BÖLÜM 10

38 1 0
                                    

"Hadi Ömür nerdesin iki saatlik bir deniz keyfimiz olacak senin yüzünden bir saatini harcadik bile.Busra sende çabuk ol." Yaklaşık yarım saattir hazırlanmalarini bekliyordum.Busra hanim denize giderken bile makyaj yapıyor.Insan bu kadar mi süslü olur.? Omurde iki saattir mor mu kırmızı mi diye dolaniyor mayo seçecek daha ruj sürmek nedir denize giderken acaba denizi erkek mi sandı? Belli olmaz.Hizli adımlarla kolumdaki çantama iyice asılıp parmak arası terliklerimi bastıra bastıra yürüdüm.Sonunda makyaj masasına geldiğimde ikisinede soru yönelttim.

"Fondoten ve ruj sürmek nedir kızım? Sonuçta denize gidiyoruz.Deniz hani şu su olan insanların girip yüzdugu siz erkek mi sandiniz ne bu süs? Hem akar o malzemeler."

Ikiside ilk goz devirip işlerine döndüler. Ömür onlarca mor rujdan birini seçmeye çalışırken Büşra ikinci katını atiyordu kapatıcınin fırça ile dagitirken konuşmaya başladı.

"Bunlar suya dayanıklı o kadar para ödedim hem test etmis oluruz Ömürun ruju da 24 saat kalıcı öyle yazıyor tatlım. Test ediyoruz."
Diyerek göz devirdi.Sonunda sıkılıp

"Iyi ne bok yerseniz yiyin.Sonra Erva alerji oldum yok bilmem ne demeyin."diyerek kollarımi bağladım. Suan kendimi çocuk gibi hissediyordum.Sanki annem elinde toka ile evde kovaliyordu beni gülerek kaçışim annemin kovalamasi babamın 'Azra kızımı rahat bırak' deyirek beni sırtına alıp bahçeye çıkması ardından kovalamasi benim arkama bakarak koşarken kendimi havuzda bulmam. Ardından su savaşı yapmamız hatiraladikca hüzünlendiren anılar anılarım küflu bir eşya gibi. O eşyayı evinin en güzel köşesine koyarsan diyelim ki bir vitrin gibi.Iclerini en güzel bardak takımları ve fincanlar.Herkesin bir duygu ve yasanmislik vitrini vardır. Icini dizayn etmek o kişinin işidir.En güzelini de koyarsin en cirkinini de.Vitrinin içindeki en on tarafa en güzel hatıralarıni koyarsin.Insanlara mutlu gözükmek için veya en kötü yaşanmışliklarini koyarsin en on rafa.Iste o koyduğun eşyaya göre yargılarlar seni.Ben ise hiçbir şey koymadim.Her anı bir mutluluk her mutluluğun sonu hüzün. En zayıf olduğum noktam.Disardan cok güzel görünüme sahip bir duygu vitrininin belki de arkasında paslanmaya yüz tutmuş anılar vardır kim bilebilir ki? Dusuncelerimden ayrılmami sağlayan şey sallanan iki çift el.Ne ara oturup ellerimi dizlerime koyup başımi ellerimin arasına aldım. Neden hatırladıkca üzülüyorum neden kötü oluyorum? Belki küflu gibi görünebilir ama hala canlı taptaze anılarım adeta. Bir elma ve ya bir meyve dışı kuflensede içi sapasağlamdir.Insanlarda böyledir veya küflu bir peynir gibi.O peynirler bile bile kuflenir öyle daha degerlidirler ve o peyniri küflu yapan o küflerdir.Senin görünümünün ve zarar gördüğünün ifadesi olan küf sana deger kılar. Senin güçlenmeni sağlar. Aslında onlar küf değil her biri bir savaşin izidir.Ya o küfü kesip atarsın ya da onu öyle kabul edersin. Ya da küfü kesersen sanki değerin kalmayacak gibi ya da hic kesemiyecek gibi hissedersin kesersen bile sana yeniden zarar verip senin yeniden Küflenmeni sağlarlar bunu yaparlar gibi gelirler ve kabul etmesen de ondan kurtulmak istesende o senin savasindan kalan izlerdir.

"Iyi misin? Ne olur tatilde bari eğlenmene bak.Dusunmemeye çalış.Dusuncelerinin seni yiyip bitirmesine izin verme. "
Büşra konuşmasını bitirdiginde Ömür ellerimi ellerine sardı ve Büşra yüzümü şefkatle oksadi.Benim yüzümden onların da tatilinin mahvolmasina izin veremezdim ani bir hareketle kalkarak eğlenceli bir şekilde

"Hadi hazırsaniz gidelim. "diyerek iki kollarimi açıp konuştum. Bosa dememisler 'Öldürmeyen acı güçlendirir.'bunlara göz yummamak istercesine kollarimi iki tarafa açtım. Gucluyum diyerek kendini kandıran gucsuzlugunun arkasına saklanarak güçlü görünmeye çalışan bir kızdan ibarettim aslında.

