18.Bölüm

2.9K 381 405
                                    

Bilgisayar başında işimi yaparken bir yandan kucağımda patisinin üstüne yatmış Minho'yu
izliyordum.Eğilip alnını öptüğümde uyanmıştı karşılık olarak yüzümü yalamaya başlamıştı mırıltı sesleriyle.

"Kocaman olmuş Jisung."

"Evet hızlı büyüyor."

"Felix?"

"Hm?"

"Nasıl gidiyor?"
Gözlerimi arkasındaki Hyunjin'e çevirdiğimde anladığını belirten hareketler yaptı.

"Nasıl gitmesi gerekiyorsa öyle gidiyor."
Felix umursamaz davranarak elindeki dosyaları herkesin masasına yerleştiriyordu.

"Nasıl yani?"

"Ben yoruldum artık Jisung.O kör gözlerini açan kişi artık ben olmayacağım."

"Senin adına sevindim umarım daha sağlıklı olursun."

"Bana değilde artık kendine bak.Senin flörtün bile yok."

Gülümseyerek masaya geri dönmüştüm.Tabi ki de bir kedi-insanla çıktığımı söylemiyecektim.

*
Changbin'le mola için terasa çıkmıştık.Sakin sakin kahvemizi beklerken,Minho kucağıma çıkmış tişörtümün altına kafasını sokmuştu.Ben ittikçe o dahada hırslanıyordu.

"Lino bıraksana artık!"

"Miyav!"

"Mart ayı yaklaştı ondan bu tavırlar."

"Lino için ay fark etmiyor biliyor musun Changbin."

Changbin gülümsemesinin arasında lavaboya gideceğini söyleyip gitmişti.Minho fırsat bilip insana bürünmüştü.

"Demek benim için ay fark etmiyor ha."

"Az önceki hallerin neydi öyle."

"Ne yaptım ki?"

"Manzaran diyorum nasıldı?"

"Hee o mu?" Minho yandan gülümsemesini sunarken yanıma oturmuştu.

"Kendimi tarihi eser müzesinde gibi hissettim."

"Ne?"
Yanaklarımın kızardığını tahmin edebiliyorum.

Minho bana doğru yaklaştığında onu durdurdum.
"Changbin gelir birazdan."

"Siktirme bana şimdi Changbin'ini."

Çenemdeki elini kendine çevirip dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı.Kısa öpücükten sonra yanaklarımla oynamaya başlamıştı.Bende gören oldu mu diye etrafıma bakıyordum.

"Minho acıtıyorsun yanaklarımı."

"Ben bu yanakları senden habersiz kaç defa öptüm haberin var mı?"

"NE? Ne zaman?"

"İnan bana o zamandan içimde kalan çok şey var sevgilim."

"Sevgilim."

"Hm evet benim Jisung'um."

Omzumu Minho'nun omzuna yaslamıştım.O da dizlerimin üstündeki Ellerimi iki el arasına almış okşuyordu.İkimizde sessizliğin tadını çıkarıyorduk.

"Bu Changbin motoru bozdu heralde."

"Minho benle yalnız kalmak hoş değil mi?"

"Bütün gün kucağındaydım Jisung."

"Biliyorum kucağımı çok seviyorsun,inmiyorsun."

"Eve gidince tam tersi oluyor ama."

Changbin'in geldiğini görmesiyle kediye bürünmüştü Minho.

"Kahveler gelmedi mi hala ya?"

"Yok,gelmedi."

Changbin'in oturmasıyla garson gelmişti benim kahvemi verirken elinden kayıp üstüme düşürmesiyle yanmıştım.

"Ahh!"

"Dikkat etsene biraz!"

Tişörtümü sıcaklık tenime geçmesin diye kavrayıp engellerken Changbin garsona yüklenmeye başlamıştı.

"Jisung çıkar üstünü yanmasın karnın."

"Burda mı Changbin.".

"Güzelim yanarsın çıkar hemen hepsi üstüne döküldü zaten."

Sıcağın yavaş yavaş tenime işlemesiyle canım yanıyordu ama ortalıkta da üstümü çıkarmaya utanıyordum.Benim çıkarmadığımı gören Changbin tişörtümün eteklerinden tutup yukarı çekerken,Minho insana bürünmüştü.

Changbin'i itip önüme geçmişti.Kocaman olmuş gözlerimle burnumun ucundaki Minho'ya bakıyordum.Sadece ben değil Changbin ve garsonda şaşkın şekilde bakıyorlardı.Garsonun elindeki diğer kahveyi de olayın şaşkınlığından düşürmüştü.

Minho önümü kapatıp beni lavaboya çekiştirmeye başladı.Elini musluğun altına koyduktan sonra yanan bölgelerime sürmeye başlamıştı.Soğuk suyun etkisiyle kendime gelmiştim.

"Az önce ne yaptın farkında mısın?"

"Az önce Changbin ne yaptı farkında mısın?"

"Benim için endişlendi-"

"Tişörtünü çıkartmak yerine benim yaptığım gibi lavaboya götürebilirdi seni.Utanmadan birde kendisi çıkartıyor.Ne hakla?"

"Panikten ne yapacağını bilemedi ben bile-"

"Bak ben bu Changbin'e hiç bir zaman  güvenmedim ve güvenmiyorumda,yaptığı herşey bana kasıtlı gibi geliyor.Sürekli sana bir adım atma peşinde."

"Biz sadece arkadaşız Minho.Bunu sana daha önceden söylediğimi hatırlıyorum."

"Ama onun için arkadaştan ötesin bende bunu daha önceden söylediğimi hatırlıyorum."

"Jisung!"

"Changbin."

Changbin bizi gördükten sonra yavaşlayarak yanımıza gelmeye devam etti.Minho da çıkartmış olduğum tişötü üstüme tuttu.

"İyi misin?Birşeyin var mı?"

"Evet,küçük dereceli bir yanık sorun değil."

"Sen Minho olmalıydın değil mi?"

"Evet."

"Nerden çıktın birden öyle seni görememiştik.
Siktir Aa Lino terasta kaldı."

Changbin tam gidecekken ben kolundan durdurmuştum.

"Lino burda Changbin."

"Nerde...?"

Bakışlarımı Minho'ya çevirdiğimde Changbin'de çevirdi.

"Burdayım."

_

NAPIYORSUNUZ MİNHO BEY

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

NAPIYORSUNUZ MİNHO BEY

Akşama yine yb gelicek siz bana sövmeden ben söyleyeyim

Destek için oy ve yorum yapabilirsiniz
İyi okumalar 💗🐢

Cat Person || MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin