Tüm gün denizde vakit geçirdikten sonra yavaştan dağılmaya başladığımız evredeydik. Buse ve Caner odalarına çoktan çıkmış, bir süre de başbaşa vakit geçirmek istediklerini söylemişlerdi. İmalı bakışlarımızın altında Buse'den yediğimiz azardan sonra Oğuzhan çoktan söylenmeye başlamıştı bile,
"Oğlum ben acıktım ya çıksak mı biz de?"
"Kahvaltıda milletin böreğine sosisine yapışan sen değil miydin abi?"
"Kahvaltıda yediklerimizi yeterince yaktık güzelim, güneş batacak az sonra hala oturuyoruz ya."
Muhabbete ben de katıldım,
"Tüm gün telefonla ilgilenerek güzel yaktık tabii Oğuzcuğum."
Duru kıkırdarken şezlongdan doğruldum.
"O işi karıştırma sen istersen Yavuzcuğum. Hem bak, tutturmamış mıydın az daha oturalım diye, oturuyoruz işte ya."
Oğuzhan akşama pirzolamı gömecek gibi dururken kaşlarımı kaldırdım ve sırıttım. Pek güneşin battığı da yoktu açıkcası.
Hemen sonra Duru'ya baktığımda gözlerindeki parlaklığın azaldığını ve hatta gittiğini gördüm. Arkama bakıyordu, ona baktığımı fark ettiğindeyse hızlıca yere çevirdi gözlerine. Offfff... İçime buz dolu kovalar boca edilmişti sanki.
Sonunda ardıma doğru bakmayı akıl ettiğim sırada şu kızı gördüm. Hale miydi? Hande? Halil? Yok. Halil değildi.
"Yavuz?"
Suratıma zorla koydum gülümsememi ve bize doğru gelişini izledim sıkkınlıkla.
"Aa naber ya?"
"Çok daha iyii, senden?"
Oğuzhan'ın sırıtan suratı ve Duru'nun bakışları beni yerin dibine doğru götürmüştü bile. Yalnızca... Her neyse.
"Biz de iyiyiz sağ olasın."
Kız üstümü süzmeye başladığında birazdan fazla gerildim ve Oğuzhan'ın ortamdan sahte telefon aramasıyla kalkışını izledim.
"Buralarda mısın daha bari? Sohbetimize denizde devam ederiz biraz da ha?" Dedi.
Kaşlarımı çatmış bakınırken Duru'nun birden tişörtümü üstüme atmasıyla gülümsememe engel olamadım.
"Saat geç oluyor, üşütme bence canım. Kansızlığın tutmasın."
Duru son kelimelerini bastırarak söylediğinde kızın bakışları cidden garipti. Ben ağzımı açamadan lafa kız girdi,
"Yüzseydik ya biraz daha canım, hem muhabbete devam ederdik."
"Muhabbet uzar gider, denizde boğulmayalım şimdi derin suların dalgalarında."
"Cankurtaran olduğu sürece çok kolay boğulmayız bence ya."
Kızlar bir anda atışmaya başladıklarında imalarını anlamak benim için güçtü.
"Bazı sularda cankurtaran yetmez sanki ha?"
Sanırım bir son vermem gerekiyordu.
"Biz yavaştan kalksak iyi olur, kansızlığım tutmasın."
Tişörtümü hızla üstüme geçirdim ve kızlara göz attım. Duru öncekine göre halinden memnun görünüyordu, öbür kız mağlup düşmüş gibi bakınırken ayaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Hayatımın Yok Oluşu (+18)
No Ficción""Tanrım. Kucağımda mastürbasyon yapıyordu ve aletim şortumu yırtarcasına kalkıktı.""