Müdür Shin Roo Hyuk duşunu almış, metreslerinden birinin yanına uzanıyordu. Karısını aldatıyordu üstelik 2 çocuğu varken.
Korede demokrasi böyleydi işte. Hiyerarşik bir sistem vardı. Eğer çok zenginden ya da zengin bir tanıdığın varsa sana hiçbir şey olmaz, sürekli terfi alıp dururdun. Eğer fakirsen ve tanıdığın yoksa zorbalığa mahkum kalırdın. Kore böyle bir ülkeydi. Adalet adı altında hiçbir şey yoktu.
Kulağa garip gelebilir ama insanlar buna alışmıştı burada. Fakirlerin çoğu intihar eder zenginlerse hayatlarına hiçbir pişmanlık yaşamadan devam ederlerdi.
Shin Roo Hyuk'ta öyleydi. Onca istismar, aldatma, yasadışı işler, çocuk kaçırma, yolsuzluk... Fakat bunların hiçbirinin bedelini ödememişti.
Shin Roo Hyuk'un yardım ettiği BlackSuit kampından kaçan 5 çocuk ona yaptıklarının bedelini ödetmekte kararlıydı.
Otelin suit odalarından birinde metresinin dudaklarına uzanan Müdür Shin'in bu yüzünü kimse biliyor muydu gerçekten?
***********
"Gi Hee Jun Milletvekili adayı olmak için promosyonlarına hızla devam ederken ön seçimleri kazanması an meselesi. Başkan Gi Hee Jun'a derinden saygılarımızı sunuyoruz."
Sinirle elindeki kumandanın kapatma tuşuna basıp televizyonu kapatan Jeongin bir çırpıda kumandayı yere fırlattı.
"Bu adam nasıl koskoca ülkeyi yönetebilir. Hayır o kadar skandalı varken hala salak gibi oy veriyorlar anlamıyorum. Cellatına aşık bir milletimiz var gerçekten."
Jeongin küçük olsa da sinirli hali çok sexy oluyordu. Chan'ın Jeongin'in sinirli haline bakarken gurur duyduğunu görebilirdiniz. Sert olması bazen Chan'ın hoşuna gidiyordu çünkü.
"Sakin ol bebeğim. En kısa zamanda Hyunjin arşive ulaşınca senin istediğin şekilde halledeceğiz. Sözüm olsun." diyerek yanında oturan Jeongin'in dudaklarına hafif bir öpücük kondurmuştu.
Tam zamanında odaya giren Hyunjin olaya şahit olduğu için eliyle gözlerini kapatmıştı.
"Bölüyorum ama bakmanız gerek. Arşivde belgelerin yok edildiği yazıyor. Yani yakalasak öldürsekte suçlu biz oluruz. O zaman kahraman değil orospu çocuğu oluruz." Kırmızı saçlının siniri yüz hatlarının gerginliğinden belli oluyordu.
"Jisung'u arayalım." Chan'ın söylemesiyle Jeongin yanındaki telefondan Jisung'u aramıştı. Bir kaç saniye sonra açılan telefonla Jeongin aramayı hapörlöre vermişti.
"Efendim Jeongin?"
"Hyung sanırım belgeler yok edilmiş."
"Siz de buna inandınız mı?" diye iç geçirdi Jisung.
"İnanmayın. Çünkü bu ülkede büyük biri birşey yapıyorsa kanıtları herhangi bir yerde saklanıyordur. Zamanı geldiğinde istedikleri şeyi yaptırmak için ya da baş kaldırdığı zaman indirmek için kullanırlar. Bu ülkede sistem böyledir."
Şaşkınlıkla dudaklarını aşağıya indirip kafa sallamışlardı. Mantıklı gelmişti bu düşünce onlara. Sonuçta kendi arkadaşımıza bile güvenemezken hiç tanımadığımız insanlara nasıl güvenebilirdik.
*********
Emniyete gelen kargo pakedi Müdür Shin'e ulaştırılırken telefonuna bilinmeyen numaradan mesaj gelmişti.
"İhanet eden köpeğin başı kesilir." Yazıyordu. Ürkütücü bir mesajla eli ayağı birbirine girmişti Müdür Shin'in.
2. bir mesaj bildirisiyle yerinden sıçradı. "Yaşamak istiyorsan basın toplantısında yaptıklarını anlat. İstemiyorsan sen bilirsin." Müdür Shin tırnaklarını kemirmeye başlamıştı.
Pakedi açmasıyla gözlerinin büyümesi bir oldu. Emniyetin ortasına bir bomba mı? Buna hangi piskopat cüret edebilir diye geçirdi içinde.
Kafasını avuçlayan Müdür Shin'in'in ölmesine dakikalar mı vardı? Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kabul ediyorum diye mesaj mı yazmalıydı.
"Lanet olsun!" diye bağırırken bombanın üstündeki kronometrede 10 saniye yazdığını gördü.
Ne yaparsa durdurabilirdi ki?
9...
Korkudan eli ayağı birbirine girmiş Müdür Shin ağlamaya başlamıştı.
8...
Bombanın üstünde herhangi bir kablo yoktu kesebileceği.
7...
Belkide kabul etmeliydi mesajı diye düşündü.
6...
Gururunu ve yaptıklarını düşündü. Ama onun için her zaman paçasını kurtaran biri olacaktı. Bu durumdan da kurtulabilirdi değilmi? Ne de olsa kabul ediyorum yazsa da bu işin içinden çıkabilir, bombayı gönderenleri bulup cezasını verebilirdi diye geçirdi içinden.
5...
Telefonu hızla eline aldı ve kabul ediyorum yazdı.
4...
Mesaj görülmüştü fakat bomba durmamıştı. Ne yapması gerektiğini çözemeyen Roo Hyuk iyice yalvarmaya başlamıştı.
"Tanrım tüm günahlarımı bağışla. Bir daha asla günah işlemeyeceğim!"
3...
Ellerini birleştirip çaresizce dua ediyordu.
2...
1...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Serial Killer Han Jisung // (Jisung × Minho)
Misterio / SuspensoKim bilebilirdi ki bir seri katilin bir polisin ev arkadaşı olacağını...