Beyaz crop ve altıma siyah mini etek , siyah bilekte biten çorap ve beyaz spor ayakkabı giydim, odadan çıkarak aşşağı indim.
Karşısında durdum, gülerek baktı "etek giymesen daha iyi olur" merak ile "neden ki?" dediğimde "koşturucaksın, rüzgar olucak, sürekli aşşağı çekmeye, düzeltmeye uğraşma" kafamı salladım.
Yukarı çıkarken beni cidden o kadar inceledimi diye düşünmeden duramadım, gülerek siyah eşofman giydim ve aşşağı indim.
Arabaya bindik, luna parka gelince heyecanlandım, arabayı park etti, biletleri alarak içeri girdik, heyecan ile oyuncaklara bakıyordum, kolunu omuzuma atarak "hız trenine binelim" ona baktım "önce atlı karınca" gülerek "tamam, hadi gidelim" gülerek ilerledim.
Bileti verdi , hemen siyah atın yanına geldim, o'da yanıma gelip belimden tutarak kaldırdı ve binmemi sağladı, teşekkür ederek güldüm.
Aşşağı indiğinde makine çalışmaya başladı, bu oyuncağı çok seviyordum, sonunda durduğunda indim, koşarak yoongi hyung'un yanına gittim , elini tuttum "çok güzeldi" gülerek saçlarımı öptü.
Korku treni'nin önüne geldiğimizde elini sıktım "hyung lütfen, olamaz" "hadi hoseok yanındayım, korkmana gerek yok ki, sadece oyuncak" dediğinde yutkundum.
Trene bindik, sadece ikimiz vardık, korku müziği çalmıştı ve tren hareket etmeye başladı, yoongi hyung boş boş etrafa bakıyordu, benim olduğum taraftan bir şey fırladığında korkarak yoongi hyung'un koluna sarıldım, gülerek "bir şey yok hoseok, sakin ol" kafamı kaldırdım.
Biraz daha ilerlediğimizde çığlık sesi eşliğinde sudan bir şey çıktığında yoongi hyung'un neredeyse kucağına çıkıcaktım.
Sırtımda büyük eli hareket ederken "bitti, çıkıyoruz şimdi" kafamı kaldırarak tünelin çıkışına baktım, sonunda durduğunda hemen indim.
Biraz üşümüştüm "hyung üşüdüm" üstündeki ceketi çıkartarak giydirdi "teşekkür ederim" diyerek yanağını öptüm.
Stand'ın önüne geldik, adama bileti verdi, satıcı bir silah bana bir silah yoongi hyung'a verdi.
Önce yoongi hyung başladı, ilk iki şişeyi devirdi, üçüncü şişeyi devirememişti , kenarı çekildiğinde ben nişan almıştım, şansıma üç şişeyide devirmiştim, adam en büyük kumammon'u verdi.
Kumamon'u orada görevli adama verdik , yoongi hyung adamı iyice tembihlemişti, gülerek elini tutup çekiştirdim.
İkinci koltuğa oturduk, yutkundum acaba binmesemiydim, ama yoongi hyung seviyor, gözlerimi kapattım.
Tren hareket etmeye başlayınca derin nefesler alarak gözlerimi sıkıca kapattım, yoongi hyung elimi tuttuğunda sıkıca bende tuttum, gözlerimi bir saniye açtım ve hemen kapadım, resmen ölüme gidicektik.
Sonunda indiğimizde yere oturdum, yoongi hyung kumamon'u alarak yanıma geldi "seni taşımamı istermisin? " kafamı salladım, bacaklarımdaki güç çekilmişti o manzara yüzünden.