15

228 33 20
                                    

Odamda otururken namjoon babam içeri girdi "hoseok yoongi geldi" dediğinde omuz silktim kitabımı açarak "ders çalışıcam lütfen rahatsız etmeyin, hoca sözlü yapıcak"  kafasını salladı, anlımı öperek odadan çıktı.

Kapımı kilitleyerek kitabı kenarı attım, yastığa sarılarak ağlamaya başladım, şerefsiz herif, bir haftadır engelini kaldırmamıştım.

Kapım çaldığında ses çıkartmadım, güzel sesi gelmişti kulaklarıma "hoseok konuşabilirmiyiz"  yutkundum "rahatsız etmeyin" diyerek yastığa sarıldım, yine "lütfen hoseok" ses çıkartmadım.

Ayak sesleri uzaklaştığında yatağımda tepindim, benim ile gönül eğledirmişti resmen şerefsiz herif.

Onu tanıyordum, çok iyi tanıyordum, o böyle bir şey yapmazdı ama herkes birgün değişirdi değilmi ve o'da değişmişti.

Ağlayarak uykuya dalmıştım.

Taehyung'un omzuna kafamı koyarak parmaklarım ile oynuyordum, sınıfta kuru gürültü vardı, oflayarak "daraldım ha, camları açıcam" dediğinde kafamı omzundan kaldırdım.

Camdan "hoseok koş, gel"  göz devirdim, kalkarak yanına gittim, eli ile bir yeri işaret ediyordu, oraya baktığında yoongi hyung orada bekliyordu ve bu bizim son dersimizdi.

Şerefsiz aşırı iyi görünüyordu.

Taehyung "adam peşinden koşuyor hoseok" omuz silktim "benim ile oynayan insanla işim olmaz"  elini yanağıma koydu "üzülme hoseok, belki onu dinlemelisin"  omuz silktim "arkadan çıkalım" dediğimde omuzlarını düşürüp onayladı.

Ders bittiğinde çantalarımızı alarak arka kapıdan çıktık , taehyung ile vedalaştık, arabanın her zaman durduğu yere geldiğimde araba yoktu.

Kaşlarımı çattım, yoongi hyung gelerek "seni ben bırakıcam"  telefonu çıkartarak babamı aradım "baba araba yok"  jin babam gülerek "yoongi seni gezdirmek istiyormuş o yüzden şöför eve gitti"   göz devirdim "gezicek vaktim yok, söyle geri gelsin" dediğimde endişe ile "hoseok sen yoongi ile gezmeyi severdin ,ne oldu"  omuz silktim.

"Bir şey olmadı, arabayı gönder"  yoongi hyung sinir ile telefonu aldı "görüşürüz jin" diyerek telefonu kapattı, sinir ile "ne yaptığını sanıyorsun sen"  burun kemerini sıkarak "konuşucaz hoseok" dediğinde gülerek "konuşucak birşeyimiz yok" diyerek elinden telefonumu alarak ilerlemeye başladım.

Hah birde konuşucakmışız, güleyimde boşa gitmesin, kolumdan tutarak beni kendine çevirdi, eğilerek "hoseok konuşucaz dediysem konuşucaz"  kolumu çekmeye çalıştım.

"Bırak beni, konuşucak birşeyimiz yok"  çenemi tutarak dudaklarımı öperek geri çekildi, tokat atarak kolumu çektim, istediği gibi beni öpemezdi, özellik ile sevgilisi varsa.

Yana yatan yüzünü bana çevirdi, yakasından tuttum "bir daha bana dokunursan bundan mütevazi davranmam"  arkamı döndüm, boşuna tekvando ve box'a gitmemiştim.

Yoongi hyung yine kolumdan tuttuğunda  o'nu iterek "bırak artık beni, ben senin oynayabileceğin biri değilim"  ellerimi tuttu "senin ile oynamıyorum hoseok, lütfen dinle beni" dediğinde gözlerimi kapattım.

Dinlesemde inanmayacaktım ama peşimi bırakması için "dinliyorum"   ellerimi sıktı "önce bir yere gidip oturalım" dediğinde  sinir ile derin bir nefes aldım.

Kafeye geldiğimizde oturduk, içecek sipariş etmişti, hala ona bakıyordum, yutkunarak "bak işler göründüğü gibi değil"  arkama yaslanarak alay ile baktım, anlatmaya devam etti "o kadın benim arkadaşım tamam mı yardım istedi ve bende ona yardım ediyorum"  güldüm "nasıl bir yardım, tatmin etmek, öpüşmek, hangi türü" dediğimde çenesi kasıldı.

Burun kemerini sıktığında içecekler gelmişti, milkshake imi alarak içtim, oda kahvesinden bir yudum alarak "düşündüğün gibi değil hoseok, boşanmış ve çocuğunu geri almak istiyor, o yüzden ona yardım ediyorum"   "o işler öyle mi oluyordu ya" dediğimde siniri taşmak üzeriydi ve bu benim umrumda bile değildi.

Yumruklarını sıkarak "bak inandırıcı olursak çocuğu alabilir anladın mı, sana oyun oynamıyorum hoseok"  kafamı salladım "anladım, beni eve bırak ,ödevlerim var" dediğimde masaya vurdu "beni ciddiye almıyorsun bile" diyerek bağırdı.

Kalkarak "görüşmemek üzere" diyerek kafeden çıktım, o'da hesabı ödeyerek geldi, kulaklıklarımı takarak arabaya doğru  ilerledik.

Eve geldiğimizde indim, kapıyı çalarak bekledim, kapı açıldığında içeri girdim, üstümü değiştirerek yemeğe indim.

Yemekte biraz konuştuktan sonra odama giderek ödevlerimi bitirdim , yatağa uzanarak tavanı izlemeye başladım ve anlattıklarının doğru olması için dua ettim.

/

/

sope : honeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin