24

2.1K 253 49
                                    

"Uyanıyor mu?" etrafından gelen boğuk sesleri net olarak algılayamıyordu. Göz kapakları titriyordu ve gözünü açmaya çalışıyordu ancak sanki gözlerinin üzerine bir şey bırakmışlar gibiydi. Ağırlık çökmüştü ve açmayı ne kadar çok denerse denesin açamıyordu.

"Beomgyu." diye fısıldadı zor da olsa. Konuşmak bile zor geliyordu. Başı ağrıyordu ve biri sürekli kafasına çekiçle vuruyor gibi hissediyordu. Acıyan bir yeri vardı ancak neresi olduğunu kestiremiyordu. Belki de tüm vücuduydu. Konuşur konuşmaz etrafındaki sandalye seslerini işitti ve başına birilerinin üşüştüğünü anladı. Eli sıcak bir el tarafından sarıldığında Beomgyu olduğunu düşündü ve gözlerini açmaya çalıştı. Bir iki denemenin ardından başarısız olurken, kendini biraz daha zorladı ve en sonunda canı acısa da gözlerini açmayı başardı ve tepesindeki beyaz ışık yüzünden yüzünü buruşturdu.

"Abi? İyi misin? Beni duyabiliyor musun?" Haerin'in sesi olduğunu biliyordu ancak sesi uzaktan ve boğuk geliyordu. "Taehyun?" Bu kez de Yeonjun konuştu. Gözlerini kırpıştırıp ışığa alışmaya çalıştı ve zor da olsa bir şekilde alışıp etrafına baktı. Soobin solundaydı ve endişeyle onu izliyordu. Haerin ve Yeonjun ise hemen sağında dikiliyor ve bir şeyler söylemesini bekliyordu. Onlar da endişeliydi. Haerin Taehyun'un elini sıkıca tutuyordu ve bırakmak ister gibi bir hali yoktu. Yeonjun'un gözleri ise Taehyun'un canının yanıp yanmadığını anlamaya çalışır gibi üzerinde dolanıyordu. Gözleri odanın içinde gezinmeye devam etti. Tek tek üçünü izledi ve geri kalan boşluğa baktı. Beomgyu'yu arıyordu.

Tanıdık bedeni göremeyince birden panikledi ve doğrulmaya çalıştı ancak Soobin o kıpırdanmaya başlar başlamaz öne atılıp vücudunu tuttu ve geri yatırdı. "Beomgyu nerede?" bağırıyordu ve bağırdığının farkında değildi. Kalkmak için çırpındıkça engellenmeye devam ediyordu. "Taehyun sakinleş bir yerini inciteceksin!"
"Beomgyu nerede Haerin?"

Gözleri dolmaya başlıyordu ve bunun da farkında değildi. "Başka bir odaya aldılar." Birden durdu ve Yeonjun'a baktı. "İyi mi?" cevap için üçüne de baktı. "İyi mi diyorum."
"Uyanmadı daha." kalkmak için yeniden kıpırdandı ve bu sefer engelleyen Yeonjun oldu. "Yeonjun benim yüzümden." ağlamaya başladığını yanakları sıcakladığında anladı. Yaşlar birer birer süzülüyordu gözlerinden. "Hayır senin suçun değil. Beomgyu iyi olacak ciddi bir şeyi yok." Yeonjun kalkmaması için kollarını Taehyun'a sararken, Taehyun daha çok ağlamaya başladı.

"Bir şey oldu mu ona? Söyleyin." ağladığı için sesi kesik kesik çıkarken Haerin'e baktı. "Haerin söyle lütfen."
"Kamyona çarpmışsınız ve Beomgyu motordan düşüp epey bir sürüklenmiş. Yüzünde sıyrıklar var. Ayrıca aracın camları patlayınca yere saçılmış ve cam yüzünden boynunda bir yer kesilmiş. Doktorlar çok şanslı olduğunu söyledi. Kolunda da kırık var."

Haerin saklamadan her şeyi anlattığında Taehyun daha çok ağlamaya başladı. "Benim suçum." Yeonjun saçlarını okşuyor ve sakinleştirmeye çalışıyordu. "Senin suçun değil Taehyun."
"Beomgyu'ya bir şey olursa-" Yeonjun Taehyun'un yüzünü elleri arasına aldı ve gözlerinin içine baktı. Onu bu halde görmek canını yakıyordu. "Bir şey olmayacak, iyi olacaksınız tamam mı?"

Ağlamaya devam etti. Soobin gözlerini siliyor olsa da bir şey değişmiyordu. Her silinen yaşa yenileri ekleniyordu ve onu böyle görmek üçünü de üzüyordu. "Oradan sağ çıktığınız için şanslısınız. Farkında değilsin ama sen de zarar görmüşsün." dedi Soobin. O ana kadar kendinde olan hasarların farkında değildi. Bunlar umrunda da değildi.

Bacağına baktı. Bileği sargıdaydı ve oynatmaya çalıştı ancak canı yanınca durdu. "Motorun altında kalmış bacağın. Beomgyu'ya gitmeye çalıştığın için daha da zorlamışsın ve iyice ezilmiş."

stacy's brother • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin