Merhaba hepinize. Hosgeldinizzz
Umarım hep hoş kalırsınız canlarım.Yeni bir serüvene adım atıyorum ve baya bir heyecanlıyım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar:)
*****
Kulaklığımdan çalan şarkı ile birlikte mahalleye girdiğimde herkes kendi işini yapıyordu. Çocukların yarısı mahallede oyun oynuyor geri kalanlar ise okulda ders görüyordu.
Mahalleye girdiğimi gören gençler O'na haber uçurmak için birbirlerine baktılar. Biri eline telefonu aldığında gözlerimi devirdim. Arkamdan benimle gelenler haber vermemişti bir de siz verin. Aman eksik kalmayın.
Evimin olduğu yere geldiğimde ev arkadaşım olan Eslem evden çıkıyordu. Kapıyı kitlemeye döndüğünde ona seslendim.
"Eslem kitleme kapıyı" dediğimde yerinden zıpladı. Arkasını dönüp baş parmağıyla damağını çekti.
"Sessiz sessiz niye geliyorsun kızım ya? Sanki mahalledekiler normalmiş gibi" dediğinde omuz silktim. Korkudan cümlelerin yerini de karıştırmıştı.
Gülümseyerek elimdeki dava dosyasını gösterdim. Elimle kendimi gösterip konuştum.
"Ben" dediğimde o da tekrar etti "Sen" dediğinde devam ettim. "Davayı" dedim "Davayı" dedi
"KA-ZAN-DIM" dediğimde ilk tekrar etmek için ağzını açtı sonra fark edip üstüme atladı.Çığlık atıp güldü. "Kazandın mı? Oha! Allah'ım şükür ya rabbim sana!" Dediğinde zıplatmaya başladı. Aynı şekilde bende zıplamaya başladığımda ikimizde kahkaha atmaya başladık.
Yorulduğumuzda ikimizde evin önüne yıkıldık. Yere bağdaş kurup oturduğumuzda elimdeki dosyayı sallıyordum.
"Ayların emeğini aldım Eslem. Bitti sonunda hakkı olanı aldı o küçük kız" dediğimde iki elini şakaklarıma koyup alnımdan sulu sulu şak diye öptü.
"İşte benim kızım be. Senden tam beklediğim şey buydu. Çak kız" deyip heyecanla elini uzattığında yüzümdeki sırıtmayla eline vurdum.
Bir anda gözü bileğindeki saate takıldığında üstüne basıp saate baktı. Bakar bakmaz hemen ayağa kalktı.
"Geç kaldım vallahi geç kaldım." Telaşla yerdeki çantasını alıp bana eğildi. Yanaklarımı öpüp konuştu.
"Bunu sonra detaylıca konuşup kutlayalım ama şuan hemen gitmem lazım. Geç kaldım of otobüs ne zaman gelecekti" dediğinde çantamdan arabanın anahtarını bulup verdim.
"Bunu kullan geç kalmanı engeller birazcık en azından" dediğimde 'emin misin?' der gibi baktı. Kafamı sallayıp geçiştirdim.
O'nun aldığı arabayı mecbur kalmadıkça bir kere bile kullanmamıştım. Çünkü ondan böyle bir şey istememiştim ama o beni dinlemeden almıştı. Aynı oturduğumuz evi benim üzerime yapmasında yaptığı gibi.
Beni tekrardan öpüp hızlıca gittiğinde bende yerden kalkıp açık olan kapıdan içeri girdim. Yukarıdan sıkıca bağlı olan saçlarımı açtığımda saclarım gerilmekten dolayı olan kabarıkla duruyordu. Sac diplerimi ovmaya başladığımda ilk önce odama geçip ihtiyacım olan eşyaları alıp duşa girdim.
Sıcak bir duş alıp çıktığımda üzerimdeki yorgunluk kalkmış yerine mayışma hissini bırakmıştı. Odama geçip kurutsam da nemli kalan saçlarımı bir havluya sardım. Saçlarımı tam kuruyana kadar kurutamazdım. Çünkü tam kurumaya başlayınca saçlarımdan gelen koku midemi bulandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖYLE KAL
Fiction généraleAdı gibi Şifa olan bir kızın hikayesi. Şifa Asel bir adamın kara sevdası, gönül yarası, gönül şifasıydı. Doğup büyüdüğü mahalle onun yazgısıydı. Karan Göktürk güçlü bir adamdı ama küçük bir kız onu güçsüz bıraktı. Yarası da Şifa'sı da aynı bedende...