1.Gözler Bir Mezarlık

21.9K 678 169
                                    

Canım yanıyor.
Ama kimse görmüyor.

Çığlık atmak istiyorum. Sesim çıkmıyor.

'Kanıyor her yerim,niye görmüyorsunuz?'diye haykırmak istiyorum.
Yapamıyorum.

Ben hayatın bir gölgesiyim.

Kim ne yapacaktı ki benim acılarımı?

Kemanımın yayını daha sert gezdirdim tellerin üzerinde.

Bir yandanda çaldığım şarkıya ayak uydurarak etrafımda dönüyordum.

Çıplak ayaklarımı bir sağa bir sola hareket ettiriyordum. Sanki kemanla birmişiz gibi kolay çalıyordum.

Her şey güzel giderken büyülü anı telefonumun sesi bozdu.

Oflayarak kemanı koltuğun üzerine bıraktım.

Telefonumu elime alıp kimin aradığına bakmadan açtım.

"Ne var?"dedim ruhsuz sesimle.

"Her zaman ki gibi çok kibarsın Gece,"diye homurdandı Senem.

"Yeni öğrenci mi?"

"Evet. Yarın saat 11.00'de hazır ol."

"Tamam,"diyerek telefonu kapattım.

Keman dersleri vererek geçimimi sağlıyordum. Senem ise telefon görüşmeleriyle ilgileniyordu.

Birçok ünlü grubun konserinde keman çalmıştım. Bu yüzden az da olsa tanınıyordum. Sesim de fena değildi.

Önümde müzisyen olmak için hiçbir engel yoktu.

"Dünyaya çalacağım anne, gurur duydun mu?"dedim ilk defa hüzünlü çıkan sesimle.

Koltuktaki keman ve yayı kutusuna yerleştirdim.

Ben Gece.

İnsanlar geceden korkar. Çünkü karanlıktır. Önlerini göremezler, kendilerini asla güvende hissetmezler.

O yüzden mi kimse sevmiyordu beni?

Ben Gece.

Yıllardır ruhsuz bakışlarımı her aynada gördüğümde tiksindim.

Neden mi?

Çünkü benim gözlerim bir mezarlık.

Ben Gece.

Annemi çok özledim.
Çok. Kokusunu bile.

"Özledim anne,"dedim titreyen sesimle.

"Çok özledim. N'olur duy sesimi..."

Gözyaşlarımı geri gönderip masaya oturdum.

Gözlerimi yorgunca kapattım. Yorulmuştum. Ama pes etmek yoktu. Bana böyle öğretilmişti.

Çenemi hafifçe kaldırdım.

Ben bu değildim.

"Sen güçlüsün,olmak zorundasın," diye defalarca fısıldadım.

Siyah saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Telefonum yine çalmaya başladı. Sinirle elime aldım.

"Ne var?"

"Merhaba. Gece Alkay'la mı görüşüyorum?"

"Evet benim."

"Gece Hanım, doğduğunuz gün hastanede başka bir bebekle karışmışsınız. Lütfen DNA testi için yarın 14.00'de Çeviker Hastanesi'nde olun."

Hiçbir tepki vermedim.
Zaten biliyordum.

Telefonu hiçbir şey demeden kapattım. Bir aile istemiyordum.

"Aileymiş,pabucumun ailesi..."diye mırıldandım.

Telefondan Akın'ın numarasını tuşladım. İkinci çalışta açtı.

"Bişey mi oldu Gece,"dedi endişeyle.

"Hayır,bişey olmadı. Benim şu biyolojik aileyi araştırır mısın?"

"Tabiki araştırırım da,hani onları istemiyordun?"

"İstemiyorum zaten. Sadece merak ettim."

"DNA testi için mi çağırdılar?"

"Evet."

"Gidecek misin?"

"Gideceğim,"dedim sırıtarak.

"Gece,ne düşünüyorsun?"

"Bu seni ilgilendirmiyor. Sonuçları bana yolla,"diyerek telefonu kapattım.

Akın bilgisayardan anlıyordu. İşim düştüğünde onu arıyordum. O da beni.

Evet,yıllar önce ailemi öğrenmiştim.

Yarın nasıl aptalı oynadıklarını keyifle izleyecektim.
Onların yanına gidecek ve sadece izleyecektim. Önyargılı abilerim vardı. Onlara kıvılcım çıkarıyorsa ben yangın yapacaktım.

Söz çocukluğum. Söz yapacağım.

Keyifle arkama yaslandım. Kime aptalı oynadıklarını bilmiyorlardı.

"Hadi bakalım Sevgili Ailem,"dedim sırıtarak.

"Oyun başlasın!"

....

Bu bölüm aslında giriş bölümü gibi bir şeydi.

İlginizi çekti mi?

Gece bir şeyleri önceden biliyordu.

Sizce ailesi neden aptalı oynayacak?

Gece'nin çok ağır bir geçmişi var. Fazla ağır... Gelecek bölümlerde okuyacağız.

Gece'ye yapacakları için kızmayın. Onun canını çok yaktılar ve durmak nedir bilmiyor.

Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın!

Yanık İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin