"Sana olan aşkımı sana söyleyemeyecek kadar korkak tüm dünyaya okutacak kadar cesaretliydim."
~4~
Başım ağrıyor gibiydi, bütün gücümü kaybetmiş bir savaşçı gibiydim şu an. Tek sorun gözlerimi neden açmadığımdı. Ve o an onu denedim gözlerimi açtım, açtığımda sanki olduğum yere ait olmayan bir yerdeydim ve bu yer bana tanıdık geliyordu, burası Tolga'nın eviydi! Kanepeye uzanmış pozisyondan kalkıp hemen evin içini göz gezdirmeye başladım. O sırada koridordan çıkıp buraya gelen Tolga'yı gözlerim buldu.
"Beni neden buraya getirdin Tolga?"
Dedim uykudan uyanmış ve gözlerimi ovuşturarak.
"Bankta uyuya kaldın Defne, bende buraya getirdim. Ne yapsaydım, seni sokakta mı bıraksaydım?"
"Evim oraya yakındı!"
Dedim sinirle. Tolga yavaşça yanıma yaklaşıp yanıma oturdu ve gözlerimin içine bakarak ekledi.
"Özür dilerim Defne."
Dedi etkileyici bir şekilde. Gözlerinde ki masumluk her şeyi açıklıyor du. Sadede yardım eden birisine böyle sert tepki vermem hataydı. İstemeyerek özür manasında ellerini tutup söze girdim.
"Ya kusura bakma, asıl ben özür dilerim. Bu aralar bana yardım etmeye çalışıyorsun ama ben bunları yanlış anlıyorum. Özür dilerim."
Dedim pişmanlıkla. Tolga tuttuğum ellerini benim ellerimi sıkıca tutarak gülümsedi ve ekledi.
"Sorun değil Defne, eğer uykun hâlâ varsa burada yatabilirsin. Bildiğim kadarıyla annen evde yok. Tek başına kalmamalısın, zaten yarın erken uyanmak zorundayız. Kamp gezisine gideceğiz."
Dediğinde ne yalan söyleyeyim bu sefer başımı salladım ve aklıma gelen gururluluk meselesi ile hemen ona doğru döndüm.
"Yok ben sana rahatsızlık vermek istemem."
"Ne rahatsızlığı Defne? Rahatsızlık versen seni buraya getirir miyim?"
Dediğinde bu sefer başımı salladım ve kabul ettim. Ne de olsa yarın kampa gidecektik. Hayatımda ilk defa bir grup ile kampa gideceğim için heyecanlıydım. Tolga bana temiz battaniye ve yastık getirdi ve odasına doğru giderken seslendi.
"Ben gidiyorum, bak eğer burada rahat edemezsen dediğim gibi,
Dediğinde bir kelime bile ettirtmeden sözünü kestim ve söze girdim.
"Merak etme, burası rahat. Hadi sen git yat, iyi geceler."
"İyi geceler."
Dedi ve merdiven basamaklarından çıkarak odasına gitti. Bende kanepede uyumaya çalışıyordum. Uykuma kavuşurken bir anda bir çığlık yüzünden hemen uyandım. Bu çığlıklar Tolga'nın odasından geliyordu. Merdivenleri aşarak Tolga'nın kapısının önünde durdum. Çığlıklar devam ederken kapıya vurarak Tolga'ya seslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Çiçekler
Teen FictionAcıları içinde büyüyen, acıları içinde yaşayan iki genç; Tolga ve Defne. Acılar içinde yaşamaya devam ederlerken en sonunda bir yol onları buluşturur. Bu yol onların yoludur, bu yol acılarının son bulacağı yoldur. Acılar içinde başlayan hikayemize r...