1 | Canavarın Gözü

10.5K 1.3K 1K
                                    

Genç çocuk, 21 yıldır tenine kazılı olan göze baktı. Kırmızı göz ne zaman aynaya bakmaya kalkışsa onu izliyor gibi hareket ediyordu.

"Gerçekten canavarım ben..." Kendi dudaklarından yaralı bir şekilde dökülen bu kelimeler kalbine bir bir işledi. Yıllardır başkalarından sıklıkla duyduğu, aşina olduğu o sözleri kendisine söyleyince yüreği sızlamıştı. Bu şekilde doğmak ve büyümek kendisi de istememişti ki...

Ailesi onu doğduğu anda, boynundaki şeytani göz yüzünden terk etmişti. Onu çöpe atıp kaçmışlardı. Tanrı ise, doğar doğmaz lanetlenen bu bebeği büyütmesi için melek Jin'i görevlendirmişti. Şeytan Taehyung'un laneti, Jeon Jungkook'u bulmuştu.

Melek Jin, onu çöpten alıp kendi evladı gibi büyütüp yetiştirmişti. 21 yıl sonra o bebek genç bir birey olmuştu.

Melek Jin, bu olayla ilgili zerre bir şey anlatmamıştı genç çocuğa. Melek kimliğini saklayarak yaşamak zorundaydı yanında. Hatta Jungkook'u evlatlık aldığını dahi söylememişti bunca yıldır.

Jungkook, melek Jin'i öz babası zannediyordu.

Pijamalarını çıkartmadan önce komodinin çekmecesindeki yeşil renkteki beyaz puantiyeli fularını çıkarttı. Ve boynundaki lazer gibi parlayan kırmızı gözün tam üstüne denk getirecek şekilde fuları bağlayıp her zamanki gibi tenini sakladı. O gözle karşı karşıya geldiğinde, içini dipsiz bir karanlık sarıyor, teni alevlerin içine atılıyormuş gibi yanmaya başlıyordu. Cesaret edip her boynundaki kırmızı gözle bakıştığında cehennemi yaşıyordu sanki. Şeytani gözün etkisiydi bu. Cehennemin bir parçasıydı, şeytanın gözüydü bu etkiyi yaratan.

Bazen kapalı duran o şeytanın gözü, bazı zamanlarda çocuğun gözlerine uyum içerisinde kapanıp açılıyor, kirpiklerini kırpıyordu. Jungkook, geceleri korkusundan aynaya asla yaklaşamıyordu.

Çünkü karanlık çöktüğünde o gözler çok daha keskinleşiyor ve doğrudan onu izliyor gibi kirpiklerini kırpmadan, gözü zerre seğirmeden sabit duruyordu. Bu görüntü onu ürkütüyordu. Artık kendisi bile canavar olduğunu düşünüp korkuyordu.

Bir kaç saat sonra her şeyin biteceğini ve boynundaki o gözden kurtulabileceğini zannediyordu. "Canavar gözden, canavar yanımdan kurtulacağım." diye fısıldadı aynadaki aksine bakarak.

Fuların altında saklanan şeytan gözünün kımıldadığını hissetti. Gözlerini kırparken, yuvalarında çevirirken, gözlerini yumarken dahi her şekilde Jungkook bunu hissediyordu.

Kıyafetlerini değiştirdikten sonra ilk işi melek Jin'in yanına inmek olmuştu.

"Baba, ameliyat başarılı geçecek değil mi?" Gerginlikten kıvranan genç çocuk boynundaki fularını düzeltti.

Melek Jin, Tanrı'nın bu ameliyatın gerçekleşmesine izin vermeyeceğini, zamanı gelmeden o gözden kurtulabilme şansı olmadığını çok iyi biliyordu.

Fakat karşısındaki genç çocuk yıllarca yanında kalıp onunla büyüdüğü için üzülmesini gerçekten istemiyordu.

"Günün birinde bu gözden kurtulacaksın evlat." Jin, 1400 yaşında bir melekti. Jungkook onun çok genç göründüğünü ve yakışıklı olduğunu söylerdi. Onu öz babası zannettiğinden, ona benzemediği ve tıpkı bir canavar gibi boynunda şeytan gözüyle doğduğu için bunun haksızlık olduğunu dile getirir, isyan ederdi.

Melek Jin, kimliğini saklı tutmak zorunda kaldığı için ona çok genç yaşta baba olduğunu söylemişti.

"O gün bugün olsun baba..." Çaresiz sesi tüm odayı kapladı. "Keşke annem de burada olabilseydi." diye yakındı sonra.

DEVIL'S EYE • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin