Seungmin eve vardıkları an hızla tuvalete çekiştirdi Hyunjin'i. Hyunjin ne olduğunu anlamasa da itiraz edecek gücü olmadığını hissetti. Seungmin tuvalete girer girmez hızla kilitledi kapıyı. Fısıldayarak konuşmaya başladı."Beni iyi dinle. Olabildiğince sessiz olmamız lazım. Evin her yeri dinleniyor, eminim. Ama burası... sanmam. Üstelik görünürde bir şey de yok."
"Ne diyorsun?"
"Sus beni dinle. Chan garip davranıyor. Ondan şüphelenmek istemiyorum ama gerçek bu. En son Han'ın telefonunu o şekilde açma demesi... Neredeyse eminim bu işin içinde olduğuna."
"Dalga mı geçiyorsun? Chan'dan bahsediyoruz. Ağabeyim sayılır." dedi duyduklarına inanamayarak. Her dakika yanındaydı bu olay olduğundan beri. Chan olamazdı. Bu kadar iyi oynamazdı değil mi?
"Benim de aşık olduğum adam... Ama bak, bu olayın başından beri yanıma uğramaz oldu. Konuşmuyoruz bile... Yaptığımız her plan bozuluyor. Ailen için ayarladığım her şey de iptal edildi bir anda. Bunu sadece üçümüz biliyorduk öyle değil mi?"
"Seungmin... Hayır hayır... Chan yapmaz. Delirdin mi? Chan... Chan işte... Yapmaz o. Bunu bize yapmaz." dedi dişlerini sıkarak.
"Yine de bu kadar açık vermişken ona güvenemeyiz. Kendini toparla artık. Mantıklı düşün. Duygularını kenara bırak." dedi Seungmin.
"Han'ı ara." dedi Hyunjin aniden.
"Ben de onu düşünüyordum." dedi ve çıkardı telefonunu Seungmin.
Han'ı arayıp hoparlöre aldı aramayı."Efendim..." dedi telefonun arkasında, Hyunjin'in uzun zamandır duymadığı adam.
"Han çok ani olacak ama çok önemli bir şey soracağım. Bugünlerde hiç Chan'la konuştun mu?"
"Hayır." dedi kesin bir şekilde.
"Emin misin?" dedi yutkunurken Seungmin.
"Elbette eminim. Henüz o kadar kaybetmedim aklımı. Ne dönüyor anlat."
"Biri Hyunjin ve Felix'le uğraşıyor. Felix ellerinde."
"Sen ciddi misin?! Bana neden söylemediniz. Hiçbir halttan haberim yok."
"Bana gelebilir misin? Anlatacağım her şeyi." dedi.
"Çıkıyorum hemen." dedi Han. Hyunjin ondan daha soğuk bir tepki bekliyordu en azından kendi adını duyduğunda. Han'ın meraklanması iyi hissettirmişti. En azından nefret etmiyor diye düşündü.
"Chan'a haber vermeyeceğiz. O anlayana kadar ilerleyebildiğimiz kadar ilerleyelim." dedi Seungmin. Hyunjin başını salladı.
Oldukları yerden çıkıp hızla Seungmin'in evine gittiler. Han kapıda bekliyordu. Geldiklerini görünce hızlı adımlarla Hyunjin'in yanına geldi. Önce duraksadı önünde. Sonraysa dayanamayıp sarıldı dostuna. Hyunjin şaşırsa da buna ihtiyacı vardı. Karşılık verdi...
"Halledeceğiz merak etme." dedi ayrılırken.
"Yanımda mısın gerçekten?" diye sordu Hyunjin dolan gözleriyle. Han başını salladı burukça gülümserken.
"Hadi eve çıkalım." dedi Seungmin. Onu takip ederek girdiler eve.
Seungmin ve Hyunjin olan biten her şeyi detaylıca anlattılar Han'a. Han öfkeyle vurdu yumruğunu masaya.
"Chan... Bunu nasıl yapar? Onun yaptığı çok açık. Bana bunların tek kelimesini anlatmadı. Her şeyin onun lanet olası planı olduğu çok belli. Aklınca Minho'nun intikamını alıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAIN ~hyunlix~
Fanfiction[Düzenlendi] ..."Hayatının en zor seçimi mi? Ne diyorsun anlamıyorum. Daha açık ol." dedi Felix. "Bilmeni istemiyorum çünkü. Senden sadece beni anlamanı ve buna mecbur olduğumu bilmeni istiyorum." dedi Hyunjin. "Bu saatten sonra anlatsan da dinlemey...