Haiiii, ben geldiiim.
Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Şeytan Taehyung, bu masum ve zararsız genç çocuğu gerçek anlamda himayesi altına almıştı.
Cehenneme ait olmadığını bile bile cehennemine, kendi evine, cennetin bir parçasını taşıyıp getirmiş gibi onu korumaya hazırdı.
"İçinde bir parça bile kötülük yok." dedi şeytan Taehyung, genç çocuğun ağlamaktan kızardığı halde ışıl ışıl parlayan iri gözlerine baka baka. Öyleydi sahiden. Kendi canını feda ederken şeytanların da mutlu olmaya hakkının olduğunu dile getirmişti. Onun mutluluğunu önemseyen, ilgilenen tek kişi Jungkook olmuştu. Bu bir fani tarafından gerçekleştiği için kendisi de şaşkındı, lakin bu sözlerdi en çok gönlünü feth etmeyi başaran, kalbinin kilidini çözen kelimeler.
Gerçek anlamda, cennetin kayıp bir parçasıydı. Tanrı'nın sırtını döndüğü, lanetleyip ölüme terk ettiği ve şeytan için en büyük yasak bir meyveydi.
"Herkesin mutluluğunu isteyip dileyecek kadar saf ve temiz bir kalbin var." diye devam etti. Gözlerinin önündeki yüzün her bir karışını ezberlemeye ant içmiş gibi, dikkatle izledi genç çocuğu. Hak ettiği yer ateşle kavrulan cehennemin göbeği kesinlikle değildi. Ama onu cennete yollayabilme şansı da yoktu. Üstelik halihazırda yaşadığı dünya onun mezarı olmaya hazırdı. Bu yüzden onu dünyaya geri gönderemezdi. Çünkü gerçek anlamda ölmesini, zarar görmesini istemiyordu.
Ona kol kanat gerebileceği en uygun konum ise cehennemdi.
"Kötülük yaparak elime bir şey geçmeyeceğini düşünmüştüm hayatım boyunca. Çünkü babam bana böyle öğretmişti." Genç çocuk, sonunda konuşmak ve kelimeleri dile dökebilmek amacıyla kendini hazır hissedebilmişti.
"Kötülük içinde yuva yapmış, cehennemin ve karanlığın efendisine bunları söylüyor olman, trajikomik." Şeytan Taehyung, konuşurken neredeyse kısık sesle kıkırdadı.
Jungkook, burnunu çekti ve gözlerini kırptıkça birbirine yapışan ıslak kirpikleri arasından şeytan Taehyung'u seyrederek dudaklarını yavaşça araladı. "Sen de iyi olabiliyorsun." diy fısıldadı. Sözleri, ikilemde kalacağı ölçüde çekinceyle dökülmüştü dudaklarından.
"Ben iyi değilim Jeon, şeytanlar iyi olmaz." Taehyung, hafifçe gerilen çenesi ve sıktığı dişleri arasından homurdandı.
Genç çocuk, hallice bu sözleri duymaya kendini hazırlamıştı. Pekte beklentisi dışında sözler çalınmamıştı kulaklarına. Ama yine de içindeki iyiliği görmesini sağlamıştı şeytan Taehyung, ona yardım ederek, onun hayatını kurtararak bu düşüncelerin içine kazınmasını çoktan sağlamıştı.
"Bana yardım ettin, hayatımı kurtardın. Bu bir iyilik sayılmaz mı?" Sesini yükseltmeye cesaret edemedi, fısıltının ötesine tırmandığı evrede şeytan Taehyung'tan gelecek tepkinin fitillenebileceği düşüncesi onu duraksatmış, sesini kısık tutmasını kararlı kılmıştı.
"Şeytanlar da verdikleri sözlere sadık olabilirler. Yani nadir de olsa, sözlerimizi tutarız. Ve nihayetinde melek Jin'e bir söz vermiştim, peşi sıra ise sana bir söz verdim. Tehlikede olursan yardım edecektim, yaptım da." dedi ve hırıltılı, derin bir nefes çekti içine.
"Yani verilmiş sözlere riayet etmekle, iyiliğin alakası yok. Ben hâlâ bir şeytanım ve bu asla değişmeyecek." Saptırılamaz, yalanlanamaz gerçekleri bir bir genç çocuğun yüzüne vurmuştu.
Kucağında sakinleştirip teskin etmişti genç çocuğu. Şişen gözlerinden yaşlar süzülmüyordu artık. Ama hiddetli ağlaması sebebiyle hıçkırıkları bırakmaya niyetli değildi yakasını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVIL'S EYE • TAEKOOK ✓
ФанфикTanrı, şeytan Kim Taehyung'un itaatsizliğinden ötürü onu tek gözünden kopararak cezalandırdı. Ve şeytanın gözü tenine kazınan genç çocuk Jeon Jungkook, boynundaki saklamaya çalıştığı şeytanın gözü yüzünden yaşadığı hayatı boyunca canavar olarak dışl...