Sonunda kadın çocuğunun velayetini almıştı ve bir kaç ay gözetimde tutulmuştu, gözetim bitip tamami ile velayet anneye geçtiğinde yoongi ve kadın'ın bir bağıda kalmamıştı.
Yoongi babamlara anlaşamadıkları için ayrıldığını söylediğinde göz devirdim.
Bende artık üniversiteye gidiyordum ve yoongi ile beraber kalıyorduk, babamlara her hafta sonu gidiyordum çünkü üniversitem yoongi'nin evine çok yakındı.
Bugün yine babamların yanındaydım, ellerim ile oynayarak "babalarım" gülerek baktılar, yutkunarak "ben aşık oldum" sevinerek "kim, anlat bize" dediklerinde yutkundum,umarım yoongi kızmazdı.
Yutkunarak "y-yoongi hyung'a ,ama lütfen kızmayın" jin babam "biliyorduk zaten" şaşkınca baktım "n-nasıl" saçlarımı okşadı.
Namjoon babam "o'na çok düşkünsün, herkese baktığından daha farklı bakıyorsun, ama hoseok yaş farkı" dediğinde "umrumda değil, ona aşığım, uzun zamandır" namjoon babam "o bunu biliyormu? " dediğinde yutkundum, baba biz öpüşüyoruz.
Kafamı salladım "hayır, uygun bir zamanda söyleyeceğim" kafasını salladı, jin babam "umarım karşılık alırsın hoseok" sıkıca sarıldım "umarım" diyerek güldüm.
Güzel ve eğlenceli vakit geçirmiştim, akşam olduğunda ayrıldık, sabah yedi de sınavım vardı.
Eve giderek yoongi'yi öptüm "sabah yedi de sınavım var uyuyacağım, yarın birşeyler konuşmalıyız" kafasını salladı "tamam, iyi geceler, ben birazdan gelirim" boynunu öptüm ve odaya çıkarak uyumaya başladım.
Alarm çaldığında yoongi'nin kollarından çıkarak hazırlandım, pofuduk yanağını ve hafif açık duran dudaklarını öperek evden çıktım, sınav bittiğinde geri eve geldim bugün ders yoktu.
Hala uyuyan yoongi'nin kolları arasına girdim, sıkıca sarıldığında bende kafamı boynuna saklayarak uyumaya başladım, özel hastanede çalıştığı için, izinleride çok oluyordu ve hastanenin en iyisiydi , o'nu kaybetmek istemiyorlardı, tabi buda işimize geliyordu.
Geç kalkmıştık, üstüne uzanarak dudaklarını öpüp ayrılıyordum, öperek ayrıldım "babamlara" yine öptüm , ayrılarak "sana" öptüm "aşık" öptüm "olduğumu" öptüm "söyledim" dediğimde yine öptüm.
Çenemi tutarak bu sefer ayrılmadan öpüştük, ayrıldığımızda "ne dediler" gülerek "zaten bildiklerini ve bana şans vermeni dilediler" kaşlarını kaldırdı "ciddimisin? En kısa zamanda açıklamalıyız, üniversiten bittiğinde hemen evlenmeliyiz" dediğinde güldüm.
Burnuna dokunarak "neden hemen evlenmeliyiz?" "mutlu bir yuva için" dediğinde "başka" diyerek parmaklarımı dudaklarına getirdim.
Öperek "belki dünya turu" güldüm "başka" parmağımı öperek "sana doymak için" dediğinde güldüm, evlenmeden olmaz kriterini koruyorduk, jin babam öğretmişti ve bende onun izinden gidiyordum.
/
/