♧♣♧♣♧♣
Sonunda denize vardığımızda üstümüzdeki fazlalıkları çıkardık sonuçta erkekler yoktu işlerimiz var kendinize dikkat edin diyerek gitmislerdi.Belki plajin kalabalıgindan rahatsız olabilirlerdi eğer olsalardi.Sonra da sahiplenen erkek tutusunu yaparlardi.Klasik Türk erkegi modeli işte. Ömürcegimle uzun süredir dertlesememenin verdiği boşluk ile Omurle konuşmaya karar verdim. Biz denizde bile dertlesirdik.Suyun ısısına uyum sağlamak için birbirimize su atıyorduk üzerimize dudaklarımi birbirine yapıştırıp tuzlu suyun gelmesini önledim.Ellerimi saçlarıma geçirip arkaya doğru savurdum.Rengi biraz daha parlıyordu sanki.Sari sapsarı. Isinma işlemi bittikten sonra Büşra açılarak yüzmeye başladı. Ömüre doğru yaklaşıp

"Ömür uzun süredir konuşamiyoruz kendini nasıl hissediyorsun?"ellerimi iki yana açıp suyu sever gibi yaparak ayaklarımi hareket ettiriyordum.Bir anda yüzüne bir hüzün çöktü.Dedigim cümlenin pismanligini yaşadım ama konuşmazsa rahatlayamazdi bunu biliyordum aslında Faruk olayıyla ilgiliydi.

"Hissiz gibi..ama böyle hissizligimi hissediyorum.Duygusuz olmak istiyorum yapılanlari umursamamak hiçbir duygu beslememek istiyorum."
Ondan bir adim uzaklastim ve ilk dibe daldim bes saniyenin ardından kafami kaldırarak suyun üzerinde durma hareketini yapmaya devam ettim.

"Bizi insan yapan duygularımız.Sen hiç acısız bir cigkofte fistiksiz bir helva kakaosuz bir dondurma düşünebilir misin? "
Devam ettim.

"Neler olduğunu anlatarak rahatlayacaksin hadi anlat lütfen."

"Tamam. Zaten aramız soğuktu.Okul felan görüşemiyorduk.Sonra..ona sürpriz yapmak istedim ve nerede olduğunu tahmin ettiğim için oraya gittim. Sence o ne yapıyordu? Bir kızi resmen açlık ile somururcesine öpüyordu ve en cok üzen tarafı ne sence? Ertesi gün beni annesiyle tanistiracakti.Daha dun çok sevdiğini söylemişti.Resmen Omur benden ne kadar daha nefret edebilir diye çabaladi birseyleri hissettim ama hani anlamak istemezsin.Bilmiyorum onun yanında mutlu hissediyordum kendimi o anın büyüsünu bozmak istemezcesine düşüncelerimi kelimelere dokmuyordum.Cunku biliyordum uzulecegimi..Resmen yaramin üzerine tuz bastı. Ben onun için neleri göze aldım sen biliyorsun ve ailem.. Onumuzde bitiyordu.En sonunda sahile geldiğimizde Büşraya 'fotoğraflari bana at'bakisi attim ve kulaklarimi melodiler doldurunca fotoğrafları gönderdiğini anladım yüzüstü guneslenip bir yandan da fotoğraf secmeye başladım iki fotoğraf arasında karar veremiyordum.Kizlara dönüp

"Hangisi birini seçin. Sosyal medyaya atacagim."
Omur inanamayan gözlerle baktı

"Kızım Erkin seni ne yapar saçmalama boşver kalsın galerinde."
Savunmaya geçip

"O benim sadece arkadaşım ailem ya da sevgilim değil o yüzden karışamaz.Sıkıntı yok."diyerek sosyal medyada fotoğrafı paylaştı m.Iki saatlik süre dolmuştu bu süre icinde biraz daha konuşup güneşlenip oturduk. Bir ara su almaya gittigimde parçalanmis bir su altı fotoğraf makinesi görene kadar iyiydim.Kimdi bunu yapan? ?


Arkadaslar iki haftadır sınav dolayısıyla yazamadim bu sebepten kısa oldu.Bol opucukler.Vote bekliyorum :*

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FELÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin