2: u've no limits

128 23 19
                                    


En başından beri, bana sunulan ber şeyi kabul etmiş olsaydım eğer insanlar bana böyle davranıyor olur muydu, merak etmiyor değilim açıkçası.

Soğuk hava ciğerlerime işlerken, evimizle arasında on dakikalık mesafe olan kavgaya ilişmişti irislerim. Aralarında Izuku da bulunuyordu, tabi bundan beş dakika öncesine kadar.

Beni gördüğünde rotasını değiştirmiş, sert yumruklarını düşmanına sallamak yerine bana sallamayı tercih etmişti. Tanrım, bunu evimin önünde yapmak zorunda mıydı merak ediyorum.

"Bakıyorum da bizi izlemeye oldukça meraklısın Katsuki."

Dudaklarımı birbirine bastırdım, ben de Izuku'nun canını yakmak istiyorum diye düşündüm ardından.

ve bunu nasıl yapacağımı da gayet iyi biliyorum.

Ağrıyan karnıma tezat zorla ayağa kalktım, Izuku ise bir sonraki darbesini indirmek adına tam anlamıyla kendime gelmemi bekliyordu. Bu beklentisini boşa çıkartacak bir harekette bulundum ve ince şekilli parmaklarımı, onun kanayan dudağına değdirerek "Yaralanmışsın." diye fısıldadım onun duyabileceği bir şekilde.

Parmak uçlarımın altındaki teninin nasıl titrediğini, nasıl kendini bana bıraktığını bilmiyor değildim. Bu yüzdendi ki; Izuku'dan bunların hepsini çekmemin bedeli.

Her zaman onun zaaflarını kullanıp ondan yararlanmam.

Ellerimi çenesine sarıp, dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdım ve yarasının üzerine kelebek öpücüğü denebilecek kadar hafif bi' öpücük kondurdum.

Izuku şaşkınlıkla bana bakarken yumruk yaptırdığı elini indirdiğini gördüm. Dudaklarım zevkle kıvrılırken "Bu gece bende kalmak ister misin?" diye sordum. Bana cevap vermedi, aksine hızla yanımdan geçip, arkamda duran evimin kapısını sertçe açarak ben giremeden o girdi.

Peşinden ben de ilerledim ve ardından kapıyı kapattım. Bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde, Izuku'nun üzerindeki ceketle tişörtü çıkarttığını gördüm ve irislerim parladı.

"Öncesinde, yemek yemek istemez misin?" diye sordum oldukça yumuşak bir sesle. Kaşları çatıldı önce itiraz etmek adına lakin tüm gece yanımda olacağını bildiğinden ötürü buna karşı çıkmadı.

Ben de çok uzatmadım ve önceden hazırladığım yiyecekleri iki tabağa bölerek, önüne koydum. Ne o konuşuyordu ne de ben bir şeyler soruyordum.

Neden zorbalık yaptıktan sonra günün sonunda sürekli bana ihtiyaç duyuyorsun Izuku?

Yemekleri yiyip, etrafı da topladıktan sonra büyük koltuğa uzanan Izuku'nun yanına gittim. Bu tür şeyleri pek uzatmayı sevmezdim, o da sabırsızdı zaten.

Bunu yanına gittiğimde, beni hızla üzerine çekip dudaklarını dudaklarımla buluşturmasından anlayabiliyordum.

O gece Izuku bedenımın altında kıvrılıp, zevkten dört köşe olurken ben hâlâ ondan ve onun sesinden, inleyişlerinden nefret ediyordum.

Çünkü; Izuku'ya dair beni etkileyen hiçbir şey yoktu, dengesiz herifin tekiydi ve dünyanın onun etrafında döndüğünü sanardı.

Ben ise o dünyayı, onun başına yıkacak olan kişiydim ve Izuku da bunu biliyordu.

Bildiği içindir ki; bana bunca eziyeti edip, beni dizginlemeye çalışıyordu.

Lakin ben ondan nefret ediyordum ve benim nefretim, dizginlenemeyecek boyuta ulaşmıştı.

———

kurguyu ılerleyen bölümlerde anlarsınız ama basit olarak düsünürsek hate to love??? olarak adlandırabiliriz🙆🏻‍♀️

düsüncelerinizi alayim;;

reason to hate him | katsudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin