Felix'i bir kafeye götürdü. Elinde kitaplarla senaryoda geçen konuyu önce konu olarak anlatıp anlamasını sağladıktan sonra konuyu insanlara nasıl sunması gerektiğini anlatacaktı. Birer içecek isteyip çalışmaya başladılar. Üç saat sonunda Felix cidden yoruldu. Soru çözmek yerine konunun mantığını kavraması önemliydi. Kafasına yatmayan son kısmı Changbin üç farklı yoldan farklı kavramlar, denklemler ve teoremlere dayandırarak açıklamış olsa bile Felix anlamıyordu. Kafasını kitaba yatırıp söylenmeye başladı.
" Çok güzel anlatıyorsun ama bu çok zor. Anlamıyorum!"
" Hey! Sadece yorgunsun. İstersen biraz dinlenelim. Tatlı yiyelim, hem glikoz beyninin işlevi için önemli."
" Bilmiyorum, hyung."
" Ne istersin? Geçenki kek güzeldi. Kremasını sevdiğini söylemiştin."
"Olur."
" Kitapları kaldıralım şimdi. Kafanı toplaman lazım."
" Tamam." diyip kitapları çantaya koydu.
" Buyrun! Afiyet olsun!"
" Sağ ol."
Yedikten sonra bir süre sohbet edip tekrar çalıştılar. Felix bu sefer senaryoyu çıkardı. Göz gezdirip seneryonun ders anlatma kısmını ve hocanın öğrencisine matematiği gerçek hayatla bağdaştırarak anlatmasındaki repliği yazdılar. Son kontrollerini de yaptığında Felix kafasını kağıtlara gömdü. Changbin'in sırtına dokunan eliyle kafasını çevirdi. Changbin'in yüzünü incelerken o anın doğru an olduğunu düşündü.
" Seni seviyorum, hyung."
__________
" Ben de seni lixie"
" O şekilde değil. Ben seni romantik açıdan seviyorum."
" Anlamadım."
" Senden hoşlanıyorum. Hatta ne hoşlanması sana aşığım hyung."
"..."
" Ne olur bana karşılık veremesen de uzaklaşma benden. Seni seviyorum, dayanamam. Bırakma beni. Arkadaş da..."
" Deneyelim."
" Ha?"
" Deneyelim diyorum. Hiç aşık olmadım. Bilmiyorum. Nasıl hissettiğinde aşık olursun mesela, aşık olmak için neler gerekir? Bilmiyorum, bunu sana umut vermek gibi göreceksen denemeyelim bile. Seni kırmak istemiyorum ama şimdiye kadar ne bir kadından ne de bir erkekten hoşlandım. Belki de zamanım yoktu ama Felix şunu söylemeliyim ki bana iyi geliyorsun. Sadece iş ve gelişimime odaklayımdır. Yani hobilerim var ama onlar da hep bana yararı olan bulmaca çözmek, egzersiz yapmak, yemek yemek gibi şeyler. Bilmiyorum Felix. Melek gibisin."
" Hyung, emin misin?"
" Evet."
" 'Kardeşim gibi görüyorum seni bokie. Olmaz, yapamam. Kimseye aşık olmamışken neden toplumun karşı çıktığı bir aşkı isteyeyim?' falan yok mu?"
" Yok."
Felix heyecanlanarak Changbin'in yanağına bir öpücük kondurdu. Daha sonra heyecanlanıp kızarmış bir şekilde gitti kafeden. Kalkarken "Teşekkür ederim." diyebildi sadece.
Felix
Hyunjin
Açıldım
17.18
Neredesin be mankafa
Ya bunu bilen tek arkadaşım olman ne yazık
Jisung Changbin ile bu kadar yakin olmasa sana degil ona yazardim cidden
19.27
Yurda da gelmedin
Neredesin
20. 40Hyunjin resim çizerken uyuyakalmıştı. Seungmin ona kıyamayıp evine götüreceği sırada Minho araya girip Hyunjin'i götürebileceğini söylemişti. Sonuç olarak Hyunjin Minho'daydı.
Felix endişelenip aradı arkadaşını ve açan kişi onun icin beklenmedikdi:
" Alo!"
" Alo!"
" Pardon kimsiniz?"
" Minho ben!"
