AİLE PART 1

160 13 27
                                    

"You're always in my brain, and I take the blame.
Her zaman beynimdesin ve suçu üstleniyorum.
No matter if it's wrong or right.
Yavaş yada doğru olması fark etmez.
I'm on a one-way train and it's far away, but you're still on my mind.
Uzaklara giden tek yönlü bir trendeyim ama sen hala aklımdasın."

•••

"Günaydın."
"Günaydın."

Remus, Sirius'un dudağına öpücükler kondururken sakince dudağından yanağına, yanağından çenesine, sonunda ise çenesinden boynuna geçince orada durdu, yüzünü içine gömdü ve derin bir nefes aldı.

"Huylanıyorum Rem."

Remus homurdanıp geri çekilirken Sirius onun bu tepkisine kıkırdamış, iki eliyle Remus'un yüzünü kavradığı gibi dikkatini dudaklarına göndermiş ve ikisini de derin bir öpücüğün içerisine sokmuştu.

"Uyanın bakalım uykucu kuşlar!"

Sirius inleyip öpücüklerini keserken kendisini saklama umuduyla Remus'un göğüsüne doğru kıvrıldı.

Tabii Sirius arkadaşlarının dünkü davranışı için özür dilerken Remus'un ağrıyan başına masaj yapmış, James de bir anahtar olduğundan eve girdiğinden bahsetmişti.

Ve tabii ki de Remus'un bununla hiçbir sıkıntısı yoktu.

Burası Sirius'un eviydi, içeri kimin girip kimin girmeyeceğini o belirlerdi.

"Odaya giriyorum! Kıyafetler vücuda."

Sirius homurdanıp yerden ona uzun gelen Remus'un kazağıyla iç çamaşırını alırken başka bir şey giymeyi tercih etmiyor olsa gerek kapıyı açtığı gibi arkadaşına selam vermeden banyoya doğru yürüdü.

Remus içini çekerek yatakta kendini kaldırırken sıkıntıyla yüzünü ovuşturdu. Hissettiği evlilik yüzüğü onu sakinleştirirken elini yerdeki iç çamaşırı ve eşofmanına attı.

Sabahlardan daha nefret ettiği bir şey varsa, o da sabah kalkmaktan ölesiye nefret etmesidir.

Sirius ile ortak noktalarından biri, ikisi de gececi.

"Birileri daha sabahlardan nefret ediyor sanırsam?"

Kapıdan gelen sesle yerinden sıçrayan Remus şaşkın şaşkın James'e bakarak neler olduğunu algılamaya çalıştı.

Doğru ya James... Kahvaltı için gelmişti.

"Merhaba."
"Merhaba. Mutfakta benimle gelen bazı çikolatalı çörekler var."

Remus, James Potter'ı öpebilirdi.

Tabii ki yapmadı, onun yerine minnettarlığını mırıldanarak mutfağa gitti ve sıcak su kaynatırken ayakta çikolatalı çöreği yedi.

"Sirius çikolataya bayıldığını söylerken bunu mecazi anlamda diyor sanmıştım."

James onunla alay ederken Remus utangaç bir şekilde gülümsedi, yeni bir gün yeni başlangıçlar.

"Kahvaltı için teşekkürler. Biraz uyku sersemiyim kusura bakma."

James ile bundan daha iyi olabilirler. Sirius için daha çok çabalayacak, böylece arkadaşları onun bir para avcısı olmadığını anlayıp iyi anlaşırlar. İyi anlaşırlarsa da Sirius mutlu olur.

Kulağa ne de güzel gelen bir peri masalı.

"Ne demek."
"Sigara yaksam sıkıntı olur mu?"

Remus elindeki sigarayı sallarken James 'sıkıntı olmaz' dercesine kafasını salladı, o sırada içeri giren Sirius, Remus'un yeni yaktığı sigarayı daha tam nefes alamadan elinden çaldı.

Fallen Star. wolfstarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin