Herşey birden bire olmuştu. Bir temmuz akşamı Vlad Tepeş'in büyü kitabını bulan ve onun müridi olduğunu söyleyerek tekrar onu dünyaya getirmek için bir tarikat oluşturan Friedrich , ejderha tarikatına kısa sürede bir çok kişiyi katmış ve potansiyel büyücüleri bulup onlarında yardımıyla bir çok ülkede önemli konumlara müridlerini yerleştirmeye başladı.
5 yıl sonra 3.dünya savaşını 2037 yılının Mart ayında , altıncı gün , saat 04.44 de Macaristan'daki darbe ile başladı. Macaristan yönetimini ele geçirince de tüm müridlerine haber yollayıp "Dünya üzerinde sadece tek bir devlet vardır. O devletin ise mutlak sahibi sadece ve sadece Vlad Tepeş'dir. Artık şafak bizim için sökecek!" Dediğinde bütün dünyada büyük bir yıkım başladı. Baz istasyonları , uydular ve enerji kaynakları Macaristan'daki şafakla birlikte peş peşe infilak etmeye başladı. Yönetimler , ne olduğu anlaşılmaya çalışırken de şehir merkezlerinde ve kilit noktalarda daha önce hiç görülmemiş canavarlar ortaya çıkmaya başladı. 14 ay gibi bir sürede Macaristan , Rusya'nın tamamını ve Avrupa'nın büyük bölümünü işgal etmişti. Güneyde Türkiye ve batıda İngiliz-ispanyol ittifakı direnmeye devam etse de savaşı yavaş yavaş kaybediyorlardı. Amerika'da ise oluşan otorite boşluğunda halk kendi içinde ülkeyi yok etmiş ve bir kaç alan dışında neredeyse yaşam belirtilerini sıfırlamıştı. Savaştan önce 11 milyarın üzerindeki insan nüfusu , 5 yıl içinde 1.5 milyardan biraz fazlasına düşmüştü. Büyücüler nükleer bir savaşta ölebilecek insanlardan daha fazlasının canını almıştı...Güneş yavaşça doğarken , dar geçitdeki kaya çıkıntısına sırtını dayamıştı Efe. Mermileri biten tüfeğini yanına dayayıp kana bulanmış kıyafetinin ceplerini yavaşça karıştırıyordu. Sigara paketini eline aldığında hayal kırıklığı ile paketin üstünü tamamen açtı. Sigaralar kan olmuştu. Yavaşça içlerinden birini çekip solmaya başlayan dudaklarının arasına sıkıştırdı. Çakmağını bulmak için ceplerini tekrar karıştırırken ince bir parmak ucunda yanan ateş parladı yüzünün biraz önünde. Sigarasının ucunu ateşe yaklaştırıp derin bir nefes soluyup yanan elin sahibine baktı. "Problem olur mu?" Dedi kanlı sigaranın birini eline alan Jeanne. Efe derin bir nefes daha çekti sigaradan. "Kaça bildiler mi?" Diye sordu , Jeanne yanına otururken. Jeanne gülümseyip kan kaybını azaltmak için karnındaki derin kesiği bastıran Efe'ye baktı. "Çok iyi bir yem oldun. Geri kalan kısa ömürlerinde sana minnettar olacaklardır." Dedi. Efe gülümseyip kafasını arkaya bıraktı. Yüzünde ince bir gülümseme vardı. "Ömürleri kısa da olacak olsa kaçabildiklerine sevindim." Dedi ve derin bir nefes daha aldı sigarasından. Jeanne elini Efe'nin yarasının üzerine getirdiğinde "İstersen seni iyileştirebilirim..." Dedi. Efe gök yüzüne bakarken devam etti. "... Seni korumam altına alır ve güvenli bir yere gönderirim. Yeni bir hayatın olur. Bir aile ve sıcak bir yuvanda olabilir belki zamanla..." Efe zorlanarak yutkunup Jeanne'ye baktı. Nazikçe elini tuttu. "Onların hepsi elimden zaten alındı. Yaşamak için bir sebebim yoktu... Ölmek için katıldığım savaşta , lütfen ölmeme izin ver..." Dedi. Jeanne elini geri çekerken Efe sessizce teşekkür etti ve yarasının üzerindeki elini çekti. Kan biraz daha hızlı akmaya başladığında gözlerini yumdu ve kendini bıraktı.
Jeanne , Efe'yi izlerken ilk karşılaştıkları an gözlerinin önüne geldi. Savaşın ilk yıllarında esir kampından yanında bir çocukla kaçarken mayınlı bir araziye girmiş ve bunu fark ettiğinde çaresizce olduğu yerde donup kalmıştı. Efe onları gördüğünde elindeki silahı ona göstererek yere bırakıp mayınlı bölgeye girdi ve onları sırtına alıp temiz bölgeye çıkardı. Jeanne tekrar kampa dönmeyi beklerken Efe , ona ve kucağındaki çocuğa bakıp palaskasındaki anahtara uzandı. Jeanne onu izlerken ve yanındaki asker Efe'yi uyarırken Jeanne'nin bileğindeki gücünü kısıtlayan kelepçeleri çözdü. Matarasını onlara uzatırken de "Lütfen askerlerimizi öldürmeden cephe hattını geç ve bir daha karşıma çıkma." Dedikten sonra yanındaki asker ile kampa geri döndü. Bir kaç ay önce ise bu kez kendi esir düşmüştü. Geçen iki aylık sürede her gün verilen küçük bir parça ekmeğini kedi yavrularıyla paylaşan bir köpeğin bacağındaki yara için üzerindeki kıyafeti parçalayıp sargı için kullanan biriydi. Dün gece ise esir kampını bir birine katıp tüm esirlerin kaçmasında büyük rol alırken geride kalan arkadaşlarının kaçması içinde kendini yem yapıp peşine düşen birlikle son mermisini sıkana kadar çatışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Hayat
FantasyBilim kurgu... Bu benim ilk hikayem olacak. Bu sebeple değerli fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum.