[4]

858 93 28
                                    


Lisedeydik artık. Şanslıydım ki Jeonginle evimizin yakınındaki liseyi kazanmıştık. Bu sefer sınıflarımız farklıydı sadece.

Jeongin'e olan hislerim yıllar geçtikçe artıyordu. Ama o kadar güzel bir arkadaşlığımız vardı ki hislerim yüzünden bu bağın kopmasından çok korkuyordum. Onu, bir daha göremeyecek olma düşüncesi kalbimde bir şeyleri koparıyordu. Zaten liseden sonra farklı üniversitelere gideceğimiz için artık her istediğimde göremeyecektim onu.

Kapıda beni bekleyen Jeongin'i görmemle sinsice arkasına yaklaştım. Sırtındaki çantanın tepesini tutup birden havaya kaldırıp hızlıca bıraktım.

Ben kahkahalarla gülerken, beklemediği bir anda olduğu için çantanın ağırlıyıla poposunun üstüne düşmüştü.

"Kim Mishil tam şuan kaçmaya başlarsan senin için iyi olur."

Hâlâ gülmeye devam ediyordum. Jeongin ayağa kalkmaya çalışırken okulun yönüne doğru koşmaya başladım. Ama maalesef ki çok geçmeden yakalanmıştım.

Jeongin, kolunu omzumdan atarak kafamı sıkıştırmıştı.

"Sen hak ettin bunu."

Bıraksın diye ellerimi koluna vuruyordum.

"Tamam tamam özür dilerim."

..

Tüm okul tribünlerdeki yerimizi almış biraz sonra başlayacak maçı bekliyorduk. Bizim liseyle başka bir lisenin yarı final maçıydı.

Benim için önemli olan kısmı Jeongin'in de takımda olmasıydı. Hem çok güzel oynuyordu hem de çok seviyordu futbolu. Bazen onunla ben bile oynuyordum. Eğlenceli de oluyordu.

Heyecanla tezahüratlar yaparak maçı izliyorduk. Basitçe bir gol yemiştik. Ama daha sonra Jeongin'in golü sayesinde ilk yarı  1-1 bitmişti.

İkinci yarıda da bir gol daha atmıştık. Jeongin üçüncü gole giderken karşı takımın sert müdahalesinden dolayı çok kötü bir şekilde yere düşmüştü.

"Jeongin !!"

Hızla merdivenlerden inip yanına koştum. Sahaya girmem umrumda bile değildi.

Yerde acıyla kıvranırken yanına çöktüm.

"Jeongin !"

"Çok acıyor Mishil."

Hızla elini tuttum.

"Elimi sıkabilirsin istersen. Bak doktor da geldi, şimdi bakar ayağına ağrını geçirecek sprey sıkar."

Doktor ayağına dokundukça bağırıyordu. Canının çok fazla yandığı her halinden belliydi. Onun için çok endişeliydim.

Ciddi bir şey olacak ki sedyeyle gelen ambulansa taşındı. Elini hiç bırakmadan ben de yanında bindim. Yol boyunca dikkatini başka şeylere çekmeye çalıştım.

Sonuç olarak ayağı alçıya alınmıştı. İğne yaptıkları için ağrısı daha azalmıştı. Harin teyzeleri de çoktan aramış durumu anlatmıştım. Bizi almak için buraya geliyorlardı.

"Final maçında olamayacağım."

Kafasını eğdi.

Sesinden çok fazla üzüldüğü belliydi. Yanındaki sandalyeye oturdum. Elini tuttum tekrardan destek olmak için.

"Eminim dışarıdan da çok güzel destekleyeceksin takımını."

"Çok çaba sarf etmiştim, finale çıkmak en büyük hayalimdi."

Gerçekten çok istiyordu ama elden gelen bir şey yoktu.

Gözünden akan yaşı gördüğümde kalbim sızlamıştı.

Hızla yaklaşıp kollarımı bedenine sardım.

"Son maça çıkamayacak olsan da buraya kadar gelmenizdeki en büyük pay senin. Üzme lütfen kendini."

Harin teyzeler gelince Jeongin'i tekerlekli sandalyeye oturtup arabaya doğru yol aldık. Arkaya ikimiz oturmuştuk. Jeongin hemen başını omzuma yaslamıştı. Yol boyunca da tek kelime etmemişti.

O gün dua etmiştim tanrıya. Lütfen o hep mutlu olsun, hiç zarar görmesin. Ona gelecek her şeyi onun için ben karşılamaya hazırım.

---

✨ Bölüm sonu. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Sizi seviyoruum ♡

 Sizi seviyoruum ♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Childhood Love | Yang Jeongin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin