Üniversite sınavlarımız açıklanmıştı. Ben Seoul'de bilgisayar mühendisliğini kazanmıştım. Jeongin ise Matematik bölümünü. Ve tabii ailemin dediği gibi Jeongin'le karşılıklı iki ev tutmuştuk. Okul dönemi başlamadan bunu halletmemiz iyi olmuştu. Aslında benim aptal hislerim olmasa gayet güzel bir şeydi bu.Yaz tatili boyunca biraz Jeongin'den uzaklaşmak istemiştim. Belki uzakta olursam hislerim hafiflerdi. Bu yüzden Kanada'daki teyzemin yanına gittim. Üç ay boyunca kuzenim Hyunjin'le olmak iyi gelmişti. Jeongin'e olan hislerim hakkında konuşup bana güzel tavsiyeler vermişti.
Kendime söz vermiştim. Derslerime odaklanacağım ve Jeongin'in en yakın dostu olarak hayatıma devam edeceğim.
Üniversite maceramız başladı.
"Jeongin kapıyı açacak mısın artık ? Yoksa içerde illegal işler yapılıyor diye seni polise mi vereyim ?"
Elimde koca tepsiyle kapıyı açmasını bekliyordum. Taşındığımızdan beri çoğu akşam ben yemek yapıyordum ve Jeongin'e de bir tepsi veriyordum. Her gün dışardan yemekle hayat geçmezdi çünkü.
"..Kızım az bekle ya. Bu halde görürsen bu evi daha sekiz yıl dilinden düşürmezsin."
Ya aptal bu çocuk sanki her seferinde evini ben temizlemiyormuşum gibi..
"Geldim, geldim."
Sonunda kapı açılmıştı.
Gözlerimi devirip elimdeki tepsiyi kucağına doğru ittirdim.
"Ahh ! Yavaş ya."
"Sen hak ediyorsun."
"Benim sincabım sinirlenmiş mi banaa ?"
Ya gerçekten aptal bu çocuk.
"Yang Jeongin, hâlâ aptal bir tilkisin biliyorsun dimi ?"
Şirince gülümseyip kafasını aşağı yukarı salladı.
"Yine yemekler harika gözüküyor. Sen bu gidişle evde kalmazsın he."
"Ben evlenirsem sen aç kalırsın."
Attığı kahkahanın arasında konuştu, "Doğru."
"Neyse sana afiyet olsun. Beni sakın rahatsız etme ders çalışacağım."
"Ellerine sağlık. İyi çalışmalar, fighting !"
Jeongin'e el salladıktan sonra eve geçip çalışma masamın başına oturdum. Daha bir dönem geçmesine rağmen derslerin zorluğunun farkına varmıştım. Neyseki bilgisayar konusunda önceden olan birikimim vardı. Oldukça ilgiliydim yani. O yüzden de severek derslerime çalışırsam elimden kurtulamazdı sınavlar.
2-3 saat verimli geçen çalışmamın ardından kapım çalınmıştı. Bu saatte kim gelirdi ki ?
Kapının deliğinden baktığımda karşımda Jeongin'i görmemle gözlerimi devirdim. Daha yemek verirken uyarmıştım onu.
"Yah Jeongin sana demedim mi beni rahatsız etme di-"
"Bi sor ya ne oldu diye ? Belki başıma bir şey geldi. Hemen kızıyorsun."
Derin bir nefes aldım.
"Ne oldu ?"
Yanağımı sıktı.
"Hiçbir şey..."
Kaşlarımı çattım tam konuşacakken susturdu beni.
"Hemen kızma, dur tamam. Sadece çok çalıştın yürüyüşe çıkarmaya geldim seni."
Hemen yumuşayıp gülümsedim. Yine benimle uğraşıyor sanmıştım.
"Bekle montumu giyip geliyorum."
Montumu giydikten sonra anahtarımı alıp evden çıktım.
"Sen beni bu aralar sevmiyorsun sanki ?"
Hemen koluna girdim.
"Haaayır çok seviyorum seni."
"Seviyorsun dimi ?"
O kadar seviyorum ki büyüklüğünü sen dahi tahmin edemezsin Yang Jeongin.
"Hmhm seviyorum."
Kıkırdadı. Ben de kıkırdadım.
Yürüyerek meydana geldik.
İleride satılan bungeoppangı görür görmez Jeongin'in kolunu dürtüp gözlerimle işaret ettim.
"Asla vazgeçmeyeceksin dimi." dedi gülerken.
Dudağımı büküp kafamı iki yana salladım.
"Aish çirkin seni."
Soğuktan kızarmış burnumu sıkıp adımlarını hızlandırdı. İki tane bungeoppang alıp parasını ödedi. Tam yiyecekken telefonu çalınca biraz uzaklaştı yanımdan.
Ben onu beklerken yemeğe devam ettim. Yanıma döndüğünde telefonunu cebine koydu.
"Jiyeon'un selamı var."
Gülümsedim sadece kafamı sallarken.
Yol bittiğinde birbirimize iyi geceler dileyip evlerimize dağıldık.
Güzel bir akşamdı. Zaten seninle geçen her dakikam güzel.
---
✨ Bölüm sonu. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyoruum ♡
Oylar yine beklediğimin altında böyle olunca hevesim kaçıyor... Bir dahaki bölüm +10 oyla gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Childhood Love | Yang Jeongin
FanfictionBeni hiçbir zaman anlamadın Yang Jeongin.. ✨Mini Fic✨