"Tryna find the right time to tell you what you might not like to hear.
Duymak istemeyeceğin şeyleri söylemek için doğru zamanı bulmayı deniyorum.
I can feel the zeitgeist stuck inside the pipeline for some years.
Birkaç yıldır zamanının, ruhunun bu düzenin içinde sıkışıp kaldığını hissedebiliyorum.
I wanna be your lifeline but everybody can't be a millionaire.
Senin yardımcı elin olmak istiyorum ama herkes milyoner olamaz.
I'll be in the night sky, shinin' like a light on always there.
Gece gökyüzünde olacağım, bir ışık gibi parlayacağım. Her zaman oradayım."•••
"Evlenelim"
"Ha?"Remus, Sirius'un şaşkın sesine karşı sırıtırken altıncı bardağını bitirdi ve söylediği şey sanki çok normal, önemsiz bir şeymiş gibi tekrar etti.
"Ailenden, soyismiden ve Potter'ların seni resmi olarak evlat edinememesinden nefret ettiğini söyledin. Fakat evlenirsen soyismini değiştirmende kimse yoluna çıkamaz değil mi?"
Sirius tepki olarak, Remus'a şaşkın bir nefes verdi ve ardından beşinci bardağını bitirirken sırıtarak çenesine akan damlaları elinin tersiyle sildi.
"Remus John Lupin, bana evlenme teklifi mi ediyorsunuz?"
Remus garip bir şekilde sakinliğini korudu ve başını salladı. Normalde-eğer sarhoş olmasaydı-şu an gerginlikten ve red edilme korkusuyla bir atak geçiriyor olabilirdi ki alkol sağ olsun sarhoşluğu tüm endişelerini bir vızıltı kadar azaltıyordu.
"İnan bana, benimle evlenmek istemezsin."
Bu sefer dışarıya alaylı bir nefes veren Remus oldu.
"Asıl sen benimle evlenmek istemezsen anlarım. Strese bağlı migrene ve depresyona sahibim. Hiç arkadaşım yok ve ailemle yakın değilim. Param da yok. Var olursa da sigara ve alkole harcıyorum. Kitap okurken müzik eşliğinde sigara içmek tek hobim ve tek dikkatim mezun olana kadar okuldaydı. Dolayısıyla şu anda mezun olmuşken ne yapacağım hakkında bir fikrim yok. Amaçsız bir şekilde boş boş dolanıyorum denebilir-siktir, okuduğum bölümü bile istediğim için okumadım-Nereden bakarsan bak benimle evlenip hayatını benimle geçirmek sana hiçbir şey katmaz. Ama gerçekten evlenmemize gerek yok. Sadece soyismini değiştirmek için formaliteden evlenebiliriz-"
"Hayır."
"Ne?"Remus, şaşkınlıkla oldukça ciddi bir şekilde sözünü kesen Sirius'a baktı.
"Dedim ki 'hayır' eğer evleneceksek tüm her şeyimi sadece sana adarım. Sende bana. Bu yüzden daha düzgün bir şekilde evlilik teklifi etsen iyi olur Remus."
Ve Remus'un nefesi kesildi.
Siktir, Sirius ona o kara gözlerle talepkar ve istekli bir şekilde hiçbir duygu gizlemeden bakarken Remus'un aletinin tepki göstermemesinin hiçbir imkanı yoktu.
Remus etkilenmiş bir şekilde nefes verdi ve Sirius'un önüne tek dizinde olucak şekilde eğildi, iki elini de kendi ellerinin arasına aldı.
"Sirius Orion Black, ben Remus John Lupin'e sizle evlenme ve hastalıkta sağlıkta ömrünüzün sonuna kadar size eşlik etme lüksünü sunar mısınız?"
Tabii ki de bu klişe sözler Sirius'u kıkırdattı. Nedeni bilinmez Remus ne zaman Sirius'a bir şey söylese hep klişe olmaktan kendini alamıyordu ki bu isteyerek yaptığı bir şey bile değildi.
Remus klişelerden nefret ederdi.
Fakat Sirius bayılırdı.
O Romeo ve Juliet kitabından nefret ederken Sirius, Romeo ve Juliet'e bayılırdı. Böylece ister istemez Remus da sevmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fallen Star. wolfstar
FanfictionRemus, hiç tanımadığı bir yabancı ile geziye çıkmayı kabul ederken ne düşünerek kabul ettiği hakkında hiç bir fikri yoktu. Ta ki yabancının ona artık 'yabancı' değil de 'bana hayatımın anlamı diye seslenebilirsin' diyene ve Remus bunu seve seve kab...