[24] İNTİHAR

189 9 0
                                    

Yaşamış olduğumuz olayın üzerinden 3 gün geçti. 3gün boyunca masalı hiç görmedim. Bi kaç defa telefonla konuştuk. İyi olduğunu bir süre okula gelmeyeceğini söylemişti. Elimizden geldiği kadar bu konuyu açmamaya çalışıyorduk.
"Güneşşş"
Bu kız bana hiç abla demez mi çıldırıcam ya "ne var yağmur"
"Bi gelsene annem çağırıyor" kesiiin yalan. Yine gereksiz bir şey söyleyecek bana. Ayağa kalktım ve beyaz renk köpekli patiklerimi parkeye sürte sürte annemin yanına gittim "efendim anne" annem bana baktı ve "ne efendimi güneş" dedi. "Sen çağırmadın mı beni" dedim tek kaşımı havaya kaldırarak. "Kızım olmayan sesler mi duyuyorsun sen?" yine yağmurun o mal oyunlarından biri. Şimdi sıçtım ağzına çocuk. "Yağmur nerdesin? Bak sana ne göstericem çok güzel" salak kanar şimdi buna. "Mutfaktayım güneş" mutfağa doğru yürüdüm ve kapıdan içeri girip hemen yağmurun saçına yapıştım. Bi kaç kez tokat attıktan sonra ağlamaya başlayınca saçlarını bırakıp tezgahın üzerinde duran patates kızartması tabağını almak için tezgeha dogru gittim. Sesi kesilmişti. Şimdi kesin beni şikayet ediyo... "Ahhhh! Yağmur sıçtım ağzına" yağmur saçımdan çekerken tezgahın üzerinde duran yeni yıkanmış tavayı alıp bacağına vurdum. Tabi hemen kaçmaya başladı. Ama kurtulamaz çünkü çok sinirliyim. Yağmurun pesinden koşma kararını aldıktan sonra uygilamaya koydum ve peşinden koştum. Odasına girdi ve kapıyı kilitledi. Kapıya 2 defa yumruk attıktan sonra tavayı yere fırlattım. "Bu tavayı mutfağa sen götüreceksin yağmur yoksa sıçarım ağzına" ben bağırırken o içeride gülüyordu bir de utanmadan "yağmur kapa çeneni yoksa o sesini götüne sokarım" annem artık bizim bu hallerimize alıştığı için sesini çıkartmıyordu. Odama girdim ve kapıyı kilitleyip yatağıma oturdum. Telefonu elime alıp baktığımda 30 tane cevapsız arama gördüm. Yuh yani 55 dakika telefonu elimden bıraktım aramayan kalmamış. Arayanlara baktım. Selen ve derindi. İş birliği mi yapmış bu mallar? Derini aradım bir kere çaldı ve telefon açıldı.
"Kızım siz manyak mısınız? İş birliği mi yaptınız?" dedim ve güldüm.
"Güneş şaka yapmanın sırası değil masan intihar etmiş."
"Ne? Ciddi misin, neden?"
"Bilmiyorum şimdi medline hastanesine gidiyoruz"
"Hemen geliyorum."
Telefonu kapattım ve direk annemin yanına gittim. Elinde meyve tabaği oturmuş televizyon izliyordu. Gören evde kalmış 60 yaşında teyze zanneder suan o ruh halindeydi. Yanında da anneannem ve yağmur da otueuyordu tabi. "Anne ben medline hastanesine gidiyorum" annemde şaşırmıştı "niye ne oldu?"
"Masal intihar etmiş" dedikten sonra odama doğru koşmaya başladım "niye? Kız kime diyorum?" koşmaya devam ederken cırtlak sesimle bağırarak "bilmiyiruuum" dedim. Odama gittiğimde dolabımdan kot pantolunumu ve demirin aldığı beyaz üzerinde fotoğrafımız olan tişörtü aldım ve giydim. Ayakkabilarımı giyerken yağmur başımda "nereye gidiyorsun? Demirle buluşacaksın? Anneme diycem seni" diye boş boş konuşuyordu. Ayağa kalktım ve kapıyı açtım "kapa çeneni yağmur" dedikten sonra evden çıktım. Otobüse bindim. Yarım saat sonra hastanenin önündeydim. Hastaneden içeriye girdim. Derine meaaj attım
Kime: YOGİM
Kaçıncı kattasınız?
Hemen mesaj atmıştı tekrar bana
Kimden:YOGİM
2. Kattayız
Asansör beklemekle uğraşmamıştım bile merdivenlerden koşarak 2. Kata çıktım. Bizim kızların olduğu tarafa tarafa doğru koştum. Masalın da annesi ve babası ayrıydı. Masal babasıyla beraber kalıyordu. Yakup amca, hatice abla, selen ve derin oraday dı kızlara döndüm. "Durumu nasıl?" derin kafasını yere eğdi. Selen duvara yaslandı ve "offff" dedi ve bana döndü "iki kutu antideprasan içmiş" ellerimi açtım "eeeee yani iyi mi şuan?" derin kafasını kaldırdı ve bana baktı. "Bağırmayı kes güneş bizde bilmiyoruz" beklemeye başladık koridorda duvara yaslandım ve aşağıya doğru indim. Yaklaşık 1 saat kadat beklemiştik. En sonunda doktor dışarıya çıktı. Hepimiz kalkıp doktorun yanına koştuk. Masalın babası yakup amca merakla doktora "kızım nasıl?" diye sordu. Doktor gülümsedi ve " bizi çok uğraştırdı ama şuan iyi. Şimdi oldaya alıcağız bu gün burada kalacak" dedi. Gülümsedim kızlara sarıldım. Selen doktora döndü ve "görebiliriz değil mi?" dedi. "Tabiki hastamız çok iyi ama fazla yormayın" dedi ve yürümeye başladı. Ardından sedyeyle masal çıktı. Öylece uzanıyordu. Masalı 2. Katta ki 101 numaralı odaya getirdiler ve normal yatağa aldılar. Masalın yanına giderken telefonum çaldı ve odadan cıkıp telefonu actim
"Alo"
"Napıyorsun?"
"Hastanedeyim demir"
"Ne hastanesi ne oldu?"
"Masal intihar etmiş onun yanındayim"
"Cenk meselesi yüzünden mi ?"
"Bilmiyorum sanırım öyle"
"Hangi hastanedesiniz?"
"Medline"
"Tamam. Ha sakın bir yere gitme seni eve ben bırakıcam"
"Öpüyorum" derken telefon çoktan yüÜme kapanmış kulaklarım dııııt dııııt dıııııt seslerini duymaya başlamışti bile. Umursamayıp odaya girdim. Masal uyanıktı ve babasıyla konuşuyordu. Yakup amca bize döndü "kızlar siz masalın yanınsa durun ben eve gidip kıyafet ve ihtiyacı olan bir kaç bişey getirim. Bu gece burdayız" yakup amcaya acı ama aynı zamanda tatli da olan bir gülümseme attım "sen merak etme yakup amca biz burdayız" yakup amcada bana aynı şekilde gülümsedi ve kapıdan çıkıp gitti. Selen ve derin masalın yanın doğru yürürken yatağın diğer tarafından dolanıp bende yanına geçtim. Selen masalın elini tuttu ve "iyi misin?" diye sordu. Al soruya bak bu durumda kız nasıl olabilir acaba selen ve mal mal soruları. Masal hafif gülümseyerek başını evet anlamında yavaşça salladı. Bende elini tuttum ve başından öptüm. "Sen bi iyileş, kendine gel böyle bir şey yaptığın için ben öldürücem seni" hepimiz gülmüştük. Masalla konuşurken kapı tıklatıldı. Derin "geeeeel" dedi. Kapıdan içeriye giren demirdi ama arkasında biriai daha vardı. Demir yana çekilince arkasındakinin kim olduğunu gördüm. CENK'Tİ onu görür görmez masala baktım suratı asılmıştı. Tekrar demire döndüm "bunun ne işi var burada?" demir koltuğa oturdu ve arkasına yaslandı. "Konuşmak istedigi birşeyler varmış" cenkin kolundan tuttum ve odadan dışarıya sürükledim. Arkamdan derin ve selen de gelmişti. "Ne işin var lan senin burada. Bu kız senin yaptığın o bok yüzünden bu halde" cenk başıni yere eğdi ve cevap vermedi. Benim gibi selende çıldırmıştı her halinden belliydi. "Cevap versene lan" cenk başını yerden kaldırdı ve bana baktı "özür dilerim çok sarhoştum kafam yerinde değildi ihanete uğramıştım aldatılmıştım cidden çok özür dilerim" derine döndum ve alay edercesine güldüm. Gülerek cenke döndüm ve birden ciddileştim. "Lan senin özür dilemen bazı şeylerk düzeltecek mi? Ne tür bi şerefsizsin ya sen bu kız eski haline dönebilecek mi?" cenk tekrar başını yere eğdi ve cevap vermedi. Derin lafa atladı "şimdi iyi düşün 2 dakikan var ya birbieinizi tanıyıp devam edersiniz. Ya da........... Ya da sen şimdi buradan siktir olup gidersin." Kafasını kaldırdı ve derins baktı. "Ben, ben masalla beraber olamam" o an cenkin o sesi kulaklarımda yankılandı ve o etkiyle bir tokat attım "defol git buradan" cenk bana bir süre baktıktan sonra arkasını döndü ve gitti. Kapıyı açtım ve odaya geri girdim. "Demir biraz dışarıya çıkalım mı?" benim meteor ayağa kalktı ve yanım geldi. Sonra kızlara döndü "kızlar sizi evinize ben bırakıcam bir yere kıpırdamayın" demirin elinden tuttum ve hastaneden dışarıya çıktık. Benim düşünceli sevgilim bu saatte kızları tek bırakmıyordu. Aferin ona. Dısarıya çıkıp hastanenin kafeteryasına oturduk. Demir cebinden bir paket sigara çıkardı. Şaşkınlıkla demire bakıyordum. Paketten bir tane çıkarttı ve içmeye başladı "demir, sen sigara mı içiyorsun?" demir arkasına yaslandı ve sigaranın dumanını üfledi. "Evet" allahım bir insan sigara içerken bile çekicj olabilir mi? Evet olabilir. "Peki ben neden bilmiyorum?" tek kaşımı kaldırarak bakmaya başladım "denk gelmemişsin" dedi alaylı bir ses tonuyla. Hâla şaşkınlıkle demire bakıyordum. Tabiki telefonum çalana kadar.
"Alo"
"Nerdesin güneş?"
"Hastanenin kafeteryasındayım anne"
"Masal nasıl?"
"İyi. Bu gece hastanede kalacak"
"Tamam geçmiş olsun dediğiki söyle"
"Tamam"
"Sen ne zaman geliyorsun?"
"Birazdan demir bırakacak benj eve"
"Tamam"
Telefonu kapattıktan sonra demire soru soran gözlerle baktım. "Tamam peki denk gelmedim. Peki sen neden söylemedin?" demir masaya doğru yaklaştı ve sigara dumanını yüzüme üfledi. Olum benim astımım var yaaaa. Geriye doğru çekilirken "gerek duymadım" dedi her zamanki cool tavırlarıyla. Tam ağzımı açacakken tekrar lafa başladı "hadi kalk kızlarıda alıp sizi eve bırakim" ayağa kalktım ve demirle el ele kızların yanına gittim. Odanın kapısının önüne geldiğimizde demirin elini bıraktım. "Neden bıraktın elimi?" arkamı döndüm ve elimle saçlarını dağıtmaya çalıştim ama izin vermedi bi kerede izin verse ölürdü sanki ODUN. "Masalın babası içeride olabilir yanlış anlamasın ama dimi" tekrar arkamı döndü. Ve kapıyı tıklatıp içeriye girdim.
Tahmin ettiğim gibi yakup amca içerideydi. "Hoşgeldiniz gençler. Güneş bu delikanlı kim?" demire döndüm ve göz kırptım "bu delikanlı benim erkek arkadaşım yakup amca tabi kızlarında arkadaşı" yakup amca bakışlarını demire yöneltti ve gülümsedi "hoşgeldin delikanlı" demirde yakup amcaya gülümsedi başını aşağı yukarı salladı. Kızlara döndüm "hadi kızlar demir sizide eve bırakacak. Masal kuzum biz yarın okul çıkışı tekrar geliriz biz" kızlar montlarını ve çantalarını alırken "görüşürüz yakup amca" dedim ve odadan çıktım. Kapının önünde kızları beklerken demirde yanıma geldi ve benimle beklemeye başladı. İleriden siyah saçlı beyaz tenli bir hemşire geliyordiu. Hiç bir şüphem yoktu demir bakmazdi ama birden içimde bi kıskançlık hissi uyandı. Arkamı döndüm ve demire baktım. Selen ve derine bakıyordu. Tekrar hemşiteye döndüm içime kurt düşmüştü bir kere zaten düşmemesi imkansız olurdu kız demiri yiyecekmiş gibi bakıyordu. Bize biraz daha yaklaştığında demire sarıldım. "Aşkım kızları bıraktıktan sonra bir şeyler yapalım mı?" kızdan gözümü ayırmıyordum. Kız gözlerimin içine baktıgında O BENİM bakışlarımı atmaya başladım. Kızın surati asıldı ve hızla yürümeye başladı. Demirden geri çekilirken derin ve selen kapıdan çıktılar. "Nihayet be" demir beklemeyi hiç sevmezdi. Tamam her erkek sevmez ama demir beklemekten nefret ederdi. Hatta daha öte bişi yani. Sevmezdi işte anlayın. Demirin elini tuttum ve yürümeye başladık. Hiç kimse konuşmuyordu. Arabaya geldiğimizde selen "ya biz gideriz aslında" dedi. He salak bok gidersiniz gecenin bu saatinde. Tecavüze uğrayıp gidersin anca. Tam ağzımı açıp içimden geçirdiklerimi söyleyecekken demir benden önce davrandı. "Arabaya binin" arkadan pis pis gülerken kızlar arabaya bindi. Benim yakısıklı sevgilim arabayı sürmeye başladı. Baktım kimseden ses çıkmıyor number one' ı açtım. Bruno mars'tan uptown funk çalıyordu. Seviyorum lan bu şarkıyı. Yine kimseden ses çıkmamıştı. Müziğin sesini kıstım ve arkaya kızlara döndüm "ne o cenazeniz mi var?" yine ses çıkmamıştı. Bunlar beni neden tınlamıyordu? "Ne yası bu allah aşkına masal iyi kendinize gelin" derin iç cekti "ölebilirdi" al salak işte "ölmedi ama. Gereksiz yere üzülmeyi kesin şimdi müziğin sesini açıcam eğlenmeyeni parçalarım" kızları güldürmeyi başarmıştım. Demire döndüm "siz gülmeyecek misiniz bayım?" bana döndü ve bi kaç saniye baktı sonra tekrar önüne döndü "tamam siz gülmesenizde olur gecenin ilerleyen saatlerinde görüşürüz" müziğin sesini açtım. "Aaaah yapma ya. Alın işte sizin yüzünüzden şarkımı dinleyemedim." uptown funk bitmişti. Florida gdfr' ydi. Demir gülumsedi ve bana döndü. "Buda idare eder" eder tabi. Yani bu şarkı benim twerk yaptığım şarkılardan birisiydi. Kızlar arkadan kahkahayı basınca arkam döndüm. Demir bu şarkıda güneş süper twerk yapıyor ha" dedi derin. Tek kaşımı kaldırarak kızlara bakmaya başladım. Demir birden ciddileşti. Az önce gülüyordu ne oldu şimdi ya off. Selen "müziği kapatsana bi" dediğin de bakışlarimı selene çevirdim. "Neden?"
"Ya sen bi kapat"
Müziğin sesini kıstım ve tekrat selene döndüm. "Kıstım ne oldu?" derin ve selen birbirlerine bakıp güldüler. Anlamsızca onlara bakıyordum. "Bu şarkı daha güzel" dedi ve telefonundan delilo halayını açtı. Kendimi tutamadım ve kahkahayı bastım. Demirden de bi kahkaha bekliyordum ama o sadece bir tebessüm etmişti. Selen çantasından bir mendil çıkarttı ve derinle beraber oturduklari yerde halay çekmeye başladılar. Kızlar kendilerinden geçmişlerdi. "Yakışıklı" yakışıklı mı? Demire döndüm şaşkınlıkla. "Ya torpitoda çikolata olacaktı onu ver" bozuntuya vermedim. Torpidoyu açıp çikolataları aldım. 2 tane kızlara verdim 2 tane daha elime alıp gri kalanları yerine koydum ve torpidoyu kapattım. Çikolatalardan birini demire uzattım "al bakalım güzellik." çikolatayı aldı ve güldu "saol yakışıklı" gıcık işte.
-
Önce derini sonra da seleni evine bıraktık. "Ee birşeyler yapıyor muyuz yoksa seni evine mi bırakayim?" eve gitmeliydim. "Eve bırak başka zaman yaparız" saate bakmak için telefonumu elime aldım. Saat 00.23'tü. Tuş kilidini kapatıp kafamı cama yasladım. Dışarıyı izlerken telefonum çaldı. Arayan annem. HİÇ ŞAŞIRMADIM. telefonu açtım.
"5 dakikaya evdeyim anne"
"Tamam"
Telefonu kapatıp demire döndüm ve izlemeye başladım. Sonsuzum olur muydu acaba?

Arkadaşlar biraz geç bölüm girdik özür dileriz karne telaşı işte. Elimizden geldiğince çok bölüm yayınlamaya çalışacağız. Yorum yapmayı unutmayın hikaye nasıl gidiyor? Karakterler hakkında neler düşünüyorsunuz? Bunları bize söyleyin. Hepinizi çok seviyoruz...

AŞKI TARİF ET BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin