"İnanamıyorum ağladığına." Beomgyu kullanmaktan buruşmuş peçetesiyle gözlerini silerken, Taehyun karşısında gülmekten ağrıyan karnını ovalıyor ve bir iki saniye nefeslendikten sonra gülmeye devam ediyordu. "Ağlamadım ben kirpiğim gözüme kaçtı." dedi kendisi bile kendisine inanmazken. Taehyun durup bir elindeki kurtarılmak için yalvaran peçeteye bir de kızarmış gözlere baktı. Bir şey demesine gerek yoktu, sadece bakarak söylemek istediği şeyi anlatmayı başarmıştı çünkü. Beomgyu göz devirdi. "Korku filmlerinde korkudan ağlamak normalleştirilsin."
Taehyun yeniden gülerken Beomgyu'yu belinden tuttu ve çıkışa yönlendirdi. Hala ağladığı için net göremiyordu bu yüzden kapıya çarpıp bir de başlarına hastane kaosu çıkarmak istemiyordu. Beomgyu belindeki ellerle ağlamayı unuturken, ağlamak bir yana nefes almayı bile unutmuştu. Taehyun'a baktı. O kendisine değil etrafına bakıyordu ve yüzündeki gülümseme hala silinmemişti. Derken sanki duymuş gibi gülümsemesi kayboldu ve bir yere kilitlendi. Beomgyu Taehyun'un göz devirdiğini fark etti ve merak ettiği için bakışlarını takip ederek nereye baktığını bulmaya çalıştı.
Nate yemek bölümünün olduğu yerde arkadaşlarıyla birlikte oturuyor ve söylenen şeylere gülüyordu. Çabasız tatlı biriydi. İnsanı neşelendiriyordu ve onunla sohbet etmek insanı mutlu ediyordu. "Nate'den hoşlanıyor musun?" dedi Taehyun. Ardından çıkışa vardıkları için ellerini Beomgyu'nun belinden çekti. Belindeki sıcaklık kaybolduğunda üzüldü ve bunun hakkında mızmızlanmak istedi. Ancak yapmadı.
"Hayır." dedi ve Taehyun'a bakarken göz göze geldiler. "Senin için iyi biri aslında." dedi Taehyun. Sesi biraz mesafeliydi. "Yapacak bir şey yok, hoşlanmadığım biriyle birlikte olup onun duygularını kullanamam." Taehyun kafasını salladı. "Haklısın."
"Bowling oynamak ister misin hyung?"
Konu beklemediği bir anda beklemediği bir yöne gittiğinde şaşırdı. "Yalnız baştan uyarayım kazanma konusunda hırslıyımdır. İstediğim alana kadar manyak ederim seni." dedi Taehyun gülerek. Bir günde bu kadar çok güldüğüne kendisi de şaşırıyordu.
"Ettin zaten." Beomgyu kendi kendine bir şeyler fısıldasa da Taehyun duymuştu. Gülümsedi ve Beomgyu'nun elini tuttu. "Gidelim o zaman."
Taehyun'un ani temasları yüzünden öldü ölecek gibiydi ve tüm gün boyunca kalbi için endişelenmişti. Gün sonuna kadar endişelenmeye devam edeceğine de emindi.
**
dik dur karabas
yeonjun: taehyuncum
nasıl gecti günün
filme girdiniz mitaehyun: kasınma
yeonjun: ama soobin zehirlendi askım sevgilimi bırakıp nasıl sinemalara gidiyim :((((
taehyun: soobin kafeden story attı yeonjun
yeonjun: bu cocuk gerizekalı ya
soobin: sanki zehirlendigime inandı da
ben gerizekalı oluyorumtaehyun: niye yaptın
yeonjun: zaman gecirin istedim
fena mı oldu canım
ileride datelere cıkarsanız diye alıstırma yaptınız istetaehyun: alıstırmaları cok yaptım zaten buna gerek mi vardı salak herif
yeonjun: YUH ITIRAF ETTI
taehyun: nate vardı bugün
soobin: cocugun beomgyunun kokusunu aldıgını düsünmeye baslıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stacy's brother • taegyu
Fanfiction"eger yalnızsan, gelip benimle birlikte yalnız ol."