İşte şimdi yanmıştım. Şimdi tahminim olarak abim Arene dalacaktı. Annem beni evde iki saat azarlayacaktı. Babam ise bir şey demeden bana Gaziantep'ten birini bulacaktı! İlk evlenme listesindede deli Ahmet vardı, allahım! "Abicim... açıklayabilirim!" diye bağırdım.
"Abin mi?" diye sordu Aren. Evet haspam abim, şu an helvanı kavuracak.
"Lan neyini açıklayacaksın her şey ortada zaten!" diye bağırdı. Kulaklarım çınladı bir anlığına, kendisi bağırmaktan haklıydı. Her şey ortada zaten! Ama biz... yani şey değildik.
"Kızım... bizi Emine ablan aradı beyefendi bir damatla tanışmışsın ve hatta evine gitmişsin diye diye konuştu. Bizde kızımızın kiminle evleneceğini ve kiminle birlikte olduğunu merak etik geldik. Ama evlenmeden napıyorsunuz siz!" diye başladı annem. "Ayıptır. Biz sana güvenerek ta buraya kadar gelmene izin verdik, senin yaptığın iş mi bu?" Annem sinirle Arene döndü ve son noktayı koydu, "Emineye göre iyi hoş çoçukmuşsun ama yaptığın çok ayıp oğlum. Gelip bizden isteseydin ya kızımı. Önce nişan sonra evlilik ve sonra ne isterseniz yaparsınız da."
Babam ise hiç bir şey demeden bize öyle bakıyordu.
"Şimdi siz yanlış anladınız. Leyla havuza düştü-" Arenin sözünü devam etmeden canım abicim kesti, "Sende üstüne atlayayım dedin?"
Arene üzüldüm. Şimdi çekeceği vardı... öpmeseydin sende. Adamda böyle Habib olmayacaktı.
"İsmin ne oğlum?" diye sordu annem. Allahım nolur bizi bu havuzdan çıkarın! Dondum!
"Aren efendim." dedi ve tebessüm etti. Bu çoçuk, bu kadar lafa rağmen nasıl bu kadar nazik olabiliyor bilmiyorum. "Şimdi abicim ve ebeveynlerim lütfen beni burdan çıkarır mısınız? Dondum! Yukarıda konuşuruz!" artık dayanacak gücüm kalmadığı için bir an önce burdan kurtulmak en iyisi olur!
Abim beni -hiç birimizi- dinlemeden telefonunu bir yere bıraktı, ve doğru Arenin üstüne atladı. İkisi havuzda birbirini yerken onları ayırmak istedim ama bu havuz çok derindi! Yüzme bilmiyorum tabiki çünkü Gaziantepten gelmiştim ve hiç deniz yoktu. Tabi havuz salonları vardı ama oraya gidecek vaktimiz yoktu. "Abi!!!" dinleyen mı var? Annem 'oğluşum' diye sesleniyordu babam için ise 'iyi yapıyorsun' diye geçiyordu içinden. Allahım! Ben nerelere düştüm yarabi!
(...)
"Bütün konu bundan ibaret." dedim gülümseyerek. "Gülme." dedi abim sert bir sesle.
Ben abimin yaralarını ve çiziklerine pansuman yapıyordum annem ise Arenin yakışıklı yüzünün morluklarına bakıyordu. Gitti adamcağız.
"Peki her şeyi anladım." dedi babam sonunda konuştuğunda. "Bu ikinizin fingindemizi açıklamıyor." Babacım, yani yıllar geçmiş bana söyleceğin ilk cümle bu mu! Tabi bunu nasıl açıklayacağımı bir bilsem!
"Baba... alayım mı dalağını?" dedi abim ayağa kalkarak. Aren korkmuyordu. Buda beni biraz da olsa şaşırmıştı, sonuçta bu korkunç yüzden kim korkmaz ki?
Abimi tekrar oturduğu yere oturttum ve onun gözlerinin içine baktım. "Otur oturduğun yerde! Adamın hiç bir suçu yok! Ben öptüm onu!" evet sayım seyirciler şimdi hayatımda kurduğum en tehlikeli cümleyi kurmuştum.
"O kadar çok mu seviyorsun yani?" dedi babam tek kaşını kaldırarak.
"Evet." dedim net sesimle. Herkes öyle bir bakıyordu ki bana... bayılacağım burda. Bunu daha fazla devam edersek kalpten gideceğim. Aren mi? Ona bakmıyorum ki. Tepkisi çok şok edici olacağını biliyorum... ben bu adamı niye benimle yaktım ki? Şimdi bencil diyeceksiniz ama yani kurtulmam gerek bu durumdan çünkü eğer sadece bir 'öpücük' dü desem beni direk o deli Ahmetle evlendirirlerdi. Zaten bütün yaz benimle konuşup evlende evlen diyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leylam
HumorNediyim 'abimin arkadaşı, iş arkadaşı, komşu ve yalandan sevgili rölü.' Hepsi bir arada toplanmış bu hikayede yer alıyor. Yakışıklı iki abide biriyle oluyorlar onların hikayesi de olacak zaten. Yabancılardan, arkadaşa. Arkadaştan, anlaşmalı evlilik...