19 | Sonsuzluğu Kucaklamak

5.8K 887 519
                                    

Haiii, ben geldiiim. Hıağğğ DE gözbebeğimde bitiyor. Çok az kaldııı. Hüzünlüyüm şimdiden. Son bir bölümümüz kaldı ^^

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Onu canım pahasına koruyacağıma emin olabilirsin Jin." diye kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Çünkü bu şeytan kimliğimle, masum oğluna aşık oldum."

Jin, duyduklarıyla şaşırmadı. Çünkü, bu riski göze alabilecek şekilde oğlunu ona getirmesinin başka bir açıklaması olamayacağını gayet iyi biliyordu.

"Farkındaydım, hissetmiştim. Gözüne kavuştuğun halde Jungkook'u kurtarmandan belliydi zaten." dedi Jin.

"Peki ya oğlum, sen?" Bakışları Jungkook'un gözlerine kaydığında, genç çocuk gözyaşlarıyla dolu olan gözlerini utangaç bir edayla kırpıştırdı.

"O, benim güvenli alanım baba. Sığındığım limanım. Ben... Ben onun cehennemine cennet olmayı kabul ettim."

Taehyung, bu sözleri duyunca içini kötülüğün yerine mutluluğun silsilesi doldurdu. Dudakları, yüzünü aydınlatan bir gülücükle şenlendi.

"El değmemiş, saf gül goncası, cehennemimde açacak. Jungkook, cehennemimin tam ortasında açan bir çiçek bahçesi olacak..."

*

(Cehennem işleyişine göre) Birkaç gün sonra~

Her ne kadar babası yanında kalmak istese bile, bu ne yazık ki mümkün olmamıştı. Yine de hasret gidermek için fırsatları olmuştu.

Yakalanmadan geri dönmeyi de başarmışlardı. Lakin Jungkook, geri dönerken babasından ayrılmak konusunda oldukça güçlük yaşamıştı.

Taehyung ona söz vermişti. Jin'i oradan çıkartıp kurtaracağına dair bir söz vermişti.

Cehennemin baş bekçisi olan Namjoon ile sağlam bir plan kurdu. Planı devreye sokmadan önce bulunduğu cehennemin içerisinden, cennet mahzeninde tıkılı olan Jin ile iletişim kurmayı başardı.

"Jin." Aynadaki puslu görüntüye bakarak konuştu Taehyung. Jungkook, mışıl mışıl uyuyordu.

"Beni duyuyor musun?" Jin, etrafına bakınarak sesin geldiği yöne doğru çevirdi başını. O anda mahzenin ortasında duvarın kenarından bir portal açıldı.

O portalın ardında, bulanık bir şekilde titreşen Taehyung'un görüntüsünü gördü. "Duyuyorum ve şu an seni görebiliyorum da."

Taehyung başını ağır ağır olumlu anlamda salladı. Jungkook uyanmadan ona sürpriz yapmak istiyordu.

Günlerdir iletişim cennetin kapılarını aşmaya çalışmış ve sonunda başarmıştı. Şimdi tek sorun Jin'in bu teklifi kabul edip etmeyeceğiydi. Şayet kabul ederse onu oradan kurtarıp çıkarabilirdi.

"Beni iyi dinle Jin, şu anda cehennem bekçisi Namjoon orada. Arkanda kalan duvara dokunarak mahzenin içine girmesine izin vermen gerekiyor."

"Cehennem bekçisinin burada ne işi var?" diye sorguladı Jin hızla.

Taehyung burnundan derin bir nefes çekti içine. Vaktinin daraldığını hissedebiliyordu. Acele etmeleri gerekiyordu.

"Bak, oradan çıkıp kurtulmak ve oğluna kavuşmak istiyor musun? Sana çıkman için yardım edebilirim ama vaktimiz kısıtlı ve çabuk olmamız gerekiyor."

Jin, başını hızlıca olumlu anlamda salladı. "Namjoon'un yanına ulaşmasına izin verirsen gördüğün o portaldan birlikte geçip yanımıza ulaşacaksınız." diye açıkladı Taehyung.

DEVIL'S EYE • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin