[23] SARHOŞ

158 9 0
                                    

-DERİNDEN-
Karakoldan çıkıp demirlere gittik. Masalı bir odaya yatırdık ve salonda oturmaya başladık. Bi süre sonra demirin arkadaşı gelmişti. Demir bize odamızı gösterdi ve sonra tekrar aşağıya indi. Odaya girdim ve kendimi direk yatağa attım. Ayaz beyaz gömleğini çıkartırken gözüm vücutuna kaydı. Bakmadan duramadım. Benim ona baktığımı anladığında pis pis güldü ve "ne o çok mu beğendin?" diyip yanıma uzandı. Ayaza döndüm. Bana yaklaştı ve saçımı düzeltti. Bende biraz daha ona doğru yaklaştım. İlk defa onunla uyuyacaktım. Derin bir nefes aldım ve kokusunu içime çektim. Kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Heyy! Kalbim sakin ol lütfen. Şuan burda kalpten ölmek istemiyorum. Kendiki sakinleştirmek için bişeyler konuşmaya başladım. "İlk defa sana sarılarak uyuyorum ayaz" yarım gülümsedikten sonra dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. "Çok mutluyum derin. Kollarımdasın,benimsin" biraz daha ayaza yaklaştım ve bu sefer dudaklarını ben öptüm. Belimden kavradı ve daha çok kendine yaklaştırdı. Ayazla öpüşürken yan odadan selen ve ateşin öpüşme sesleri geliyordu. Geri çekildim ve güldüm. Kafamı ayazın kafasına koyup uyumak için gözlerimi kapattim. "Ateş şuan çok pis yiyor yalnız seleni" ayazın sesiyle gözlerimi açtım ve kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Olabilir. Bizi ilgilendirmez uyu."
-
Sabah uyandığımda ayaz hâla uyuyordu. Çok tatlıydı. Allahım tipe bak. Yavru köpek gibi resmen. İlginç olan bir diğer şey ise uyurken piçliğinden eser yoktu. Ayazı izlerken birden çığlık sesleri gelmeye başladı. Bu çığlığı atan masaldı. Yataktan fırladım ve masalın odasına doğru koşmaya başladım. Önce selenlerin sonrada güneşlerin kapısının önünden hızla geçip masalın odasının kapısını hızla açıp içeri girdim. Yatakta tek başına oturuyordu. Beyaz yorganı sımsıkı üzerine sarmıştı ve yorganda hafif hafif kan lekeleri vardı. Ne oluyo lan burada? Masalın omzunu tutup yanına eğildim "masal?" bana bakmadı bile. Hiç bisey demeden ağlamaya devam etti. Kapıdan içeriye selen ve güneş koşarak girdiler. Güneş yorgandaki kan lekelerini gördükten sonra kapıyı hızla kapatıp geri yanımıza geldi. Selen ve güneş öylece bakıyordu. Selen "masal ne oldu?" diye sorduğunda güneş soğuk kanlı bir şekilde "ben biliyorum" dedi. İkimizde hızla güneşe bakmaya başladık. "Güneş ne oldu? Bu kan ne? Masal neden ağlıyor?" sorularımı arkası arkasına sordum. Çünkü çok meraklanmıştım. Selen titrek sesiyle lafa atladı. "Güneş yoksa, yoksa düşündüğüm şey mi? Hayır de lütfen" güneşin gözleri dolmaya başladı. Aklıma bir şey geliyordu ama onu düşünmek
İstemiyordum. İhtimali bile korkutucuydu. "Çok uğraştım ama iş işten geçmişti ve masal beni kovdu. Yaptıkları şeyi istediğini söyledi. Bi kaç defa vazgeçirmek için tekrarladım ama olmadı" masal daha çok ağlamaya başladı. Masala dönüp sıkıca sarılmaya başladım. "Şşşş tamam tamam. Ağlama. Cenk miydi peki?" gözyaşlarını sildi ve başını aşağı yukarı salladı. Tabiki de cenlti baska birisi yoktu ki evde beynim durdu resmen ya. Selene dönüp baktım "yanında dur biz hemen geliyoruz" güneşle beraber kapının önünde bekleyen erkeklerin yanına gittik. Hepsine bağırmaya başladım. Diğerlerinin bir suçu varmış gibi. Ama napabilirim sinirimi bi şekilde çıkarmam gerekiyor. Güneş demire döndü ve o da bağırmaya başladı. "Demir cenki ara hemen buraya gelecek" demir ters ters güneşe baktı ve "bana bağırma. Sen kimsin ki bana emir veriyorsun?" ya oha yani bütün erkekler mi orosbu çocuğu olur arkadaşım ya. Güneş susarken demir cenki aradı. Telefonu elinden indirdi ve başını olumsuz anlamda sağa sola doğru saladı yavaşça "kapalı"

AŞKI TARİF ET BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin