5. Bölüm

895 271 11
                                    

"Efruz?!"

"Efruz uyan!"

"Olacak iş değil bu!"

"Resmen koca kızı uyandıramıyoruz."

"Efruz?"

"Durun durun kendine geliyor."

Kafamın içinde ki uğultu yetmezmiş gibi bir de gerçek dünyanın gürültüsü karşısında yüzümü buruşturdum. Gözleri açmak istemiyordum. Sadece uyumak istiyordum ama şu an her kim ya da kimler konuşuyorsa kesinlikle beni bu isteğimden alıkoyuyordu.

Yattığım yerde sırtımı hareket ettirdiğimde çok dar bir alanda olduğumu fark etmiştim. Çünkü şu an kolumun biri boşlukta sallanıyordu. Kendimi biraz daha zorladığımda bu kez gözleri araladım. Fakat karşımda gördüğüm kişi ile aklıma hatırladıklarım gelirken ben çoktan hızla yattığım yerden doğrulmuştum.

Kalbim şokla ve büyük bir korkuyla çarparken inip kalkan göğsümün hızı açıkça bu duygularımı belli ediyordu. Hızla çevremi taradığımda her şeyin aynı ve bıraktığım gibi olduğunu gördüm.

Bu gece Derya'nın daveti üzerine onlara film izlemeye gelmiştim. Bizim dışımızda iki erkek daha vardı. Sonrasında sessizce film izlemeye başladığımızı hatırlıyorum. İlk defa yüzünü gördüğüm adamla olan göz temasımızdan sonra rahatsız olarak mutfağa su içmeye gitmiştim ama sonrasında duyduğum Derya'nın çığlığı ile korkuyla salona tekrar dönmüştüm. Hatta elimde ki su bardağını da yere düşürüp kırmıştım. Peki salona geldiğimde nasıl bir manzara ile karşılaşmıştım?

"Derya?!" dedim hem korkuyla hem de panikle. Hemen ardından da onun bana bakan meraklı gözlerinin eşliğinde uzanarak el bileğini avuçlarımın arasına aldım. Sanki bir gerçeklik arıyordum.

Salona girdiğimde onu koltukta uyuyor sanmıştım. Ama boşluğa düşen el bileğinden kanlar akıyordu.

"Neyin var Efruz?"

Bana büyük bir ilgiyle soru soran kıza cevap vermedim. Gerçekten de, benim neyim vardı?

"Film biteli çok oldu ve sen uyuya kalmışsın."

Sahi öyle mi olmuştu?

Film karşısında uyuyakalıp aslında gerçekten yaşadığımı sandığım olay bir rüya mıydı?

"Kabus mu gördün yoksa, ne bu surat?"

Bu gece gördüğümden beri ilk defa konuşan adam bana merakla bakıyordu. Zayıf ve çelimsiz bir vücudunun aksine oldukça uzun boyu vardı. Ortam hâlâ daha koyu renklerin olduğu bir aydınlatma ile aydınlanıyorken yüzünü pek net göremiyordum.

Sakince yutkunduğumda aynı zamanda da derin bir nefes aldım. Ne yapacaktım ben? Acaba rüyayla gerçeği ayırt edemiyor muydum? Kaç gündür çok kötü şeyler yaşıyordum. Karaltılar, gürültüler, kanlı görüntüler... eğer bunları sadece ben duyuyor ve görüyorsam gerçek olma ihtimali çok düşüktü. Eğer gerçek olsa o zaman niye bunu kanıtlayamıyordum?

"Efruz?"

Ellerimi avuçlarının arasına alan kız ilgi odağım olurken ne diyeceğimi bilmiyordum. "Hiç iyi görünmüyorsun." dediğinde büzdüğü kaşlarıyla halime üzülmüş gibiydi.

Evet.

Kesinlikle hiç iyi değildim.

İki gündür gerçek mi yoksa hayal mi olduğunu bilmediğim anlar yaşıyordum ve bu beni yıpratmıştı.

"Ben artık gitsem iyi olur."

"Bekle biraz. Gerçekten iyi görünmüyorsun."

Buraya geldiğimden bu yana ilk defa konuşan adam arkasını döndüğünde karanlıktan dolayı ne yaptığını göremiyordum. Sakince gözleri araladığım koltuğa tekrar oturdum. Derya'da yanıma oturduğunda bir elimi avuçlarının arasına aldı.

KARANLIKTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin