0.6

97 8 76
                                    


Adam, gözlerini çevirip baktı Felix'e. Hayal kırıklığıyla oturdu tekrar sandalyeye.

"Beni öldür dedim sana Han Jisung!" dedi Felix bağırarak.

"Felix... Sana zarar vermek benim için ne kadar zor tahmin bile edemezsin." dedi. Eli maskesine gitti. Yavaşça kaldırdı maskeyi tanıdık yüz. Han değildi... Felix gözlerine inanamayarak süzdü onu.

"Chan?!" dedi Felix gözleri dolarken. Ağabeyi gibi olan Chan mıydı ona bunları yapan? Rüya görüyor olmalıyım diye düşündü. Saçmalıktı, Chan olamazdı. Halüsinasyon görüyor olmalıydı.

"Ne? Neden... Neden yapıyorsun bunu? Neden dünyadaki cehennemi yaşatıyorsun bana?!"

"Ben de yaşıyorum cehennemi Felix. Bir günde tüm hayatım alt üst oldu hatırlıyor musun? Ah tabii siz bu olayı olmamış varsayıyordunuz. Ben hatırlatayım tekrar. Hyunjin ve Minho nasıl kaza geçirdi hatırlamıyor musun? Hyunjin seni Minho'dan kıskanmıyor muydu? Yine inkar etmeyeceksin değil mi? Ben gayet emindim kıskandığına... Halbuki Minho Han'la birlikteydi. Sen de biliyorsun, Hyunjin inanmıyordu ona, sana aşık olduğunu düşünüyordu. O gün... Kaza günü, bir yere gitmemiz lazım diye zorla götürdü Minho'yu yanında ve geri dönmediler. Arabayı Hyunjin kullanıyordu. Ne tesadüf ki arabanın fren kablosu kesilmişti. Araba şarampole yuvarlandı ve o paramparça olmuş arabadan Minho sağ çıkamadı ama Hyunjin sapasağlam çıktı. Çok fazla tezatlık yok mu? Peki sen neden koşulsuz inandın Hyunjin'e? Her birimiz en azından bir kez bile şüphe etmişken, sen neden şüphe etmedin? O, Minho'nun katili. Minho şu an yoksa bunun tek sorumlusu Hyunjin."

"Chan... Neden kabul etmek istemiyorsun? Arabanın fren kablosu çalınmıştı... Kameralardan gördük. Birlikte izledik. Bunu Hyunjin yapmadı. Minho'yu o öldürmedi. Kendine suçlayacak birini arıyorsun sadece. Hyunjin beni Minho'dan kıskanmadı hiçbir zaman. Minho senin öz kardeşindi ama benim de ağabeyim gibiydi ve Hyunjin için de bu böyleydi. O yapmadı Chan..."

"Hala onu savunuyorsun... Onun yüzünden şu an bu haldesin." dedi Chan.

"Onun yüzünden değil... Bunun da sorumluluğunu Hyunjin'e yüklüyorsun. Senin yüzünden bu haldeyim. Bana 'her zaman yanında olacağım Lix, sen ne yaparsan yap, her koşulda destekleyeceğim seni' diyen Chan nerede? Beni, öldürmeye çalışarak mı destekliyorsun? Böyle mi yanımda oluyorsun? Sen ailemin bir parçası olmuştun. Hani sonsuza kadar yanımda olacaktn?"

Chan tek kelime edemedi. Uzunca yere baktı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Onun anne babası yoktu. Sadece kardeşi Minho vardı. Ama o da artık yoktu... Sahip olduğu tek aile çocuklardı. Ama bir yıldır mutlu olamıyordu. Kardeşini kaybettiğinden beri doğru düzgün uyuyamıyor, yemek yiyemiyordu. Onlara düşündüklerini hiçbir zaman söylememiş her zaman onların yanında olmaya çalışmıştı. Çünkü onlardan başka kimsesi kalmamıştı ama dayanamaz olmuştu artık. Ne yaparsa yapsın Hyunjin'i suçsuz çıkaramıyordu. Onu her mutlu gördüğünde daha çok nefret ediyordu ondan. İki yüzlülük yapmaktan sıkılmıştı. Bu oyun yakında her şeyi ortaya çıkaracak ve Minho'nun intikamını almasını sağlayacaktı.

Felix onun küçük kardeşi gibiydi. Şimdiyse ona bu yaptıkları... Kendisi bile kaldıramıyordu. Hyunjin... Hepsi onun yüzünden diye düşündü. Yanılıyordu... Onun suçlayacak birine ihtiyacı vardı. Minho'yu kaybetmek onun dünyasını yıkmıştı. Hyunjin'in, Minho'yu ölüme sürüklemesine dair tek bir delil dahi yoktu. Chan yine de öfkesini diri tutmak istiyordu böylelikle Minho'yu asla unutmayacağını düşünüyordu.

"Yapma Chan... Yanlış yapıyorsun. Önemli olan ben değilim... İstersen öldür beni böylece kısa sürede intikamını almış olursun. Sen ne olacaksın peki? İntikam aldığında, mutlu mu olacaksın sence? Bir kardeşini öldürüp bir kardeşine acılar çektirirken sen mutlu mu olacaksın? Olamazsın... Tanıyorum ben seni. Sen kötü biri değilsin. Sadece ne yaptığının farkında değilsin. Üzgünüm ama ne yaparsan yap, kendini tedavi olmadan iyi hissetmeyeceksin."

PAIN ~hyunlix~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin