...
Eskrim insanı yoruyordu. Ancak annem öğlen arasını burada geçirmeme izin vermişti. Tabağıma koyduğum atıştırmalıklardan çok Adrien ile Marinette dikkatimi çekiyordu. Elimi yanağıma yaslayarak, "Uf." diye mırıldandım kendi kendime. Bakışlarım Lila'ya kayarken etrafında oluşan kalabalık dikkatimi çekmişti. İçimde oluşan merak duygusunu bastırmaya çalışıyordum ancak bu çok zordu. Sandalyemi çıkacabileceğim şekilde geriye ittikten sonra ayağa kalktım. Adımlarımı Lila'nın olduğu yere çevirirken arkamdan bir ses geldi.
Umursamadım.
"Hey, ne oluyor?" diye sordum gördüğüm ilk çocuğa. Çocuk omzuna dokunmadan tırsmış olacak ki geriye doğru kaçtı. "Seni korkutmak istemedim." diye açıkladım. Bu sırada bir telefon kilidi sesi duydum. Biri şifreyi üst üste denemiş olmalıydı. Büyük ihtimalle uyarı veriyordu. Ancak... Kimin telefonuydu?
Arkamı döndüğümde Félix'i telefonum elinde görmeyi beklemiyordum tabii.
Seri adımlarla yanına gittiğimde kaşlarımı çatarak, "Senin özel hayata saygın yok mu?" diye bağırdım. İnsanların bakışlarını üzerimde hissediyordum. Bu rahatsız ediciydi.
"Ha siktir!" diye küfür etti. Geriye doğru kaçarak, "Bak açıklayabilirim, lütfen sakin ol!" diye bağırdı.
"Beni ne zaman rahat bırakacaksın?" diye sordum. Sakin kalmaya çalışıyordum, tüm sinirimi parmaklarımdan çıkarıyordum.
"Kagami-saan çok önemli bir meseleydi o yüzden aldım telefonunu. Özür dilerim!" dedi sahteden ağlayarak, küçük bir suçlu çocuk edasıyla telefonu bana uzattı. "Neden telefonumu karıştırdın?" dedim dişlerimi sıkarak bir yandan da telefonumu elinden aldım.
"Eeeee," diye mırıldandı gözlerini benden kaçırarak. Bir cevap vermemesi sinirlerime dokunmuştu. Ellerim titremeye başlamıştı, "Félix." dedim.
"Hey, iyi misin?" diye sordu. "Lan kapatın camları kız üşüyor!" diye bağırdı beni göstererek. Gözlerimi sinirle kapattım ve, "Bunu yapmamak için kendimi uzun süredir tutuyorum. Ama şimdi düşündüm de," derin bir nefes verdim.
"Kendimi tutmayacağım." dedim sakince gözlerimi aralarken Félix kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
Tüm sinirimi, öfkemi nefretimi bir tokat ile Félix'e yansıttım. Yanağını tutarak geriye doğru sendeledi, "Noluyor lan?" dedi.
"Rahatladım." dedim ellerimi belime yerleştirirken.
"KAGAMİ-SAN BANA DOKUNDU." diye bağırdı bir anda. Tüm bakışlar bizi hedef aldığında işaret parmağımı Félix'in dudaklarının üzerine yerleştirdim ve, "Kessene sesini?" diye bağırdım sinirle.
"Hâlâ dokunuyor~~" diye mırıldandı aptal gibi gözlerini havaya dikerek.
Onu kolundan sürükleyerek yemekhaneden çıkarttığımda bana bakıp sırıttı. "Sırıtmayı keser misin?" dedim sinir bozukluğu ile gülerek. "Sinirimi bozuyorsun Félix." Kolunu bıraktım ve tam karşısına geçtim. Gözlerinin içine bakarak, "Telefonumla ne yapıyordun?" diye sordum.
"Güzel çiller..." diye mırıldandı. Elini çenesine yerleştirdi ve düşünürmüş gibi ovdu. Bakışlarından rahatsız olmuştum, "Kes şunu." dedim.
Sırıttı ve ellerini ceplerine yerleştirdi, "Baya ilerleme kaydettik bugün ilişkimizde." dedi gözlerini kırpıştırarak.
"Ne?" diye sordum kaşlarımı çatarak.
"Sen ciddi misin Félix?" dedim. Alnımı ovarak sakin kalmaya çalışıyordum.
"Bunu sevdim." dedi sırıtarak yanımdan geçip gitti.
FÉLİX'İ BOĞMAK İSTİYORUM.
-----------
~OOOOOOOOOOHHHHHH İCİMİN YAGLARİ ERİDİ NE GÜZEL YAPİSTİRDİ AMA AĞAHA KAGAMİ'M BE!
![](https://img.wattpad.com/cover/318204191-288-k371251.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bela :: féligami [texting]
FanfictionKagami: Sesini kesecek misin? Keseyim mi? Félix: Benle buluşursan keserim güzellik:D Kagami: Biliyor musun, günümüz dünyasında seni rahatsız eden birini üç noktaya basıp engelleyebiliyorsun. Félix: Zor kullanmak istemiyorum ancak sen istiyorsun Enge...