...
Ağacın altına oturmuş dizlerimdeki eskiz defterine bir şeyler karalıyordum. Saçlarını yana yatırmış bir genç çizmiştim. Taslak olmasına rağmen güzel duruyordu.
"Selam güzelim." Bana doğru eğildi, saçları alnını açık bırakacak şekilde kaldığında o kadar şirin durmuştu ki bu kişinin Félix olduğuna pek kolay değildi.
"Her yerde karşıma çıkıyorsun ha." dedim gözlerimi devirerek beni takip ettiğini bilmiyormuş gibi davrandım.
"Bir söylentiye göre sevdiğiniz insanlarla daha çok karşılaşırmışsınız." dedi yanıma oturdu, benim aksime dizlerini kendine çekmek yerine bağdaş kurdu.
"O söylenti sapık gibi beni takip etmezsen geçerli yalnız."
"Nee!? Çok büyük iftira.." dedi eliyle ağzını kapatarak şaşırır gibi yaptı. Kendimi tutmadan güldüm. Bana gülümsedi ve sordu.
"Beni mi çiziyorsun?"
"Ha!? Ne hayır ya!?" Kıpkırmızı olmuştum defteri kapattım ve bakışlarımı kaçırdım. Gülümsedi elini bana uzattı saçlarımı yüzümden çekti.
"Pekâlâ Bayan Utangaç, ben buraya başka bir amaç için gelmiştim."
"Hım neymiş?" diye sordum kendimi toparlayarak.
"Özür için." dedi gözlerini kaçırarak. Kaşlarını çattım, "Fotoğraftan bahsediyorsan sorun yok çünkü o kadar önemli değil." diye açıkladım.
"Yok, ondan değil." Yutkundu. Söylemeye çekinir gibi bir hali vardı.
"İznin olmadan seni öptüğüm için." dedi tek nefeste.
Afallamıştım. "Saçma olduğunu biliyorum, bunun bir anlam ifade etmediğini d-" cümlesini bitirmesine izin vermeden ayağa kalktım. Çantamı kavradığımda elimden tuttu.
"Biraz dinle açıklayacağım."
"Açıklamaların umrumda değil."
Yutkundu ve elimi bıraktı. "Ne kadar iğrenç biri olduğunu hatırlattığın için teşekkürler." dedim ve hızlıca oradan uzaklaştım.
Bu çok saçmaydı. Onun yaptıklarının yanında benimkiler de. O günden sonra onun yanında bir saniye daha durmamalıydım.
Sertçe kendi kafama vurdum. "Salaksın! Hiç mi kendine saygın yok!? Aptalım ben. Aptal-.. Kahretsin." Kendi kendime söylendiğimde gelen bildirim sesi ile afalladım.
Bela:
Vurma kendine
Yolun ortasında söyleniyorsun başına bir şey gelecek dikkatli yürü.Mesaja görüldü atarak telefonu ceketimin cebine koydum.
Hâlâ beni takip ediyordu.. çıldıracağım.
Hayatımda ilk girdiğinde bela olduğunu biliyordum öyleyse neden devam ettim?
"Salağım çünkü!"
Aniden biri kolumdan tutarak beni kenara çekti. "Kızım araba geliyor diyorum ne diye kendine sövüyorsun?" Sertçe onu itekledim ve yürümeye devam ettim.
"Kagami! Sana diyorum." Peşimden yürümeye başladı.
"Biraz sakin olup beni dinler misin?"
Durdum. Yavaşça ona döndüm yanına yaklaştım. Sert bir tokat attığımda yanağını tutarak geriye adımladı. "Pekâlâ bunu hak ettiğimi biliyorum ama şimdi beni dinler-" cümlesini bitirmesini beklemeden oradan uzaklaştım. Sinirden ellerim titriyordu. Hay lanet..
Bela:
Sanırım oyun bitti ha?-----------
-Sürün Félix pauahaha
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bela :: féligami [texting]
FanfictionKagami: Sesini kesecek misin? Keseyim mi? Félix: Benle buluşursan keserim güzellik:D Kagami: Biliyor musun, günümüz dünyasında seni rahatsız eden birini üç noktaya basıp engelleyebiliyorsun. Félix: Zor kullanmak istemiyorum ancak sen istiyorsun Enge...