Yongbok
Hyung şirkette misin özledim seni
Musait misinSınav haftası bitince direkt hyunguna yazmıştı Felix.
Changbin♡
Evet, gelecek misin? Gel
nereye gitmek istersin
YorulmussundurYongbok
Seninle olduktan sonra hic fark etmez
Seni ozledimChangbin♡
Tamam gel o zaman şirketeYongbok
TamamdırChangbin yalan söylemişti. Çok fazla işi vardı. Bu yüzden arabayla küçüğünü almayı teklif etmemişti. Chan onun acelesini fark ettiğinde sormadan edemedi.
" Ne oldu? Niye acelecisin?"
" Felix gelecek."
" O yüzden mi?"
"Evet, bir sorun mu var?"
" Hayır ama bir şey var."
" Nedir?"
" Sen ucunda gerçekten önemli bir şey yoksa kimse için işini aceleye almazsın. Çünkü sana göre iş dikkat gerektirir."
" Evet. Ne var bunda?"
" Bunu Felix için yapıyorsun."
" Ne diyebilirim Felix'e düşkünüm."
" Changbin bu düşkünlük değil. Sen annene felaket düşkünsün ama onun için bile yapmadın bunu geçen sene."
" Felix'i özledim sadece."
" Anneni de özlemiştin. İki hafta boyu ' Annem bunu çok güzel pişirirdi', 'Annem olsa aferin, derdi' ' Annemi özledim', ' Bu hayattaki en güzel kadın annemdir.' diye başımızı şişirmiştin."
" Sonuç?" dedi hâlâ işiyle ilginirken.
" Felix senin için özel."
" Evet."
" Ona aşıksın."
" Ne!?"
" Aşıksın, diyorum."
" Ne alaka ya?"
" Onu hiç öpmeyi düşündün mü?"
" Evet ama bu onun sürekli dudaklarıma bakmasından dolayıydı."
" Evladının aşk ilişkisini öğrenen bir baba gibi hissediyorum. Anlatma şöyle şeyleri."
" Ama öyle."
" Aşıksın!" Changbin iş yapmayı bırakıp Chan'a döndü.
" Öyle miyim?"
" Öylesin."
" Aşk böyle bir şey mi?"
" Evet. Korku filmi yerine biraz romantik filmler izleseydin bilirdin."
" Hay lanet! Şimdi ben bu bilgiden sonra o çocukla nasıl konuşacağım."
" O çocuk zaten sana aşık."
" Öyle mi?"
" Ya hayır normalde felaket zekisin. Ne oldu sana?"
" Aşık olmuş, hyung" diye araya girdi Jisung.
" Neredeydin sen?" dedi Chan.
" Minho hyung hafızamı silmem karşılığında bana yemek ısmarladı da. Oradaydım."
" Neyi sildin hafızandan?"
" Sildiğim için hatırlamıyorum yani söyleyemem."
" İyi Jisung Changbin yeterince çalıştı. Sıra sende gel hadi."
" Ben aşağı iniyorum o zaman."
"Beklemen kabahat"
Çalışma odasından çıktığında telefonu çaldı.
"Hyung geldim."
" Geliyorum." Telefonu kapatıp hızlı adımlarla indi. Çilleri, saçları, gülüşü, pembe dudakları ve küçük elleriyle onu bekleyen küçüğüne baktı. Hayatında ona aşkı tatırmayı başaran ilk kişiye yöneldi. "Selam" dedi " Selam,hyung."diye yanıt aldığı beden ona sıkıca sarılınca karşılık verip kokusunu içine çekti. "Özledim seni bokie." Felix kafasını iyice karşısındaki adamın omzuna gömdü:
" Ben de seni hyung."
" Hmm, Sınavların nasıldı?"
" İyiydi."
" Güveniyorum zaten sana." Yavaş yavaş sarılmayı bıraktı.
" Teşekkür ederim, hyung."
" Ben teşekkür ederim."
" Ne için?"
" Beni sevdiğin için..." kızardı Felix. "Bana itiraf edecek kadar cesur olduğun içi, güzel kalbin için, çalışma azmin için ve bu kadar yakışıklı olduğun için. Son olarak bana aşkı tattırdığın için." Felix ne diyeceğini bilemedi. Ne dese bu kelimelerin büyüsünü bozacak gibiydi. Changbin sırıttı karşılık almak ister gibiydi.
" Seni seviyorum, hyung"
" Sana aşığım, Felix"
Arkada onları izleyen Minho yüzünü ekşitti. Hyunjin arkadaşıyla gurur duyma işini sonraya bırakarak iğrenen yüzünü takındı ama iki aşık onları görmedi bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Changlix
Fanfiction" Kendimize '3Racha' diyoruz. Sana bahsettiğim gibi bu Changbin ve Han." " Ben Felix, Chan hyung'un arkadaşıyım. Memnun oldum." Changbin çocuğa baktı. Güzel ve genç bir yüzü vardı... shipler: #changlix #hyunho Okunmayacağını bile bile yaziyorum :)