Ortaokul zamanlarıydı. Jeonginle aynı okulda hatta aynı sınıftaydık. Tabii küçüklüğümüzde süregelen kavgalarımız artık bitmişti. Sadece şakasına birbirimizle uğraşıyorduk ama çok da iyi anlaşıyorduk. Günlerimiz sürekli birlikte geçiyordu. İkiz olsak anca bu kadar oldurdu."Diş telli bir canavar olarak yaşamını sürdürmek zor olmuyor mu ?"
Jeongin ondan daha iri yarı bir çocuğa sinirle bakıyordu.
"Uğraşma benimle Dohyun !"
"Bak sen şu küçük diş telli canavara."
Dohyun; sürekli Jeongin'le uğraşan aptal bir ucube.
"Yaah ! Choi Dohyun."
Bağırmamla ikisinin de bakışları bana döndü. Hızla yanlarına gittim.
"Jeongin'in telleri en azından dişinde senin gibi beynine batmamış."
Dohyun'un kızarmış yüzüne bakmak keyif vericiydi.
"Ayrıca senin aptal beynin diş telini komik bir şeymiş gibi görse de gayet herkesin taktığı ve bir sene sonra harika sonuçlar veren bir şey."
Bana cevap verememiş öylece ayrılmıştı yanımızdan.
Jeongin kahkaha atıp bana baktı, "Mishil, dilinin önünde durabilecek hiçbir güç yok gerçekten."
Artistlik bir şekilde saçımı savurdum. Hızla bana sarılmasıyla duraksadım.
Kalbimde olan hareketlenmeler de neyin nesi ?
Saçlarımı çocukmuşum gibi karıştırdı, "İyi ki varsın Mishil."
Sen de iyi ki varsın Yang Jeongin.
"Tamam hemen şımarma Jeongin."
"Yahh ! Sen tam bir cadısın Kim Mishil."
..
"Jeongin çok tatlı çocuk. Sürekli onunla takıldığın için seni kıskanıyorum Mishil."
Zoraki bir şekilde gülümsedim. İçimdeki bu hislere anlam veremiyordum. Jeongin bana arkadaşça yaklaşırken ona başka türlü yaklaşmam mümkün değildi. Zaten daha on dört yaşındaydım içimdeki kıpırtılar büyüdükçe geçerdi. Yani geçse iyi olurdu.
"Neyini kıskanıyormuşsun bakalım bizim sincap Mishil'in."
Konuşmaya anlık dahil olan Jeongin'le yerimde dikleşmiştim.
Sulyeon Jeongin'e bakıp, "Hiiiç" demişti sadece.
"Neyse ben kızların yanına gideyim."
Sulyeon yanımızdan ayrılırken Jeongin karşıma oturmuştu.
Kısık sesle "Sulyeon çok tatlı kız dimi ?"
Böyle bir cümle beklemediğim için şaşkınca yüzüne bakmıştım. Sonra kendimi toparladım.
"Nereden çıktı birden ?"
"Hiç öyle.."
Kalbimin acıyor olması benim suçum değil dimi ?
"Anladım."
"Senin sanki moralin bozuk gibi, neyin var ?"
"Hayıır iyiyim gayet."
Tek kaşını kaldırdı, "Emin misin ?"
"Hmhm."
Saçlarımı karıştırdı.
"İyi o zaman."
"Yah Jeongin ! Saçımı bozma."
Tekrardan aynı hareketi yaptı. Sıradan kalktığımda çoktan koşmaya başlamıştı bile. Hızla peşinden koştum ben de. Yakalayamayacağımın farkındaydım ama yine de eğlenceliydi.
Nefes nefese üstüne yürüyordum Jeongin'in, kenara sıkışmıştı.
"Baksana Mishil, okuldan sonra bize gelsene ders çalışırız sonra da film izleriz."
Bir anda işim olup olmadığını düşünmek için havaya baktım. Sanırım müsaittim. Annem de izin verirdi zaten.
"Güzel olabilir aslında."
"O zaman 'Ice Age' akşamına hazır mısınn ?"
Bayadır izlemek için listemizde olan bir Animasyon filmdi. Sanırım sonunda izleyebilecektik.
"Olmaz mıyım. Nesquik de yeriz dimii ?"
Jeongin kıkırdayıp yanağımı sıktı, "Yeriz tabii sincabım."
Güya en son saçımı bozduğu için yakalamaya çalışıyordum onu.
Dediğimiz gibi yapıp okul çıkışı Jeonginlere geçmiştik. Harin teyze her zamanki güler yüzüyle bizi karşılamış, ders çalışırken türlü türlü yiyecekler getirmişti. Bizim evin aksine bu ev gerçekten huzurluydu benim için. Kavgadan, gürültüden uzak. Tam ihtiyacım olan şey..
Ders çalışmamız bitince film izlemek için salona geçmiştik. Nesquiklerimizi hazırlayıp koltuğa kurulduk. İşin komik tarafı Harin teyze ve Jaeho amca da aynı bizim gibi oturmuş ellerinde nesquikle filmin başlamısını bekliyordu.
Ah ne kadar tatlılar..
İleride biz de onlar gibi olur muyduk ?
---
✨ Bölüm sonu. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyoruum ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Childhood Love | Yang Jeongin
FanfictionBeni hiçbir zaman anlamadın Yang Jeongin.. ✨Mini Fic✨