Dolunay Yolcusu

Bölüm 2: Dev Sarsıntı

Bölüm 2: Dev Sarsıntı

*Bir sarsıntı ile değişir tüm denge...*

Yaşadığımız bu hayatta en az ailemiz kadar hayatımızda devamlı var olan ve ailemiz kadar değer verdiğimiz dostlarımız vardır. Hatta o kadar değerlidirler ki yeri geldiği zaman bizim için birer kardeş bile olurlar. Bu arkadaşlıklar zaman zaman sonsuza kadar sürer ve ben sahip olduğum bu aileyi kaybetmeyecektim.

Saatlerin neredeyse nasıl geçtiğini hiç anlamamıştık. Uzun zaman sonra burada dostlarımla tatil yapıyor olmak bedenimdeki tüm stresi ve yorgunluğu söküp atmıştı. Onların da neşelerine dahil olabilmek o kadar güzeldi ki...

"Gençler hava karardı toparlanalım hadi, yemeğe ineriz sonra."

Kuzeyin seslenişinin ardından sonunda havuzdan çıkmaya karar vermiştik. Kuzey'in beni zorla çıkartmayacağından şuan emin olacak olsam hala çıkmamış ve yüzmeye devam ediyor olurdum.

"Tolga çıkmama yardım eder misin!" Tolga'ya seslenerek çıkmaya çalıştığım havuz kenarından bakışlarımı ona çevirdim.

Yüzerek yanıma yaklaştı ve belimden tuttu.

"Merdivenlerden çıkmayı da tercih edebilirdiniz Ada hanım." Dedi gülerek. Aynı şekilde bende ona gülümsedim ve beni havaya kaldırarak havuzun kenarına oturmamı sağlamasını bekledim.

"O zaman seni nasıl uğraştırabilirdim." Dedim gülerek, gözlerini devirdi ve aynı şekilde havuzdan çıkıp bana elini uzattı.

"Hadi kalk, odaya çıkalım bizi bekliyorlar." Elini tutarak ayağa kalktım ve şezlong'tan eşyalarımı alıp elbisemi giyip otele doğru ilerledim.

"Acaba yemekte ne var çok açım." Hepimiz birlikte Serkan'a baktık. Bu kadar şapşal oluşunu hem seviyordum hem de Melisa'nın onda ne bulduğunu merak ediyordum.

"Yarım saat kadar dayanabilirsen aşağıya indiğimizde öğreneceğiz." Dedi Melisa gülümseyerek.

Serkan, Melisa'nın ona olan hislerini biliyor olsaydı ne düşünürdü çok merak ediyordum ancak Serkan sürekli farklı kızla konuşuyordu ve bu yüzden ona açılmaması gerektiğini çok iyi biliyordu.

Odaya girdiğimizde Melisa ve ben kendi odamıza, erkekler de kendi odasına geçti ve sırayla duş aldıktan sonra hazırlanmaya başladık.

"Serkan maviyi çok sever, acaba mavi mi giysem?" dedi usulca.

"Onun için süsleneceksen mavi iyi bir seçim." Gülmeye başladım, bu cümleme sinir olacağını çok iyi biliyordum. Hafifçe koluma vurdu ve kaşlarını çattı.

"Sen elindekine bak, Tolga siyah'ın sana yakıştığını söylediğinden beri özellikle siyah giyiyorsun." Bakışlarımı tuttuğum siyah elbiseye çevirdim ve haklı olduğunu fark ettim. Uzun zamandır farkında olmadan devamlı siyah giyiyordum.

"Ne alakası var? Hem bakmak için elime almıştım, kırmızı giyeceğim bu gün." Elimdeki elbiseyi dolaba geri koyarak askıdaki kırmızı elbisemi aldım.

"Kesinlikle öyledir." Dedi imalı bir şekilde.

"Bizim Tolga ile aramızda bir şey olmayacak, ona çok değer veriyorum ve zaman geçirmekten özellikle keyif alıyorum. Yine de bunu seninle konuşmuştum, biz sevgili olursak ne olur biliyorsun." Başını salladı ve makyaj aynasından bana baktı.

"O zaman araya biraz soğukluk sok, belki sana olan hisleri biter."

"Sanmıyorum, hem bunu yaparsam yine ortamı bozacağım."

"Haklısın, çok hassas bir konu bu." Elbiseyi giydikten sonra ayağa kalktım ve bir sandalye çekip makyaj masasında Melisa'nın yanına oturdum.

"Çok güzel olmuşsun, Serkan büyük ihtimalle seni çok beğenecek." Dedim hafifçe gülümseyerek.