" Ha şu.. Tamam o zaman. Hyunjin sizle mi?"
" Evet."
"Teşekkürler, iyi geceler!"
" Sağ ol, sana da!"
Ertesi gün derslerden sonra Hyunjin'i gördü. Onca ödevine rağmen mutlu gözüken arkadasını kısaca süzdü:
" Mutlusun, Minho hyungdan dolayı mı?"
" Artık bir sevgilim var Felix."
" Bu arada mesajını gördüm ama şsrjım azdı. Tebrik ederim! Ne dedi?"
" Deneyelim, dedi."
" Sana söylemiştim."
____^_^
Felix'in günleri artık çok güzeldi. Changbin ile zaman geçiriyor. Artık ondan hoşlandığı için elini tuttuğunu karşı taraf biliyor ve Chan artık trip atmıyordu. Tiyatroya çok az kalmıştı ancak provalarda iyi iş çıkardığından bu danslı tiyatro için pek de endişeli değildi Felix.
Tiytro günü geldiğinde sırtını sıvazlayıp yanında olan iki kişi vardı o an: Chan hyunguyla Changbin'i.
"Sana güveniyoruz."
"Yapacaksın!"
Ve tiyatro başladığında gurur duyup ebeveyn ruh hâline bürünen bir kişi, etkilenen bir kişi vardı. Komik bir sahne geldiğinde Changbin "çok tatlı" diyor. Normalde de pür dikkat izliyordu. Felix ciddi bir ifadeyle ders anlatmaya geçtiğine bilinçsiz bir şekilde etikelenmiş oldu. "Havalı" diyebilidi. Dansı zaten harikaydı. Bittiğinde Changbin bir süre etkisinden çıkmayı denedi. Felix yanlarına gelip sahneyi müzikal tiyatro hazırlayan müzik ve tiyaro bölümü öğrencilerine bıraktılar. Onların teması da fizikti. Çünkü temel bilimler etkinlikte ana tema kabul edilmişti. Oradaki öğrencilerin yakınları ve bölümün öğrencileri doldurdu salonu.
" Çok iyiydin." dedi Changbin.
" İzlerken bayağı etkilenmiş görünüyordu. Görmen lazım." dedi Chan.
" Sussana hyung!" Sesini yükseltti Changbin.
Nabız
Garipti. Konuştuklarında bazen Felix'in gözleri Changbin'in dudaklarını kayıyordu. En başta Changbin kendisinin öyle düşündüğünü sanıyordu ama Felix sadece onun dudaklarına odaklanıyordu bir süre. Emin olduğunda ise bakışlarını kaçırmaya başladı. Felix fiziksel teması seven biriydi. Bunu biliyordu ama Changbin daha önce hiç öpüşmemişti ve öpüşmeyi de düşünmemişti. Bu yüzden bu onu geriyordu. Üstelik Felix'e karşı olan duygularından emin değildi. Deneme dürecine başlayalı üç hafta gecmişti ve Felix'in finalleri başlamıştı. Onu özlüyordu.
Changbin♡
Sınavlar nasıl gidiyorYongbok
İyi hyung
Nasılsın
Changbin♡
İyi gibiyim aslında, sen?Yongbok
İyiChangbin♡
Sınavlardan yorulduysan
kafani dagitmaya cıkabilirizYongbok
Isterdim ama
Derslerim çok yogun hyung
Changbin♡
Anladim kolay gelsin o zmn :)Yongbok
Teşekkurler hyung♡Changbin'in bahanesiydi Felix'in kafasıni dağıtmak. Sadece özlemişti kendine aşık olan küçüğünü ama sınavları bitene kadar görmesi pek mümkün olmayacak gibiydi.
uzun bölüm atmayalı ne kadar olmuştu bilmiyorum ama uzun bolumumuz hayirli ugurlu olsun. Butun destekleriniz icin tesekkur ederim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Changlix
Fanfiction" Kendimize '3Racha' diyoruz. Sana bahsettiğim gibi bu Changbin ve Han." " Ben Felix, Chan hyung'un arkadaşıyım. Memnun oldum." Changbin çocuğa baktı. Güzel ve genç bir yüzü vardı... shipler: #changlix #hyunho Okunmayacağını bile bile yaziyorum :)