|Uyanış|

332 23 1
                                    

10.Bölüm

Dağ evine döndüğümde bitik bir haldeydim.Keşke her şeyi düzeltebilseydim.Keşke içimdeki acıyı söküp atabilseydim.Çünkü Klaus'la olmamız yanlıştı.O kasabadaki herkese -buna annemde dahil- korku salmıştı.Belki de uçurumu bile bile ileriye gitmek gerekti.Belki de olurdu.Belki birlikte mutlu olmayı başarabilirdik.Benim için bunun bir önemi yoktu.Çünkü eğer Klaus'la olacaksam,onunla mutsuz olmaya da hazırdım.

-
Sadece bir kaç paket kalan torbalardan birini içtim.Ve aklımdan dün yaşadıklarımızı bir türlü atamadım.

Radyoyu açtım ve bir müziğin çalmasını bekledim.Bir şarkı çaldı.Daha önce duymamıştım ama sesini açtım ve elime bir kitap alıp yatağa oturdum.O sırada telefonum çaldı.Arayan Elena'ydı.

"Care?Fazla vaktim yok ama sana çok önemli bir şey anlatmam gerekiyor."

"Evet?"

"Konu Klaus.Şehri hiç terk etmemiş. Ama gezginler bir şekilde ak meşe bulup onu tehdit etmişler.Günlerce kanını almaya uğraşmışlar çünkü yapacakları büyü için tek eksik olan köken melez kanıydı. Bizimkileri almışlardı.Ve bir şekilde onları kaybetmemişlerdi.Bu kan kasabanın sonunu getirecek bir büyüyü tamamlıyor.Ama Klaus'tan alamadılar.Yani Klaus haftalardır kendine gelmeye uğraşıyordu.Sadece bilmen gerektiğini düşündüm."

"Ne?!Yani hep burada mıydı?Ama ben dün ona bağırdım.Ama o bizi korumak için uğraşıyormuş.Tanrım!"

"Evet.Care.Lütfen sende artık evine dön.Okul sensiz hiç çekilmiyor ve annen de endişelenmeye başladı."

"Tamam.Geleceğim."

"Herşey iyi olacak."

"Görüşürüz."

"Hoşçakal."

Telefonu kapatınca bir süre yerimde kalakaldım.Gözlerim dolmuştu.Dün onu hiç dinlemeden bağırıp,onu üzmüştüm.Oysa o gezgin belasıyla uğraşıyordu.Tanrım!Kendimi aptal gibi hissediyordum.

Biraz süre geçince kitabıma kaldığım yerden devam etmeyi düşündüm.Şu an Klaus'u arayamazdım.Tanrım keşke bir şey olsaydı da gelseydi...

"Özlemle baş edemeyince hırçınlaşır kadın,acısını da özlediğinden çıkarır.Özlenenin vay haline.'' Kitapta bu dizeleri okurken çok kötü olmuştum.Yastığıma kafamı koydum ve okumaya devam ettim.Daha sonra kapı çaldı.Geceleri burası ıssız oluyordu.Kim gelebilirdi ki?Tanrım lütfen o olsun.
Kapıyı açınca nutkum tutulur gibi olmuştu.Bembeyaz hüzünlü yüzüyle bana bakıyordu.Bir süre birbirimizin gözlerine bakakaldık.Şarkı arkadan çalmaya devam ediyordu.

Evet oydu.Klaus.

"Girebilir miyim?" Sinirli görünüyordu.

Kalbim küt küt çarpıyordu.

"Girebilirsin." Ağlayacak gibi olmuştum.

İçeri girdi.Bana döndü.

"Konuşmamız gerek." Kolumdan sıkıca tuttuğundan kolumun acıdığını hissetmiştim. İçten içe korkuyor,pişmanlık duyuyordum.

"Her şeyi biliyorum."

"Tamam o halde gidebilirim."Yüzündeki öfke hala kaybolmamıştı.

"Lütfen gitme."Göz yaşlarımı serbest bıraktım.

Ona doğru yaklaştım.

"Neden Caroline?Ne istiyorsun?" Bağırdı ve kollarımı daha çok sıktı.Korkudan yüzümün beyazladığını hissedebiliyordum.

"Rol yapmayı bırakacağım artık.Lanet olsun Klaus,Seni seviyorum.Söyledim işte.Hayatımda hiç bu kadar birini istememiştim."Bağırdım.

Beni hızla kendine çektiğinde dudaklarını hızla dudaklarıma bastırmıştı.Duvarla onun arasında kalmıştım.Göz yaşlarım akmaya devam ediyordu.Dudaklarımı yavaşça aralayıp ona karşılık verdim.Bir süre öpüştükten sonra durduk.Elini tutup odama doğru çektim.

"Lütfen bu gece burada kalalım."

"Pekala". gülümsedi.

Yatağıma geçtik.Yorganın üstünde yattığımızda kendimi çok iyi hissediyordum.Ama bir şekilde hırpalanmış gibiydim.Soğuk ve sert vücudu beni sardığında irkilmiştim.Ona döndüm

"Biliyor musun?Senden uzaklaşırsam daha iyi olacağımı sanmıştım.Ama her şey daha da kötüye gitti.Seni dinlemediğim için üzgünüm."

"Dinlenmen gerek."

Gözlerimi kapayıp kendimi mutluluğun kollarına bıraktım.Uzun süredir böyle hissetmiyordum.

-

Sabah uyandığımda yüzünü görmek kendimi güvende hissettirmişti.Bunu hiç düşünmemiştim ama Klaus uyurken çok güzel oluyordu.Biraz daha yaklaşıp yüzünü inceledim.Beklemediğim bir anda yaklaşıp aramızda ki boşluğu kapatmıştı.Birden soğuk dudaklarını hissedince irkilmiştim.Ve istemsizce korkmuştum.Kalp atışlarım hızlanmıştı.Kendimi ondan çekince koluna bir tane vurdum.

"Hey beklemediğim bir anda öpmen hiç adil değil ama!"

Utandığımı anlayıp bir kahkaha patlattı.
Daha sonra lavaboya gitti.Bense aynada yanağımın kızarıklığına bakıyordum.

Üzerimi bir çırpıda değiştirip eşyalarımı bavuluma adeta teptim.

Yatağı topladım.O sırada Klaus geldi.

"Eve dönmeye hazır mısın?"

"Evet."

Bavulumu vampir hızıyla alıp arabamın arkasına yerleştirdi.

Bende hızlıca her yeri kontrol edip evden çıktım.Merdivenlerden indiğimde Klaus beni şöfor koltuğunda bekliyordu.

Arabaya bindim.

"Her zaman Alfa erkeği olduğunu kanıtlamak zorunda mısın?"

"Hiç birşey kanıtlamak zorunda değilim,aşkım.Alfa erkeğiyim."

Gözlerimi devirdim.Sonra gülüştük.
Yola devam ettik.Klaus beni okula bıraktı.
"Bavulunu eve bırakırım.Okul çıkışında seni alırım."

"Tamam."

Öpüştük ve okula doğru yürüdüm.

Kapıdan içeri girdiğimde Elena ve Bonnie bana doğru koşarak geldiler.

"İyi ki geldin.Bir kaç gün daha gelmeseydin Liz'e kayıp olduğunu söyleyip arama emri çıkarttıracaktım."dedi Elena.

"İşte döndüm."Gülümsedim

"Uzun zamandır böyle gülümsememiştin.Klaus seni cidden mutlu ediyor olmalı."dedi Bonnie.

Gülümsedim.

Uzun zamandır ilk defa bu kadar iyi hissediyordum...

Kusursuz SevgiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin