Bölüm 4

3K 414 115
                                    

Hihi merhaba.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın

İyi okumalar

~~~

Parmaklarımı masaya seri bir şekilde vururken canım sıkıldığı için ofladım. Lisede ki arkadaşlarla hep beraber buluşmuş oturuyorduk. 2 hafta önceden belirlenmişti bu buluşma. Ve ben iki haftadır Dilan'a yanımda gelmesi için yalvarıyordum. Ama ne yapsam da bir türlü ikna edememiştim. Şimdi de o yanımda olmadığı için sıkılmış ve bunalmıştım.

"Eee Tamer. Sende ne var ne yok?"

Özlemin sesiyle daldığım düşüncelerden çıkıp onlara döndüm. Hepsinin de bakışları bana dönmüştü.

"Ooo iyice leyla olmuş bu ya."

Atıl'ın alaylı sesiyle birlikte hepsi gülerken bende güldüm.

"Ne alakası var olum ya!"

"Öyle öyle." diyerek güldüler. Özlem az önce ki sorusunu cevaplamamamı umursamadan tekrar bir soru sordu.

"Nasıl evlendin bu yaşta ya?"

"Neredeyse 20 yaşına geldim Özlem. Hem sevdim evlendim. Sen niye bu kadar kurcaladın onu anlamadım?"

Geldiğimden beri karımla ilgili evliliğimle ilgili bir sürü soru sormuştu. Bazılarını duymazdan gelsem de canımı sıkmaya başlamıştı artık.

"Merak ettim canım ne var. Hem karın gelseydi de onu da görseydik."

Sinirlenmemeye çalışarak gözlerimi açtım kapattım. "Neyine bakacaksın? Benim karım ya hani. Ben görsem yeter."

Atıl koluma vurdu şakayla. "Tamam lan kıskançsın anladık."

Ona doğru eğilip konuştum. "Kıskançlık değil. Bu kızın bir derdi var ya, hayırlısı bakalım."

Masada yine sohbet muhabbet dönerken ben ikide bir telefonumu kontrol ediyordum. Dilan mesaj atmamıştı.

Bu kız hiç mi beni düşünmüyor ya?

Ben olsam şimdiye çoktan kırk kere mesaj atmıştım.

Tekrardan oflarken Atıl'ın yanlışlıkla dirseğinin bardağa çarpmasıyla bardak yere düştü ve kola saçıldı. Birazı da benim üstüme geldiği için masada duran paket ıslak mendillerden birini açıp silmeye başladım. Kızlar telaş yaparken erkekler hiçbir şey olmamış gibi sohbet ediyordu. Kızlara sorun olmadığını söyleyip biraz daha sildikten sonra oturmaya devam ettim.

Geçen yarım saatin ardından sıkıldığım için masadan kalktım. Hemen itiraz sesleri yükselirken onları dinlemeden vedalaşarak yanından ayrıldım.

Kafeden çıktığım gibi derin bir nefes verip telefonumu cebimden çıkardım. Dilan hala yazmadığı için onu ben aramaya karar verdim. Telefon arama yapar yapmaz açılmıştı.

"Alo" tatlı sesi telefonun ucundan duyulurken istemsizce iç çektim.

Canım karım.

"Napıyorsun karıcığım?"

"Hiç, film falan izliyorum öyle. Sen napıyorsun? Ne zaman geleceksin?"

Ona tam cevap verecekken Özlem'in sesi geldi arkamdan.

"Tamer. Gel de tişört veriyim sana. Karın böyle görmesin seni. "

Telefon bir anda dıt dıt sesiyle giderken sinirle dişlerimi sıkarak arkamı döndüm.

"Senin amacın ne?"

✨Tamer'in Karısı✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin