Bir anımızda..
Birazlığına havuzun kenarında oturmuştuk ve Heizou arayınca kalkıp onların gittiği yere doğru yürüdük.
Geldiğimizde Heizou bizi fark etmiş olacak ki ellerini yukarı kaldırıp salladı.
Ona sırtını yaslayıp elindeki kahvesiyle bankta yan oturmuş ve deniz manzarasının keyfini çıkaran Scaramouche ise sarsıltıdan irkilmişti.
"Dünyamı sallamayı kes"
"Önünde o kadar içki varken kahve içmeyi mi seçiyorsun?"
Scaramouche, cevap bile vermeye tenezzül etmezken biz de karşılarına oturduk.
Heizou içmeye başladıktan birkaç dakika sonra Aether da ona katıldı.
Bu ikisi iyice kafayı bulmaya başladığında Aether haliyle yine bana yapışmıştı ama en sonki kaş yapayım derken göz çıkardığım olaydan sonra neden bir amacım olmadan ona pas atayım ki?
Aether benden bir reaksiyon alamayınca çenemden tutup başımı çevirdi ve beni öptü.
Sonra arka taraftan Sora'nın yüsek sesle küfrettiği duyunca başımı geri çevirdim.
Sora bizi görüp yanlışlıkla tezgahtaki kahveyi üstüne dökmüştü.
Oshan hemen gelip kahveyi kaldırdı ve Sora'nın kolundan tutup onu pistteki kalabalığın arasından sürükledi.
Geri Aether'a dönüp baktığımda gözleri benim üstüme dikilmişti.
"Ben de hemen kahve alıp geleceğim-"
Hızla masadan kalkıp diğer içecek yerine gittim ve makineden kendime kahve doldurdum.
Geri oturdukları masaya gitmektense oradaki sahile bakan masalardan birine oturup kahvemi içmeye başladım.
Kahvemi yarılamıştım ki iki tanıdık figür kumların üstünden yürüyerek tam denizin karşında durdular.
Sora ve Oshan?
Oshan yavaşça Sora'ya doğru eğildi ve onu öptü.
Bütün bu yaşadıklarımızın özeti bu mu yani?
Oshan karşı takımdan ona gelen pasla topu aldı. Herkes onun ilerlemesini beklerken, o da ne? Oshan kendi kalesine doğru dönüp hücuma geçerek maçtaki herkesi şoka uğratıyor! Oshan şut..
Sora onu itmek yerine öpmesine izin verince sevinçle elimi yuruk yapıp havaya kaldırdım.
Ve gooool!
Ben onlara bakarken birden kulağım tam yanında Aether'ın sesi duyuldu.
"Sonunda"
Arkamı dödüm ve ona baktım.
"Evet.."
Aether boynuma doğru eğilecekken onu omuzlarından tutup durdurdum.
"Hadi ama Xiao.. Daha tadına bile varamadım.."
"Burada olma-"
Ben bitirmeden, Aether beni kollarının arasına almış ve odaya doğru ilerlemeye başlamıştı bile..
...
Kendimi zar zor banyodan dışarı atabilmişken aynada boynumu inceledim.
"Her yerini kızartmışsın!"
Aether sadece altında sarılı olan havluyla banyodan çıkıp arkadan bana sarıldı.
"Ben bunları yaparken çıkardığın sesler hiç aynı tonda değildi ama.."
Aether ellerini bornozumun ipine götürdü.
"Saat şuan en az gece bir.. yatalım artık"
"Ama-"
"Uykum var.."
Aether durmak yerine yine boynuma gömüldü ve elimle tuttuğum bornoz ipini açmak için çabaladı.
"O hamsterı geri götürürken benimde vardı"
Aether az da olsa hâlâ alkol kokuyordu.
Kendimi tutmaya çalışırken ipteki elimi daha da sıktım.
"Aether, dur.."
Aether aynada bana baktı ve hafifçe iç çekip beni bıraktı.
İkimizde giyinince yatağa uzandık.
Onun tarafına sırtımı dönmüştüm, bana darıldı mı ki?..
Gözlerimi kapayınca arkamdan yavaşça belimi saran iki kol hissettim.
Yüzümde küçük bir gülümseme oluştu ve Aether'ın kollarının arasında uykuya daldım.