecmesi mümkün olamazdi.

AŞKI TARİF ET BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin