Lavobada yüzüme soğuk su çarptıktan sonra Jeonginlerin yanına döndüm. İçim ağlasa da dışım gülmek zorundaydı. Jeongin'in bir şey anlamaması lazımdı.O mutlu olacaksa sanırım buna dayanabilirdim.
Banka oturup oynayanları izlemeye başladım. Jeongin çok geçmeden yanıma geldi.
"Neden oynamıyorsun bizimle ?"
"Biraz karnım ağrıyor. Otursam daha iyi."
"Sıcak bir şeyler getireyim mi ? Arabaya geçelim istersen ? Ya da ağrı kesici bulalım."
Çok tatlısın Yang Jeongin.
"Dur biraz Jeongin, iyiyim. Biraz oturayım geçer."
"Emin misin ?"
Kafamı salladım.
"Geçmezse seslen bana olur mu ?"
"Tamam seslenirim, hadi sen eğlenmene bak."
Özür dilerim sadece oynayacak keyfim yok ve yalan söyledim sana..
..
Gezinin dönüşünde kulağımda kulaklıkla yol boyunca Jeongin'in omzunda uyumuştum. Arada Jiyeon'la seslerini duyuyordum. Sanırım bana gerek kalmadan muhabbet kurmuşlardı.
Eve gelip güzel bir duş aldım. Kendime gelip dersin başına oturmam gerekiyordu.
Kahvemi yapıp masama geçtim. Gerekli kitaplarımı çıkarıp çözmeye başladım. Aklıma sürekli olarak Jeongin ve Jiyeon geliyordu. Her seferinde kendime kızıp önümdeki derse odaklanmaya çalışıyordum.
"..BIKTIM ARTIK SENİN BU SÖYLENMELERİNDEN !"
Tam derse odaklandım derken babamın bağırma sesi tüm evi doldurmuştu. Yerimde sıçrayarak elimi kalbime koydum.
"ASIL BEN SENİN BU TAVIRLARINDAN BIKTIM. VARSA YOKSA İŞİN !"
Anında dolan gözlerimle ellerimi kulağıma kapadım. Küçüklüğümden beri bu ev hep böyleydi. Kavgalar, bağrışmalarla büyümüştüm resmen.
Bu sefer ki tartışma biraz uzun sürmüştü. Dayanamayıp hırkamı üstüme geçirdim ve odadan çıktım.
"TANRI AŞKINA NEYİ PAYLAŞAMIYORSUNUZ YİNE ?"
İkisi de benim bağırmamdan dolayı susmuştu.
"Bıktım artık sürekli kavga etmenizden. Anlıyor musunuz ? Bıktım."
Akan göz yaşlarımla evden kapıyı çarparak çıktım. Her zamanki gibi evin önündeki kaldırıma oturup kafamı dizlerime gömdüm.
Sabahki olayın acısı, şimdiki olayın bıkmışlığı hepsi birbirine karışmıştı.
Yağan yağmur ağlamamı daha da arttırmıştı. Havalar ısınmasına rağmen yağmurun getirdiği bir serinlik vardı. İçim ürpermişti. Durduramadığım ağlamam da hiç yardımcı olmuyordu.
Tam anlamıyla duygu boşalması yaşıyordum.
Birden bedenime sarılan kollarla duraksadım. Bu tanıdık koku Jeongin'e aitti. Kim olduğunu görmesem bile buna emindim. Burnumu çekip ağlamamı durdurmaya çalıştım.
"İstediğin kadar ağlayabilirsin Mishil, ben yanındayım."
İlk defa sen bile acı veriyorsun bana Jeongin.
"Mishil kızım ?"
Sonunda kavgaları bitmişti sanırım.
Jeongin, benden ayrılmadan, "Munhee teyze Mishil bugün bizde kalsın olur mu ?"
"Peki Jeongin, kalsın bakalım sizde."
Bu kadardı işte ebeveynlerim. Gelip günümü mahvettikleri için özür bile dilemezlerdi. Konuşma girişiminde dahi bulunmazlardı. Bulunduğum çıkmaz sokaklarda kendi yolumu kendim bulmaya çalışırdım.
Jeongin ayrıldığında ağlamam durmuştu. İkimiz de yağmurdan fazlasıyla ıslanmıştık.
"Hadi bize gidelim."
Uzattığı elini tutup yürümeye başladım. Evlerine girdiğimizde elinde iki havluyla Harin teyze karşılamıştı bizi.
"Aigoo, sıçana dönmüşsünüz."
Bu tepkisine istemsizce güldüm
Jeongin'in ayarladığı kıyafetleri alıp banyoda giyindikten sonra odasına geri döndüm. Yatağına oturdum usulca. Başım ağrıyordu fazlasıyla.
Jeongin elinde iki bardakla içeri girdi. Birini bana uzattı.
"Al iç bakalım ısınırsın."
"Teşekkür ederim." dedikten sonra yavaş yavaş içmeye başladım.
Biten bardağımı kalkıp masanın üstüne koydum.
"Mishil konuşmak is-"
"Uyumak istiyorum Jeongin olur mu ?"
Jeongin kafa sallayıp yatağın örtüsünü açtı yatmam için. Hemen içine girdim. Üstümü örttükten sonra "İyi geceler." dileyip odadan çıktı.
Bana karşı bu kadar iyi olman işleri daha çok zorlaştırıyor Yang Jeongin.
---
✨ Bölüm sonu. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyoruum ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Childhood Love | Yang Jeongin
FanfictionBeni hiçbir zaman anlamadın Yang Jeongin.. ✨Mini Fic✨